Türkiye ekonomisi, yılın ilk çeyreğinde beklentileri aşarak, yüzde 5 büyüdü. Piyasa beklentisi yüzde 3.5-4 aralığındaydı.
2016’nın bir çeyreğinde küçülen, yılın tamamında ise yüzde 2.9 büyüme performansı sergileyen ekonomik büyümenin, 2017’nin ilk üç aylık döneminde yüzde 5 büyümesi sürpriz olarak değerlendirildi.
Orta Vadeli Program’da 2017 için yüzde 4.4 büyüme öngörülüyor. Ekonomideki bu sürpriz büyümeye katkı sağlayan kalemler ve yüksek büyümenin sürdürülebilirliği ise tartışma konusu oldu. Ekonomist Arda Tunca, ekonomideki büyüme ve destekleyici unsurları analiz etti; eleştirileri değerlendirdi.
‘İHRACAT, KAMU VE ÖZEL TÜKETİM HARCAMALARI BÜYÜMEYİ YUKARI TAŞIDI’
Yüzde 5’i ‘sürpriz’ olarak niteleyen Arda Tunca’ya göre bu, gayet güçlü olduğu mesajını veren bir büyüme oranı. Tunca, geçtiğimiz yılın bir çeyreğinde küçülme yaşayan ekonominin sıçrayışında üç maddenin etkili sıçrayışında üç maddenin etkili olduğunu söyledi. Bunlar; ihracat; kamu kesiminin yani bütçeden kaynaklanan harcamalar ve özel tüketim harcamaları. Ekonominin kendi dinamikleriyle yani ihracatla sağlanan büyümenin sağlıklı olduğuna vurgu yapan Ekonomist Arda Tunca, buna karşın devletin tüketim harcamalarını artırmış olmasının doğru olmadığı görüşünde.
Tunca’ya göre yüzde 5’lik büyümenin altındaki zayıflık, bütçe açığı düşük olan Türkiye’de devletin en güçlü çapasını, kamu maliyesini kullanarak para musluklarını açması.
‘KAMU MALİYESİ ZORLANIYOR’
Ekonomist Arda Tunca, özel tüketim harcamalarını artırmak için de yine kamu maliyesinin devreye girdiğini belirterek, devletin vergi gelirinin bir kısmından taviz verdiğini hatırlattı.
Tunca, yüzde 5’lik büyümenin içerisinde kredi şişmesi de olduğunu kaydederek, kredi garanti fonunu işaret etti: “Devlet bir taraftan harcama yapıyor diğer taraftan da tüketime yönelik vergi avantajlarıyla ekonomiyi canlandırıyor. Hem harcama yapıyor hem vergilerden elde ettiği gelirini bir miktar azaltıyor. Yani kamu maliyesini bir miktar zorluyor. Bu durumda biraz ittirilen, zorlanan bir büyüme söz konusu.”
‘GÜÇLÜ MALİYE CEPHESİ KAYBEDİLMEMELİ’
Türkiye’nin çok sıkıntılı bir dönemden geçtiği ve seçim yorgunu olduğunu anımsatan Arda Tunca, bu durumda kamunun devreye girmesinin bir politika tercihi olduğunu ifade etti.
Bunun ihtiyaç halinde yapılabileceğinin altını çizen Tunca, buna karşın kamu harcamalarının ve vergi teşviklerinin sağladığı büyümenin çok da sağlıklı olmadığını söyledi: “Kamu harcamalrıyla destek uzun süreli götürülecek bir durum değil. Güçlü olduğumuz maliye cephesini neden kaybedelim? Bir an önce ekonominin kendi dinamikleri içerisinde büyüyebileceği normalleşmeye dönmeliyiz.”
OHAL KOŞULLARI YATIRIMI ÖZENDİRMİYOR, CAYDIRIYOR
Ekonomist Arda Tunca’nın dikkat çektiği bir diğer başlık yatırım harcamaları oldu. Yatırımların zayıf kalmasının bir güven eksikliğini işaret ettiğini savunan Tunca, OHAL koşullarının da yatırım yapmayı özendirici değil, caydırıcı etkisi olduğunu belirtti.
Arda Tunca, yapılan yatırımların altında inşaat kaynaklı bir büyüme olduğunu kaydederken, asıl verim artıracağın sanayi yatırımları olduğunu söyledi ve politik tercihi işaret etti: “Büyümenin kalitesini artırmanın yöntemi, büyümenin kaynaklarına ilişkindir. Hangi kaynaktan büyüyeceğinize ilişkin bir politika tercihinde bulunmanız çok önemli. Bu politika tercihlerinde bir hata görüyorum, inşaat sektörüyle olmaz bu.
‘BÜYÜDÜK AMA İŞSİZLİK GERİLEMEDİ’
Ekonomist Arda Tunca, yılın ilk çeyreğindeki yüzde 5 oranındaki büyümeye karşında işsizlikte bir düşüş görülmediğinin de altını çizdi: “Biz bu büyüme ile refahı yaratamadık. İşsizlik oranımız düşmedi, tam tersine yukarı çıktı. Ve çok ciddi bir genç işsiz problemimiz var.”
‘TÜRKİYE’YE YATIRIMDA ŞU AN BELİRLEYİCİ KREDİ NOTU DEĞİL’
Arda Tunca, ilk çeyrekteki yüksek büyümenin Türkiye’nin kredi notuna da yansımayacağı görüşünde. Buna karşın Tunca’ya göre mevcut durumda reyting kuruluşları etkisiz konumda: “Türkiye’nin şu anda içinde bulunduğu koşullarda yatırımcıların kredi kuruluşlarının görüşlerine bakarak karar vereceklerini düşünmüyorum. Yani etkisiz eleman konumunda derecelendirme kuruluşları. Yatırım kararları onlardan çok bağımsız.”
Sputniknews/Derya Yaşar