Veri merkezleri ve enerji şebekeleri arasındaki uyumun önemi, Sabancı Üniversitesi IICEC’in düzenlediği webinarda vurgulandı.
Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC), enerji ve veri dünyasının kesişiminde yer alan sürdürülebilir çözümleri ele almak amacıyla ‘Sürdürülebilir Bilgi Teknolojileri için Veri Merkezi-Şebeke Koordinasyonu’ başlıklı bir webinar düzenledi. Webinarın odak noktası, enerji sistemleriyle uyumlu çalışan veri merkezlerinin gelecekteki rolüydü. Özellikle veri merkezlerinin enerji tüketimi ve karbon emisyonlarının hızla artışı, bu konuda yenilikçi çözüm önerilerini zorunlu kılıyor.
Yapay zekanın enerji talebine etkisi ve gelecekteki zorluklar
Günümüzde yapay zeka (AI) teknolojilerinin yaygınlaşması, enerji talebinde ciddi bir artışa neden oluyor. Boston Üniversitesi Bilgi ve Sistem Mühendisliği Merkezi (CISE) Direktörü Prof. Ayşe Kıvılcım Coşkun, bu bağlamda yapay zekanın enerji tüketimi üzerindeki etkilerine dikkat çekti. Her bir ChatGPT aramasının, klasik bir Google aramasından yaklaşık on kat daha fazla enerji tükettiğini vurgulayan Coşkun, özellikle yapay zekaya dayalı ses ve video üretim sistemlerinin enerji altyapısını daha da zorladığını belirtti.
Bu hızlı büyüme ile birlikte, dünya genelinde veri merkezleri ve elektrik şebekeleri arasındaki koordinasyon büyük bir önem kazandı. Birçok veri merkezi, enerji taleplerini yönetmek için elektrik şebekeleriyle daha yakın bir uyum içinde çalışmak zorunda.
Veri merkezlerinin sürdürülebilirliği: Gelişmeler ve yenilikçi çözümler
Webinar sırasında Prof. Coşkun, veri merkezlerinin enerji sistemleriyle olan etkileşimini optimize eden çeşitli yenilikçi çözümlerden bahsetti. Özellikle ABD’deki veri merkezlerinin hızlı büyümesi, birçok şebekenin kapasitesine yaklaşmasına ve stabilite sorunlarına yol açıyor. Karbonsuz enerji kaynaklarının entegrasyonu, bu sorunun çözümünde kilit rol oynuyor. Ancak rüzgar ve güneş gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının her zaman mevcut olmaması, enerji arz ve talep dengesini sağlamakta ciddi zorluklar yaratıyor.
Coşkun’un önerilerinden biri, esnek bilgi işlem sistemleri oldu. Bu çözümler, veri merkezlerinin enerji tüketimini sürdürülebilir enerji kaynaklarının mevcudiyetine göre optimize ederek, elektrik şebekelerinde daha verimli bir yük yönetimi sağlıyor. Bu sayede yenilenebilir enerji kaynaklarının daha geniş çapta kullanılması mümkün hale geliyor.
Türkiye’de sürdürülebilir enerji çözümleri: Karşılaşılan fırsatlar ve zorluklar
Türkiye’de veri merkezlerinin ve enerji şebekelerinin sürdürülebilirliğe geçiş süreci hızla ilerliyor. Yenilenebilir enerji kaynaklarına yapılan yatırımlar her geçen gün artsa da, geniş ölçekli enerji depolama çözümlerinin eksikliği arz-talep dengesini zorlaştırıyor. Sabancı Üniversitesi IICEC, bu geçiş sürecine rehberlik eden çalışmalarıyla öne çıkıyor. Sadece enerji verimliliğini artırmak değil, aynı zamanda yenilikçi çözümler geliştirmek de bu süreçte kilit rol oynuyor.
Prof. Coşkun’un altını çizdiği gibi, bilgi işlem donanımlarının verimliliğindeki ilerlemeler, sürdürülebilir bir geleceğin anahtarı olabilir. Veri merkezlerinin sıvı soğutma teknolojilerinden yararlanması, soğutma için harcanan enerji miktarını önemli ölçüde azaltıyor. Ancak bu ilerlemelerin sürdürülebilirlik sorununu tamamen çözmesi beklenmiyor; daha geniş çaplı çözümler gerekecek.
Türkiye’nin yeşil enerji hedeflerine doğru
Son olarak, Sabancı Üniversitesi Rektörü Prof. Yusuf Leblebici, Türkiye’nin yeşil enerji hedeflerine ulaşma sürecinde önemli ilerlemeler kaydedildiğini belirtti. Özellikle rüzgar ve güneş enerjisi yatırımları, Türkiye’nin enerji bağımsızlığını artırma yolunda kritik bir adım olarak değerlendiriliyor. Ancak, bu kaynakların verimli şekilde yönetilmesi, veri merkezleri gibi büyük enerji tüketicilerinin yenilikçi çözümler geliştirmesine bağlı.
Sonuç olarak, sürdürülebilir bilgi teknolojileri alanında geliştirilen yeni çözümler, hem Türkiye’de hem de dünya genelinde enerji verimliliğini artırma potansiyeline sahip. Sabancı Üniversitesi IICEC’in düzenlediği bu tür etkinlikler, veri ve enerji dünyasının sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşması için kritik bir rol oynuyor.
Türkiye’nin sürdürülebilir veri merkezlerine yönelik adımları
Türkiye, veri merkezleri ve yapay zekâ teknolojilerinin artan enerji talebine yönelik çözümler geliştirmektedir. Özellikle HIT-30 programı çerçevesinde hiper ölçekli veri merkezlerine yapılacak yatırımlar dikkat çekmektedir. Bu program, veri merkezleri ve yenilenebilir enerji entegrasyonuna büyük destekler sunarken, Türkiye’nin yüksek teknoloji ve yeşil enerji hedeflerine katkıda bulunmaktadır.
Bu global eğilimler, Türkiye’nin sürdürülebilirlik hedefleriyle uyumlu olup, aynı zamanda dünya devlerinin attığı adımlarla da paralellik göstermektedir. Örneğin, Microsoft ve Amazon, yapay zekâ tabanlı veri merkezlerinin enerji talebini karşılamak için nükleer enerji yatırımlarını artırmaktadır. Bu yatırımlar, veri merkezlerinin karbon ayak izini azaltmayı amaçlayan küresel bir eğilimi yansıtmaktadır. Daha fazla bilgi için, Microsoft ve Amazon’un yapay zeka veri merkezleri için nükleer enerji yatırımları başlıklı makalemizi inceleyebilirsiniz.