Küresel ısınma eşiği aşıldı. Mercan resifleri çöküyor. Bilim insanları COP30 öncesi acil eylem çağrısı yapıyor. WWF ve Exeter uyarıyor

Küresel ısınma 1,5 °C eşiğini aşarken, mercan resifleri geri dönülmez noktayı geçti. Bilim insanları, Türkiye dahil tüm ülkeleri acil eyleme çağırıyor.

Dünya artık yalnızca gelecekteki risklerle değil, bugünün somut sonuçlarıyla da yüzleşiyor. Okyanusların kalbi sayılan sıcak su mercan resifleri hızla çöküyor ve bilim insanlarına göre bu, gezegenin iklim dengesinde geri dönüşü olmayan bir dönüm noktasına işaret ediyor.

Yeni yayımlanan Global Tipping Points 2025, İngiltere’deki Exeter Üniversitesi Küresel Sistemler Enstitüsü liderliğinde, 23 ülkeden 87 kurumdan 160 bilim insanının katkısıyla hazırlandı. Çalışma, COP30 Brezilya Başkanlığı ve WWF iş birliğiyle 13 Ekim 2025’te yayımlandı. Bulgular, dünyanın ilk büyük iklim sistemi kopma eşiğine ulaştığını açıkça ortaya koyuyor.


Küresel ısınma eşiği aşıldı. Mercan resifleri çöküyor. Bilim insanları COP30 öncesi acil eylem çağrısı yapıyor. WWF ve Exeter uyarıyor

Mercan resifleri neden kopma eşiğinde?

Rapor, sıcak su mercan resiflerinde kitlesel çöküş sürecinin başladığını doğruluyor. Bu durum, gezegenin ilk büyük iklim sistemi “kopma eşiği” olarak tanımlanıyor.

Bilim insanlarına göre bu eşik, ortalama küresel ısınmanın 1,2 °C düzeyine ulaştığı noktada aşıldı. Bugün dünya 1,3–1,4 °C seviyelerinde — yani mercanların dayanabileceği sınır artık geride kaldı.

Mercan beyazlaşması yalnızca sıcaklıktan kaynaklanmıyor; okyanus asidifikasyonu, kirlilik, aşırı avlanma ve besin döngüsü bozulması da ekosistemleri kırılgan hale getiriyor. Bilimsel veriler, son yarım yüzyılda dünya mercanlarının yarısından fazlasının kaybolduğunu ve 2023’ten sonra sürecin hızlandığını gösteriyor. IPCC’ye göre 1,5 °C’lik ısınma bile mercan resiflerinin %70–90’ını yok edebilir.

Bir sınır aşıldı, peki ya domino etkisi?

Mercan resiflerindeki çöküş, tek bir ekosistemin kaybından ibaret değil. Gezegenin birbirine bağlı sistemleri arasında bir domino etkisi yaratma potansiyeline sahip.

  • Amazon yağmur ormanları: Hem iklim baskısı hem de ormansızlaşma, Amazon’un dayanıklılığını 1,5 °C eşiğinde tehlikeye atıyor.
  • Kutup buzulları: Grönland ve Batı Antarktika buz tabakaları, 1,5 °C civarında erime eşiğine yaklaştı.
  • Atlantik okyanus dolaşımı (AMOC): Bu sistemin çökmesi, Avrupa’da kışları sertleştirip küresel tarım dengelerini bozabilir. Kritik sınır 2,0 °C olarak görülüyor.
  • Küresel iklim dengesi: Bu eşiklerin aşılması, sistemin kalıcı biçimde yeni bir düzene oturması anlamına gelebilir — yani insan ömrü içinde geri dönüşü mümkün olmayan değişiklikler.

Bilim insanları artık “kopma eşiği riski”nden değil, yaşanan bir gerçeklikten söz ediyor. Mercanların ölümü, zincirleme ekolojik bozulmaların habercisi olarak görülüyor.

Küresel ısınma eşiği aşıldı. Mercan resifleri çöküyor. Bilim insanları COP30 öncesi acil eylem çağrısı yapıyor. WWF ve Exeter uyarıyor

Pozitif dönüşüm eşiği: Tehditten fırsata geçiş nasıl mümkün?

Raporun en güçlü çağrısı, zararı yavaşlatmakla yetinmek yerine kendiliğinden yayılabilen olumlu dönüşüm süreçlerini tetiklemek. Yani negatif kopmaları durdurmak için pozitif eşiği yakalamak.

Yenilenebilir enerji ve teknolojik yayılım:

Güneş ve rüzgâr enerjisi artık birçok bölgede fosil yakıtlardan daha ucuz. Elektrikli araçlar, batarya teknolojileri ve ısı pompalarının hızla yayılması, sistemsel bir dönüşüm dalgası yaratıyor. Bu teknolojilerin maliyet düşüşü, kendi kendini besleyen bir değişim zinciri oluşturabilir.

Etkileşimli sektör geçişi:

Enerji, ulaşım, sanayi ve ısınma alanlarındaki reformlar birbirini güçlendiriyor. Enerji dönüşümü ulaşımda temiz sistemleri teşvik ederken, ulaşımdaki elektrikleşme de enerji verimliliğini artırıyor. Bu etkileşimler, pozitif bir dönüşüm ağı oluşturabilir.

Toplumsal farkındalık ve tutum değişimi:

İklim krizi karşısında artan kamuoyu bilinci, özellikle genç kuşaklarda güçlü bir toplumsal dönüşüm dinamiği yaratıyor. Küçük bir azınlığın kararlı eylemleri bile çoğunluğu harekete geçirebiliyor.

Ekosistem restorasyonu:

Bozulan doğal sistemlerin yeniden canlandırılması, örneğin kıyı koruma, sulak alan onarımı ve deniz bitkisi restorasyonu, yerel ölçekte direnci artırabilir. Bu tür projeler, doğayı onarırken toplulukları da güçlendiriyor.

Bilimsel veriler küresel tabloyu ortaya koyarken, bu gelişmeler Türkiye açısından da doğrudan sonuçlar doğuruyor.

Küresel ısınma eşiği aşıldı. Mercan resifleri çöküyor. Bilim insanları COP30 öncesi acil eylem çağrısı yapıyor. WWF ve Exeter uyarıyor

Türkiye bu yeni dönemde nerede duruyor?

Türkiye, hem iklim krizinin etkilerini yaşayan hem de geçiş sürecinde kritik rol oynayabilecek bir ülke konumunda.

Küresel sınır geçildi, sorumluluk ortak:

Artık iklim eylemi sadece gelişmiş ülkelerin görevi değil. Türkiye’nin enerji, sanayi ve ulaşım politikaları küresel sistemin ayrılmaz bir parçası.

İklim Kanunu’nun önemi ve eksikleri:

Yeni İklim Kanunu, 2053 net-sıfır hedefini yasal çerçeveye oturttu. Ancak uzmanlara göre bu hedefin başarısı, uygulama takviminin şeffaflığı ve hesap verebilirliğiyle doğrudan bağlantılı. Küresel ısınmanın 1,5 °C sınırını aşması durumunda ise, 2053 hedefi bile yetersiz kalabilir.

Yeşil enerji dönüşümü fırsatı:

Türkiye, güneş ve rüzgar enerjisinde Avrupa’nın en yüksek potansiyellerinden birine sahip. Bu alanlarda atılacak stratejik adımlar, pozitif dönüşüm eşiğini hızlandırabilir.

Yerel inisiyatifler ve toplumsal katılım:

Belediyeler, sivil toplum örgütleri ve mahalle girişimleri, enerji verimliliği ve yeşil altyapı projeleriyle halkın dönüşüme katılımını artırabilir.

Ayrıca, Akdeniz kıyılarındaki Kaş-Kekova bölgesinde 2023 yazında gözlenen mercan beyazlaşması, Türkiye açısından önemli bir erken uyarı niteliği taşıyor. Bu durum, Akdeniz’deki ısınmanın etkilerini şimdiden görünür kılıyor.

Küresel ısınma eşiği aşıldı. Mercan resifleri çöküyor. Bilim insanları COP30 öncesi acil eylem çağrısı yapıyor. WWF ve Exeter uyarıyor

Kritik eylemler ve yapılabilirlik adımları

  • 2030 hedefi: Her ülke sera gazı emisyonlarını hızla azaltmalı. Türkiye için bu, sanayi ve enerji dönüşümünün hızlanması anlamına geliyor.
  • Karbon yönetimi: Doğa temelli çözümler, toprak karbonu tutma yöntemleri ve teknolojik yakalama sistemleri hızla ölçeklendirilmeli.
  • Adil geçiş finansmanı: Dönüşüm süreçleri, istihdam kayıplarını telafi edecek politikalarla desteklenmeli.
  • Uluslararası iş birliği: COP30 öncesi, iklim kopma eşiği konusunun müzakerelerde merkezi bir yer tutması gerekiyor.

Artık “kritik eşiğin ardından” yaşamak zorundayız — ama yönünü biz belirleyebiliriz

Rapor, dünyanın ilk büyük iklim kırılma noktasının yaşandığını açıkça ortaya koyuyor: sıcak su mercan resifleri geri dönülmez biçimde çöküyor. Bu yalnızca ekolojik değil, ekonomik ve insani bir uyarı.

Fakat bu tablo çaresizlik anlamına gelmiyor. Bilim insanlarına göre, pozitif dönüşüm eşiği hâlâ tetiklenebilir. Türkiye bu yeni dönemde öncü olabilir — yeter ki geç kalınmadan, bilinçli ve kararlı bir şekilde harekete geçilsin.

Yeşil Haber olarak, bu kırılma anlarını bir son değil, yeniden yapılanma fırsatı olarak görüyoruz. Geri dönülmez eşiği aşmış olabiliriz; ama yönünü belirlemek hâlâ elimizde.

İlgili makaleler


Bir Cevap Bırakın

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz