Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı IRENA’nın verilerine göre, 2050 yılına yönelik hedeflere ulaşılırsa yenilenebilir enerji ve bağlı sektörlerde yaratılan toplam istihdam 40 milyon kişiyi geçecek ve küresel toplam gayrisafi yurtiçi hasılası (GSYH) 52 trilyon dolarlık kümülatif bir kazanım elde edecek.
IRENA Genel Direktörü Adnan Z.Amin, yenilenebilir enerjinin küresel ısınmaya karşı önemli bir kalkan olduğunu, yaratacağı ekonomik ve sosyal faydaların bu alana yapılan yatırımların kat be kat üzerinde olacağını ifade etti. Adnan Z. Amin küresel iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini hafifletme ve küresel ekonomiye katkıyı arttırmada yenilenebilir enerjinin rolünü ayrıntılı olarak değerlendiren bir yazı kaleme aldı.
Küresel ölçekte ısı artışını 2 derecenin altında tutma hedefinin bu yüzyılın en önemli meydan okumalarından biri olduğunu belirten IRENA Genel Direktörü, “Sera gazı emisyonlarının üçte ikisi enerjiye bağlı kaynaklardan geliyor. Bu realite sürdürülebilir enerjiye geçişte ve iklim değişikliği ile mücadelede en belirleyici faktör. Yenilenebilir enerjinin enerji verimliliğiyle birlikteliği küresel stratejinin köşe taşlarını oluşturuyor.
Yenilenebilir enerji emniyetli, güvenli ve sürdürülebilir olma özelliği yanı sıra düşük karbonlu bir gelecek hedefine ulaşmada da önemli bir araç. Yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği sayesinde enerji kullanımı kaynaklı karbondioksit emisyonlarını yüzde 90 oranında azaltmak ve böylece iklim değişikliği hedeflerine ulaşmak kolaylaşacak” diyor.
ÜÇTE İKİSİ YENİLENEBİLİR OLMALI
Adnan Z.Amin’e göre küresel ısınmanın en kötü etkilerinden kaçınabilmek için küresel enerji üretiminin yüzde 85’inin yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanması gerektiğini vurgulayarak şöyle devam ediyor: “2050 yılına kadarki süreçte toplam enerji üretiminin minimum üçte ikisinin güneş, jeotermal, biyoenerji, hidroelektrik, rüzgar gibi yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanması gerekiyor.
İklim değişikliği etkilerini hafifletmek yanı sıra yenilenebilire dönüşüm stratejisi aynı zamanda uzun dönemli ekonomik ve sosyal faydalar da üretecek. IRENA’nın küresel enerji dönüşüm raporuna göre, yenilenebilir enerji ile 2050 yılına kadar küresel GSYH büyümesine yüzde 1’lik ilave katkı yapılacağı gibi milyonlarca da yeni istihdam yaratılacak. Sadece geçen yıl yenilenebilir enerji sektörü yarım milyona yakın yeni istihdam yaratarak toplam istihdam edilen kişi sayısını 10.3 milyona çıkardı.”
REKABETÇİ VE UCUZ HALE GELİYOR
Yenilebilir enerjiye dönüşümün cesaret verici bir şekilde yolunda gittiğini söyleyen Adnan Z.Amin şu değerlendirmede bulunuyor: “Yenilebilir enerjinin iş sektöründe yarattığı momentum çok dikkate değer ve güçlü bir ivme içinde. Bu momentumu en dikkat çekici boyutta elektrik sektöründe görüyoruz. Bugün yenilenebilir enerji küresel elektrik talebinin dörtte birini karşılar hale geldi. 2017 yılında toplamda 167 GW yenilenebiir enerji kapasitesi yaratıldı.
Yenilenebilir enerji bağlamında rekor bir rakam olan bu kapasite, şu an Brezilya’nın kurulu elekktrik kapasitesinden daha fazla bir rakama denk geliyor. Yenilenebilir enerji aynı zamanda dünyanın birçok noktasında maliyet etkin bir enerji kaynağı olarak da en hızlı büyüyen enerji durumunda. IRENA’nın 2017 raporuna göre, 2020 yılına gelindiğinde dünyanın birçok bölgesinde yenilenebilir enerji fosil yakıtların yanında çok daha rekabetçi olacak ve birçok durumda da daha ucuz hale gelecek.”
KÖMÜRE BAĞIMLILIK YÜZDE 6.3
Düşük maliyetli yenilenebilir enerjinin son olumlu gelişmelerde kilit bir faktör olduğunu vurgulayan Adnan Z.Amin, “Örneğin Birleşik Krallık-İngiltere enerji üretiminde 2012’de yüzde 40 olan kömüre bağımlılık düzeyini Ekim 2017 ile Eylül 2018 arası dönemde yüzde 6.3 gibi oldukça düşük bir orana indirdi ve bu tablo da artan bir hızda yenilebilir enerjinin benimsenmesiyle gerçekleşti.
2017’de Avrupa’da yaratılan offshore rüzgar kapasitesinin yarısını İngiltere tek başına gerçekleştirdi. Dahası Haziran 2018’de Avrupa Birliği 2030 yılına yönelik yenilenebilir enerji hedefini yüzde 27’den yüzde 32’ye yükselterek, aynı zamanda bu kararla maliyet etkin yenilenebilir enerji payının daha da artırılmasının mümkün olduğunu göstermiş oldu.
YENİLENEBİLİR TREND OLDU
IRENA Genel Direktörü Adnan Z.Amin, “yenilenebilir enerji bir küresel trend olma özelliğini de güçlendiriyor” derken şu noktalara vurgu yapıyor: “2017 yılında Çin 53 GW’lık fotovoltaik güneş enerjisi kapasitesi yaratarak bir rekora imza attı. Bu arada Fas ise çölü bir enerji kaynağına dönüştürme çabasına hız verirken, Ourzazate’deki yeni güneş enerjisi santralinden yılda 510 megawatt saat elektrik üretmeyi hedefliyor. Bugün dünyada petrol ve doğalgaz üreten ülkeler bile yenileneblir enerjiye yatırım yapıyor.
IRENA’nın genel merkezinin bulunduğu Birleşik Arap Emirlikleri 2050 yılına kadar karbon emisyonlarını yüzde 70’e varan oranda azaltma yollarını ararken, enerjinin yüzde 40’ını da yine yenilenebilirden sağlamayı hedefliyor. Öte yandan Rusya federasyonu geçen yıl tarihin en büyük yenilenebilir enerji ihalesini gerçekleştirirken, toplam 2.2 GW’lık projeye start vermiş oldu.”
KURUMSAL AKTÖRLER MASAYA GELİYOR
Adnan Z.Amin, enerjide düşen maliyetlerin kurumsal aktörleri de masaya çektiğini belirterek “2017’de toplam 75 ülkede şirketler 465 terawat saatlik yenilenebilir enerji kaynağı yaratırken, bu rakam Fransa’nın toplam elektrik talebine yakın bir büyüklüğü oluşturuyor. Dünya çapında 200 şirket ise enerji ihtiyaçlarının en az yarıdan fazla bölümünü artık yenilenebilir kaynaklardan sağladıklarını rapor ettiler.
ISITMA, SOĞUTMA, ULAŞIMDA
Adnan Z. Amin’a göre enerji sektöründe yenilenebilir enerji gelişimi açısından gelişmeler umut verici yönde olurken, en büyük sorun enerji sektörü dışındaki alanlarda. Binaların ısıtma ve soğutması, ulaşım gibi son kullanıcı sektörler enerji kaynaklı karbon emsiyonlarının en büyük kaynağını oluşturuyorlar.
Bu sektörlerde yenilenebilir enerjinin payı düşük ve son yıllarda da çok az bir ilerleme sağlanabildi. Binaların ısıtması ve soğutması ve ulaşım hala ağırlıkla fosil yakıtlara dayalı.Çevre kirliliğine yol açan bu fosil yakıtları elektrikle özellikle de yenilenebilir kaynaklardan elde edilen elektrik gücüyle yer değiştirebilmek bu sektörlerin karbon emisyonlarının azaltılmasında da kilit bir faktör olacak.
2050’DE 1 MİLYAR ELEKTRİKLİ ARAÇ
Fosil yakıt kullanımı yerine elektrik enerjisi kullanımı açısından ulaşım sektörünün iyi bir örnek olduğunu hatırlatan Adnan Z. Amin “Elektrikli araçlar yükselişte. 2017 yılında tüm dünyada 1.2 milyon adet yeni elektrikli araç satıldı. Bu rakam satılan toplam araç sayısının yüzde 1.5’ine denk gelirken, geçen 5 yılda elektrikli araç sayısı yıllık bazda yüzde 52 büyüme gösterdi.
2050 yılına kadar 1 milyara yakın elektrikli aracın yollarda olacağı tahmin ediliyor. Yenilenebilir enerji hidrojen üretiminde de kullanılabilir. Böylece ulaşım sektöründe elektrik,biyoyakıt ve hidrojenin birlikte kullanılacağı karma bir yakıt formülü ulaşımda hem karbon emisyonlarını azaltmaya hem de petrol tüketiminde yüzde 70’e varan azalışı gündeme getirecek.