Ana Sayfa Öne Çıkanlar Offshore rüzgar piyasasında sarsıntı: Maersk ve Ørsted’den peş peşe hamleler

Offshore rüzgar piyasasında sarsıntı: Maersk ve Ørsted’den peş peşe hamleler

Yazar

Eki 12, 2025 @ 11:14 Değiştirilme tarihi: Eki 12, 2025 @ 14:16

ABD offshore rüzgar sektöründe büyük çalkantı yaşanıyor. Maersk’in 475 milyon dolarlık rüzgar türbini gemisi sözleşmesini iptal etmesi, Ørsted’in dev ölçekte küçülme planı ve federal fonların kesilmesi sektörde belirsizlik yaratıyor.

Maersk–Seatrium sözleşmesi iptal edildi

Maersk, Singapur merkezli Seatrium ile yaptığı 475 milyon dolarlık rüzgar türbini kurulum gemisi anlaşmasını, inşaatta yaşanan gecikmeler nedeniyle iptal etti. Neredeyse tamamlanmış (%98,9) olan gemi, New York açıklarındaki Empire Wind projesi için planlanmıştı. Seatrium, fesih kararına itiraz edeceklerini ve hukukî yolları değerlendirdiklerini duyurdu.

Bu iptal, ABD offshore rüzgar pazarında yaşanan finansal ve tedarik zinciri baskılarını gözler önüne seriyor. Empire Wind’in devreye alma takvimi ve maliyeti üzerinde ciddi etkiler bekleniyor.

Ørsted ABD’de 2000 kişiyi işten çıkarıyor

Danimarkalı yenilenebilir enerji devi Ørsted, ABD’de karşılaştığı politik ve ekonomik zorluklar nedeniyle çalışanlarının yaklaşık %25’ini, yani 2.000 kişiyi işten çıkaracağını açıkladı. Şirket, stratejik odağını Avrupa ve Asya-Pasifik pazarlarına yeniden kaydırmayı planlıyor. Bu adım, ABD’deki yüksek faiz oranları ve tedarik gecikmeleriyle birleştiğinde küresel offshore yatırımlarında bir fren etkisi yaratıyor.

Trump yönetimi araştırma fonlarını durdurdu

ABD Enerji Bakanlığı, offshore rüzgar ve dalga enerjisi araştırmalarına ayrılan 7,6 milyar dolarlık fonu iptal etti. Fon kesintisi, özellikle çevresel etki analizleri, türbin teknolojileri ve deniz ekosistemi araştırmaları yürüten laboratuvarları doğrudan etkiliyor. Bilim insanları, kararın ideolojik nedenlerle alındığını ve uzun vadeli inovasyon kapasitesini zayıflatacağını savunuyor.

Küresel yansımalar

Bu gelişmeler, Avrupa ve Asya’daki denizüstü projeleri için de uyarı niteliğinde. Avrupa merkezli yatırımcılar, ABD pazarındaki belirsizlik karşısında Akdeniz ve Kuzey Avrupa bölgelerinde daha istikrarlı fırsatları yeniden değerlendirmeye başladı. Türk şirketleri için de bu tablo, teknolojik ortaklık ve üretim yatırımları açısından yeni fırsatlar doğurabilir.