Michigan Üniversitesi araştırması, ABD’nin tüm bölgelerinde elektrikli araçların yaşam döngüsü boyunca benzinli araçlardan çok daha az emisyon yarattığını ortaya koyuyor.
Elektrikli araçların (EV) çevreye daha az zarar verdiği sıkça dile getiriliyor. Peki bu fark ne kadar büyük? Michigan Üniversitesi’nin Environmental Science & Technology dergisinde yayımlanan yeni çalışması bu soruya net yanıt veriyor. Araştırmaya göre, yaşam döngüsü analizi yapıldığında elektrikli araçlar, ABD’nin her bölgesinde benzinli ve hibrit araçlardan daha düşük sera gazı emisyonu üretiyor.
Araştırmanın kapsamı ve yöntemleri
Çalışmada, 2025’te piyasaya çıkması öngörülen tipik araçlar baz alınarak içten yanmalı motorlu (ICEV), hibrit (HEV), şarj edilebilir hibrit (PHEV) ve tam elektrikli (BEV) modeller karşılaştırıldı. Analiz, sadece sürüş sırasında değil; üretim, kullanım ve bertaraf aşamalarını da içeren kapsamlı bir yaşam döngüsü analiziyle yapıldı. Böylece farklı güç aktarma sistemleri, araç sınıfları ve sürüş alışkanlıkları arasında adil bir kıyaslama sağlandı.
Sayılarla emisyon farkları
Sonuçlar, elektrikli araçların iklim avantajını rakamlarla gösteriyor:
- Benzinli bir pikap ortalama 486 gCO₂e/mil emisyon yayıyor.
- Aynı aracın hibrit versiyonu emisyonları %23 azaltıyor.
- Tam elektrikli pikap %75 daha düşük emisyon sağlıyor.
- Kompakt sınıf bir elektrikli sedan (200 mil menzilli) yalnızca 81 gCO₂e/mil emisyon üretiyor; bu, benzinli bir pikabın beşte birinden az.
Üstelik yük taşımada bile tablo değişmiyor. 1,1 ton yük taşıyan elektrikli bir pikap, boş çalışan benzinli bir pikaptan hâlâ %70 daha az emisyon salıyor.
Bölgesel farklılıkların etkisi
Elektrikli araçların performansı bölgelere göre değişebiliyor. Soğuk iklimlerde menzil azalıyor ve enerji tüketimi artıyor. Ancak araştırmaya göre ABD’nin 3.108 ilçesinin tamamında yaşam döngüsü boyunca elektrikli araçlar, benzinli ve hibritlerden daha düşük sera gazı emisyonu yaratıyor. Elektrik şebekelerindeki yenilenebilir enerji payı arttıkça bu fark daha da büyüyor.
Araç tipi ve ihtiyaç uyumu
Araştırma, aracın boyutunun ve batarya kapasitesinin iklim etkisini belirlemede kritik olduğunu ortaya koydu. Daha büyük bataryalar üretimde daha fazla karbon ayak izi bırakıyor, ancak yine de içten yanmalı araçlara göre avantajlı. Kullanıcıların ihtiyaçlarına uygun araç seçmesi —örneğin yalnızca işe gidip gelenlerin kompakt bir BEV tercih etmesi— emisyonları daha da düşürüyor.
Sürücüler için kişisel hesaplama aracı
Michigan Üniversitesi ekibi, sürücülerin kendi koşullarına göre emisyon hesaplamaları için ücretsiz bir çevrim içi araç geliştirdi. Kullanıcılar, yaşadıkları bölgeyi, sürüş alışkanlıklarını ve araç tiplerini seçerek kişisel karbon ayak izlerini görebiliyor.
Otomotiv sektörü ve politika için çıkarımlar
ABD’de elektrikli araç teşviklerinin azalmasına rağmen otomotiv üreticileri elektrifikasyona yatırım yapmaya devam ediyor. Ford’un yeni düşük maliyetli elektrikli araç platformunu “yeni Model T anı” olarak duyurması bu kararlılığın göstergesi. Araştırma, hem sürücülere hem de otomotiv sektörü ve politika yapıcılara stratejik veri sağlayarak iklim eylemlerine yol gösterecek nitelikte.
Sonuç ve genel değerlendirme
Michigan Üniversitesi’nin yaşam döngüsü analizi, elektrikli araçların her koşulda daha düşük sera gazı emisyonu yarattığını kanıtlıyor. Emisyonları en aza indirmenin yolu, doğru araç sınıfı ve batarya kapasitesini seçmekten geçiyor. Bu bulgu, elektrikli araçların yalnızca geleceğin değil, bugünün de en temiz ulaşım seçeneği olduğunu gösteriyor.
İlgili makaleler
- Evlerin geleceğini değiştirecek yeni batarya teknolojisi
- Elektrikli araçlar için batarya değişim sistemi
- Arızalı EV bataryaları küçük onarımlarla geri kazanılıyor
- Yapay zeka EV bataryalarının ömrünü ve güvenliğini artırıyor
- ABD’de çevresel sanat projelerine 308.000 dolarlık destek