Birleşik Krallık hükümeti, 2050 yılına kadar 24 gigavatlık nükleer güç kapasitesi hedefiyle, ülkenin enerji talebinin dörtte birini karbon emisyonu üretmeden karşılayacak reaktörlerin inşasına odaklanıyor.
Birleşik Krallık hükümeti Ocak ayında son 70 yılın en büyük nükleer güç genişleme planını duyurdu. Bu hedef doğrultusunda, Galler’de bulunan Wylfa tesisi, büyük bir reaktör veya Küçük Modüler Reaktör (SMR) geliştirme potansiyeli ile öne çıkmakta.
Anglesey Adası’nda (Ynys Môn olarak da bilinir) yer alan bu tesisin sahibi olan Hitachi, 2020 yılından itibaren Birleşik Krallık hükümetiyle finansal destek konusunda anlaşma sağlayamadığı için yeni bir reaktör inşa etme girişiminden resmen çekildi. Şu anda, Birleşik Krallık hükümeti, araziyi Hitachi’den satın almak için erken aşama görüşmeler yürütmekte ve burada bir nükleer güç istasyonu geliştirecek bir ortak bulma amacında.
Birleşik Krallık hükümeti son yıllarda nükleer güç üretimini genişletmeyi hedefliyor ve Büyük Britanya Nükleer programını başlattı. Bu girişim, Somerset’teki Hinkley Point C ve Suffolk’taki Sizewell gibi mevcut projelerde yaşanan önemli gecikmelere ve büyük maliyet aşımlarına rağmen ilerliyor.
Küçük modüler reaktörler: Nükleer sektörde yenilik
SMR teknolojisi, nükleer enerji üretiminde yeni bir dönemi müjdeliyor. Bu teknoloji, standartlaştırılmış üniteler halinde üretilip, istenilen lokasyona kolaylıkla taşınabilir özelliğiyle, nükleer güç istasyonlarının daha esnek ve ekonomik bir şekilde kurulmasını sağlıyor. Wylfa projesinin SMR odaklı olup olmadığı henüz netleşmese de, Birleşik Krallık’ın SMR’ler üzerine yoğun bir ilgi gösterdiği bilinmekte. Bu yenilikçi yaklaşım, nükleer enerjinin geleceğini şekillendirirken, Türkiye gibi enerji dönüşümüne yatırım yapan ülkeler için de ilham kaynağı olabilir.
Türkiye için bir model: “Destination Nuclear” kampanyasından alınacak dersler
Birleşik Krallık’ta nükleer enerji sektörünün sürdürülebilir büyümesi ve gelişimi, kalifiye iş gücüne olan ihtiyaçla doğrudan bağlantılı. Bu ihtiyaca cevap vermek amacıyla tasarlanan “Destination Nuclear” kampanyası, sektördeki iş gücünü gelecek 20 yılda iki katına çıkarma hedefiyle yola çıktı. Bu genişleme, sektörün yaklaşık 64.500 olan mevcut çalışan sayısını önemli ölçüde artırarak, yeni projelerin hayata geçirilmesi, mevcut tesislerin modernizasyonu ve nükleer atık yönetimi gibi kritik alanlarda yeterlilik sağlamayı amaçlıyor. Bu girişim, Birleşik Krallık’taki nükleer enerji sektöründe önemli bir dönüm noktası olarak kabul edilmekte ve dünya genelinde benzer stratejilerin uygulanması için bir model sunuyor.
Birleşik Krallık’ta hayata geçirilen “Destination Nuclear” kampanyası, nükleer enerji sektöründe istihdam ve yetenek gelişimine yönelik kapsamlı bir yaklaşım sunuyor. Bu kampanyanın stratejileri ve hedefleri, Türkiye’nin kendi nükleer enerji sektörünü geliştirme yolculuğunda önemli örnekler teşkil edebilir.
Eğitim ve geliştirme
Türkiye, “Destination Nuclear” kampanyasından ilham alarak, nükleer mühendislik, radyasyon güvenliği ve diğer ilgili disiplinlerde eğitim programlarını güçlendirebilir. Üniversiteler, teknik enstitüler ve diğer eğitim kurumları ile işbirliği içinde, sektöre özgü yetkinliklerin geliştirilmesine odaklanılabilir. Türkiye, Akkuyu projesi ve gelecekteki nükleer girişimleri için gerekli olan nitelikli iş gücünü yetiştirmek amacıyla, “Destination Nuclear” kampanyasından esinlenerek benzer eğitim ve geliştirme programları oluşturabilir. Nükleer mühendislik, radyasyon güvenliği ve diğer ilgili alanlarda uzmanlaşmış eğitim programları, Türkiye’nin nükleer enerji sektörünün büyümesini ve gelişimini destekleyecektir. Bu bazda çalışmalar halen Akkuyu projesi ile yürütülmekte ama proje bazından daha da öteye taşınmalı görüşündeyiz.
Çeşitlilik ve kapsayıcılık
Türkiye’nin nükleer enerji sektöründe çeşitliliği ve kapsayıcılığı artırma çabaları, daha yenilikçi ve yaratıcı çözümlere yol açabilir. Kadınların, gençlerin ve farklı kültürel arka planlardan gelen bireylerin sektöre katılımını teşvik edecek programlar, sektörün genel performansını ve yaratıcılığını artırabilir.
Endüstri işbirlikleri
Türkiye, sektördeki yetenek havuzunu genişletmek için özel sektör ve akademik kurumlar arasında işbirliklerini teşvik edebilir. Staj programları, eğitim ortaklıkları ve sürekli öğrenme fırsatları, sektördeki uzmanlık ihtiyacını karşılamada kritik rol oynayabilir.
Uluslararası işbirliği
Türkiye, “Destination Nuclear” kampanyasının uluslararası boyutundan da yararlanabilir. Birleşik Krallık ve diğer ülkelerle bilgi alışverişi ve en iyi uygulamaların paylaşımı, Türkiye’nin nükleer enerji sektörünün gelişimini hızlandırabilir.
Birleşik Krallık’ın “Destination Nuclear” girişimi, Türkiye için sadece nükleer enerji sektöründe kalifiye iş gücü geliştirmekle kalmayıp, aynı zamanda bu alanda sürdürülebilir ve kapsayıcı bir büyüme modeli oluşturmak için bir ilham kaynağı olabilir.
Proje bütçesi ve finansmanı
Wylfa projesinin kesin bütçesi ve finansman detayları, bu aşamada belirtilmemiş durumda. Ancak, nükleer enerji projelerinin büyük ölçekli finansal yatırımlar gerektirdiği bilinmekte. Projelerin başarıya ulaşması için, hükümet desteği, özel sektör yatırımları ve uluslararası finansman mekanizmalarının bir araya gelmesi kritik önem taşır. Türkiye’nin nükleer enerji alanındaki potansiyel yatırımları da, benzer finansman stratejileri gerektirebilir.
Birleşik Krallık’taki Wylfa projesi ve nükleer enerji sektöründeki gelişmeler, temiz, güvenli ve sürdürülebilir bir enerji geleceğine doğru atılan önemli adımları temsil ediyor. SMR gibi yenilikçi teknolojiler ve sektördeki istihdam artışına yönelik girişimler, nükleer enerjinin potansiyelini maksimize ederken, Türkiye gibi ülkeler için de değerli örnekler sunuyor.