EPDK, lisanssız elektrik üretimi yönetmeliğinde geniş kapsamlı değişiklikler içeren düzenleme taslağını kamuoyunun görüşüne açtı. Taslak, mahsuplaşma süreçlerinden tüketim ilişkilendirmesine ve veri akışının EPİAŞ merkezli yeni bir yapıya taşınmasına kadar birçok kritik başlığı yeniden tanımlıyor.
Hızlı bakış
- EPDK, lisanssız elektrik üretimi yönetmeliğinde geniş kapsamlı revizyon içeren taslak metni yayımladı.
- Mahsuplaşma yöntemi, uzlaştırma dönemli ve EPİAŞ merkezli yeni bir yapıya taşınıyor.
- İhtiyaç fazlası enerji hesaplamasında 12/05/2019 kırılımı korunuyor; bazı durumlarda YEKDEM’e bedelsiz katkı genişliyor.
- Farklı dağıtım bölgeleri, farklı abone grupları ve çoklu üretim–tüketim eşleşmelerinde yeni kurallar getiriliyor.
- Kabul yapılmadan devreye giren tesislere uygulanan yaptırımlar ağırlaştırılıyor.
- Veri akışı 2026’ya kadar EPİAŞ merkezli olacak şekilde yeniden tasarlanıyor.
- Bu taslak, dağıtık enerji yatırımcıları, EPC firmaları, OSB’ler ve tedarik şirketleri için yeni bir planlama dönemini başlatıyor.

Mahsuplaşma modelinde dijitalleşme ve EPİAŞ merkezli yeni yapı
Lisanssız üretim tesislerinin mahsuplaşma süreçleri taslak metinde köklü biçimde yeniden düzenleniyor. Taslağa göre, üretim ve tüketim verilerinin toplanması, işlenmesi ve mahsuplaştırılması süreci EPİAŞ’ın merkezde olduğu saatlik ve uzlaştırma dönemli bir modele taşınıyor. Bu yapı, dağıtık üretimin piyasa mekanizmalarına daha bütünleşik bir şekilde bağlanacağı bir dönemi işaret ediyor. Piyasa işletmecisinin sanal sayaçlar üzerinden oluşturacağı veri setleri, faturalama ve uzlaştırma süreçlerinde yeni bir standart haline gelecek.
Taslak düzenlemeler, mevcut uygulamalardaki görevli tedarik şirketi ağırlıklı mahsuplaşma yapısını sadeleştirirken veri odağını piyasa işletmecisine kaydırıyor. Bu değişim, hem tüketim hem üretim tarafında şeffaflık ve izlenebilirlik düzeyini artırmayı amaçlıyor.
2026 sonrasına ilişkin Firecarrier analizi, EPİAŞ’ın rolündeki bu genişlemenin dağıtık üretimi veri merkezli bir yapıya taşıyacağını ve yatırımcılar için portföy yönetiminde yeni optimizasyon modellerinin ortaya çıkacağını öngörüyor.

Üretim ve tüketim ilişkilendirmesinde yeni kurallar ve teknik çerçeve
Lisanssız üretim ile tüketim birimlerinin ilişkilendirilmesinde taslak metin önemli değişiklikler getiriyor. Üretim tesislerinin birden fazla tüketim noktasına bağlanması, farklı dağıtım bölgeleri ve farklı abone grupları arasında yapılacak eşleştirmeler yeni teknik koşullara bağlanıyor. Buna ek olarak, üretim tesisinin kendi sahasındaki iç tüketim artık daha açık bir tanıma sahip ve ilgili tüketim noktalarına eklenerek mahsuplaşmaya dahil edilecek.
Bu çerçeve, özellikle ticari ve endüstriyel tüketicilerin birden fazla aboneliğini tek bir üretim kaynağıyla ilişkilendirdiği modellerde daha detaylı teknik değerlendirme gerektirecek. Taslak metinde iç tüketimin nasıl hesaplanacağı ve hangi bedellerle faturalandırılacağı açık şekilde yer alıyor. Bu durum, proje geliştirme süreçlerinde doğru tüketim senaryoları oluşturmayı her zamankinden daha önemli hale getiriyor.
Firecarrier perspektifine göre üretim-tüketim eşleşmesinin bu ölçüde detaylandırılması, yatırımcıların “kurulu güç odaklı” bir modelden “tüketim profili odaklı” bir enerji yönetimi yaklaşımına geçmesini gerektirecek. Böylece dağıtık üretim projeleri panel ve inverter boyutlandırmasının ötesine geçerek veri, yazılım ve dinamik tüketim analitiği gerektiren bir yapıya evrilecek.

YEKDEM kapsamı, ihtiyaç fazlası enerji ve bedelsiz katkı uygulamalarının yeniden tanımlanması
Taslak metin, YEKDEM kapsamında değerlendirilen ihtiyaç fazlası enerjinin tespit edilmesi ve fiyatlandırılmasına ilişkin hükümleri güncelliyor. Özellikle 12 Mayıs 2019 tarihinden sonra çağrı mektubu alan tesislerde ihtiyaç fazlası enerji miktarının tüketim profiliyle sınırlandırılması, birçok yatırımın gelir projeksiyonunu etkileyebilecek bir düzenleme olarak öne çıkıyor.
Ayrıca bazı üretim modellerinde YEKDEM’e bedelsiz katkı uygulamasının genişletilmesi, yatırımcıların fatura ve gelir dengesini yeniden hesaplamasını gerektirecek. Mesken ve ticarethane gruplarında kademe yapısının dikkate alınması, tüketicinin hangi tarife grubunda yer aldığına bağlı olarak gelirlerin değişmesine yol açabilir.
Firecarrier değerlendirmesi, bu yaklaşımın amacının tüketicileri üretim fazlası satıştan çok kendi tüketimlerini karşılamaya yöneltmek olduğunu gösteriyor. Bu durum, öz tüketim odaklı projelerin önemini artıracak ve enerji performansı optimizasyon yazılımlarının sektör içindeki ağırlığını büyütecek.

Bağlantı esaslarında üretim modelleri ve fider tahsisine ilişkin yeni düzenlemeler
Bağlantı esaslarına yönelik önemli değişiklikler, özellikle 10 MW ve üzeri kurulu güce sahip projeler açısından dikkat çekiyor. Taslak metin, belirli şartları karşılayan projeler için trafo merkezlerine doğrudan bağlantı ve fider tahsisine imkan tanıyor. Bu, büyük ölçekli çatı GES projeleri ve tarımsal sanayi tesisleri için daha esnek bir bağlantı süreci sağlayabilir.
Bununla birlikte, bağlantı anlaşmasının yapılabilmesi için dağıtım tesislerinin geçici kabul durumuna ilişkin şartlar korunurken bazı istisnalar genişletiliyor. Büyük projelerin bağlantı süreçlerinde TEİAŞ ve ilgili şebeke işletmecisi ile teknik koordinasyon daha da kritik hale gelecek.
Firecarrier bakış açısına göre bu düzenlemeler Türkiye’nin sanayi ve OSB’lerde kendi enerjisini üretme kapasitesini artırma politikasına destek niteliğinde. Bağlantı esnekliğinin sağlanması, özellikle 2026–2030 döneminde büyük tüketicilerin yenilenebilir enerjiye geçişini hızlandırabilir.

Kabul yapılmadan işletmeye alınan tesisler için ağırlaştırılmış yaptırımlar
Taslak metinde en çok dikkat çeken hükümlerden biri, kabul işlemleri tamamlanmadan işletmeye alınan üretim tesislerine yönelik yaptırımların net ve ağır hale getirilmesidir. Buna göre, kabul yapılmadan enerji verdiği tespit edilen tesis, ilgili şebeke işletmecisi tarafından derhal şebekeden ayrılacak ve altmış gün içinde tüm ekipmanların sökülerek parsel dışına taşınması gerekecek.
Bu tesis sahipleri üç yıl boyunca yeni başvuru yapamayacak. Ayrıca güneş ve rüzgar enerjisi tesisleri için mekanik kurulu güç, kabul edilmiş kapasite kullanım oranı ve abone grubuna ait perakende enerji bedelini içeren formüle göre ceza tutarı belirlenecek. Bu hüküm, proje yönetiminde daha yüksek teknik disiplin gerektirecek bir dönemin habercisidir.
Firecarrier yorumu, yatırımcı ve EPC firmalarının proje takvimlerini daha profesyonel biçimde yönetmesinin zorunlu hale geldiğini, geçici kabul süreçlerinin ise hiç olmadığı kadar önem kazandığını vurguluyor.
Veri akışının standartlaştırılması ve 2026’ya kadar dijital altyapı oluşturulması
Taslak yönetmelik, veri akışı ve raporlama yükümlülüklerini de yeniden tanımlıyor. Dağıtım şirketleri, OSB dağıtım lisansı sahipleri ve piyasa işletmecisinin veri saklama ve bildirim sorumlulukları ayrıntılı bir çerçeveye bağlanıyor. İlgili hükümler uyarınca EPİAŞ, 2026 yılı sonuna kadar gerekli altyapıyı tamamlayacak.
Bu geçiş süreci tamamlandığında sayaç verilerinin bildiriminden mahsuplaşmaya, iç tüketim tespitinden YEKDEM hesaplamasına kadar birçok süreç tek veri standardı içinde yürütülecek. Bu durum, uzun vadede veri bütünlüğünü ve piyasa şeffaflığını artıracak.
Firecarrier analizine göre EPİAŞ’ın bu yeni altyapı rolü, dağıtık enerji ekosisteminde gerçek zamanlı ve ileri analitik yöntemlerin kullanımını hızlandıracak. 2026 sonrası dönemde enerji yönetimi yazılımlarının, portföy optimizasyon modellerinin ve veri temelli tedarik stratejilerinin sektörde daha görünür hale gelmesi bekleniyor.

Lisanssız üretim rejiminin yeniden dengelenmesi ve sektör için geçiş dönemi
EPDK tarafından görüşe açılan taslak metin, lisanssız elektrik üretimindeki temel mekanizmaları güncellemekle kalmıyor; aynı zamanda dağıtık üretimin Türkiye elektrik sistemindeki rolünü yeniden tanımlayan bir perspektif sunuyor. Taslağın getirdiği düzenlemeler, tüketim odaklı bir enerji üretim modelinin güçlendirilmesini ve şebeke entegrasyonunun daha profesyonel bir temele oturtulmasını amaçlıyor.
Bu düzenlemeler kesinleşmiş hükümler olmayıp kamuoyunun görüş ve önerilerine açıktır. Bu nedenle sektör temsilcilerinin, EPC firmalarının, OSB’lerin ve tüketicilerin taslağı dikkatle değerlendirerek görüş bildirmesi kritik önem taşımaktadır.
Firecarrier yaklaşımı, bu taslağın Türkiye enerji dönüşümünde 2026–2030 dönemine uzanan bir yapısal geçiş evresini başlattığını değerlendiriyor. Dijitalleşme, veri odaklı karar mekanizmaları ve tüketim profili merkezli enerji yönetimi, dağıtık üretimin yeni standardı haline geliyor.
Lisanssız elektrik üretimi yönetmelik taslağı hakkında sizin görüşünüz ne? Bu değişikliklerin yatırım kararlarını ve sahadaki projeleri nasıl etkileyeceğini düşünüyorsunuz? Yorumlarınızı bizimle paylaşın.
Resmî belgeler: Yönetmelik taslağı ve görüş formu
Yönetmelik taslağı: Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretim Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik Taslağı
Görüş bildirim formu: Lisanssız elektrik üretimi yönetmelik taslağı için görüş bildirim formu
İlgili haberler
- Elektrik piyasasında lisanssız elektrik üretim yönetmeliğinde değişiklikler yayımlandı
- Son yönetmelik değişiklikleri ile lisanssız elektrik üretiminde yeni dönem
- Lisanssız elektrik üretimi kapasite krizi ve yatırım etkileri
- TEİAŞ verileri: lisanssız üretimde dört aydır sıfır MW kapasite
- TEİAŞ’tan lisanssız elektrik üretimi için güncel kapasite tahsisleri

















