Alman Max Planck Enstitüsü’nün geliştirdiği yeni yöntem, düşük kaliteli cevherlerden tek adımda nikel çıkararak karbon salımını %84 azaltıyor ve enerji verimliliğini %18 artırıyor. Elektrikli araçlar için nikel talebi artıyor, ancak çevresel maliyet yüksek.
Elektrikli araçlar (EV) ve yenilenebilir enerji sistemlerinin yaygınlaşmasıyla birlikte, nikel talebinin 2040 yılına kadar iki katına çıkması bekleniyor. Ancak, geleneksel nikel üretimi çevreye ciddi zararlar veriyor. Bir ton nikel üretimi, yaklaşık 20 ton CO₂ salımına neden oluyor. Bu durum, ulaşım sektöründeki karbon emisyonlarını azaltma çabalarının, madencilik sektöründeki artan emisyonlarla dengelenmesi riskini doğuruyor.
Max Planck Enstitüsü’nden karbon içermeyen nikel üretimi
Almanya Düsseldorf merkezli, Max Planck Sürdürülebilir Malzemeler Enstitüsü’nden (Institut für Nachhaltige Materialien -SusMat) araştırmacılar, hidrojen plazması kullanarak nikel üretiminde devrim niteliğinde bir yöntem geliştirdi. Bu yeni süreç, düşük kaliteli nikel cevherlerinden tek adımda nikel çıkarılmasını sağlıyor ve karbon salımını %84 oranında azaltıyor. Ayrıca, yenilenebilir enerji ve yeşil hidrojen kullanıldığında enerji verimliliği %18 artıyor.
Düşük kaliteli cevherler artık değerlendirilebilecek
Dünya genelindeki nikel rezervlerinin %60’ını oluşturan düşük kaliteli cevherler, geleneksel yöntemlerle işlenmesi zor olduğu için genellikle kullanılmıyordu. Ancak, yeni hidrojen plazması yöntemi sayesinde bu cevherler de ekonomik ve çevre dostu bir şekilde işlenebilecek. Bu, hem maliyetleri düşürecek hem de yüksek kaliteli cevherlere olan bağımlılığı azaltacak. Türkiye gibi doğal kaynaklarını daha verimli kullanmak isteyen ülkeler için bu yöntem dikkat çekici bir alternatif sunuyor.
Endüstriyel ölçeklendirme ve yan ürünlerin değerlendirilmesi
Yeni yöntemin endüstriyel ölçekte uygulanabilirliği üzerinde çalışmalar devam ediyor. Araştırmacılar, düşük kaliteli cevherlerin sürekli olarak reaksiyon bölgesine ulaşmasını sağlamak için kısa arklarla yüksek akımlar, elektromanyetik karıştırıcılar veya gaz enjeksiyonu gibi mevcut tekniklerin kullanılabileceğini belirtiyor. Günümüzde pek çok ark ocağında zaten bulunan bu sistemler sayesinde yöntem, sanayiye kolayca entegre edilebilecek. Ayrıca, süreç sonucunda oluşan cürufun tuğla ve çimento üretiminde değerlendirilebilmesi, genel sürdürülebilirliği daha da güçlendiriyor.
Yeşil nikel, EV bataryaları ve paslanmaz çelik için umut vadediyor
Yeni yöntemle üretilen ferronikel alaşımı, doğrudan paslanmaz çelik üretiminde kullanılabilirken, daha fazla rafine edilerek EV bataryaları için elektrot malzemesi olarak da değerlendirilebiliyor. Bu gelişme, hem çelik hem de batarya endüstrileri için çevre dostu ve maliyet etkin çözümler sunarken, Türkiye’nin büyüyen elektrikli araç ve yenilenebilir enerji pazarında stratejik avantaj yaratabilir.
İlgili Makaleler
- Plazma ile temiz ve verimli EV batarya malzemesi üretimi
- Enerji dönüşümü kritik minerallere olan talebi artırıyor
- Temiz enerji için hayati mineraller ve sürdürülebilir madencilik
- Bakterilerle eski pillerden nadir metallerin geri kazanımı
- Li-ion pillerin geri dönüşümü, madenciliğine göre %81 daha temiz