11 Kasım 2024’te Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de başlayan 29. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı (COP29), dünya liderleri, iklim uzmanları ve aktivistleri bir araya getirerek iklim krizine yönelik çözümleri tartışmak üzere toplandı.
22 Kasım’a kadar sürecek olan bu zirvede, özellikle gelişmekte olan ülkelere yönelik iklim finansmanı ve sera gazı emisyonlarının azaltılması konuları ön planda olacak.
Bakü’nün hazırlıkları ve ev sahipliği
Bakü, COP29‘a ev sahipliği yaparak uluslararası iklim diplomasisinde önemli bir rol üstleniyor. Şehir, etkinlik için 112.000 metrekarelik özel bir alan inşa etti ve bu alanda 40.000’den fazla delege ve dünya lideri bir araya geliyor. Azerbaycan, bu ev sahipliğiyle yeşil enerji alanındaki çabalarını ve iklim değişikliğiyle mücadeledeki kararlılığını sergilemeyi hedefliyor.
Açılış töreni ve ilk etkinlikler
COP29’un açılış töreni, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in konuşmasıyla başladı. Aliyev, ülkesinin yenilenebilir enerji yatırımlarına ve iklim değişikliğiyle mücadeledeki kararlılığına vurgu yaptı. Açılışın ardından, “Dünya Bilgi Günü” etkinliği düzenlendi ve burada teknolojinin iklim eylemindeki rolü tartışıldı. Ayrıca, “Küresel İklim Eylemi 2024 Yıllığı” sunumu yapılarak Paris Anlaşması hedeflerine ulaşmak için kapsayıcı iklim eyleminin önemi vurgulandı.
İklim finansmanı ve gelişmekte olan ülkeler
Zirvenin ana gündem maddelerinden biri, gelişmekte olan ülkelere yönelik iklim finansmanı hedeflerinin belirlenmesi. Bu finansman, bu ülkelerin sera gazı emisyonlarını azaltmaları ve iklim değişikliğinin etkilerine uyum sağlamaları için kritik öneme sahip. Özellikle küçük ada devletleri ve Afrika ülkeleri, iklim değişikliğinden en çok etkilenen bölgeler olarak daha fazla destek talep ediyor.
Fosil yakıtların geleceği ve tartışmalar
COP29’da fosil yakıtların geleceği de önemli bir tartışma konusu. Bazı ülkeler, fosil yakıtların aşamalı olarak azaltılması gerektiğini savunurken, diğerleri ekonomik kaygılar nedeniyle bu konuda temkinli yaklaşıyor. Özellikle Suudi Arabistan ve Hindistan gibi büyük fosil yakıt üreticileri, bu konuda anlaşmaya varılmasının önündeki ana engeller olarak görülüyor.
Türkiye’nin rolü ve beklentileri
Türkiye, yenilenebilir enerji potansiyeliyle dikkat çekiyor. Uluslararası Enerji Ajansı Başkanı Fatih Birol, Türkiye’nin önümüzdeki beş yıl içinde yenilenebilir enerji kapasitesini %60 artırabileceğini belirtti. Bu büyümenin büyük kısmının güneş ve rüzgar enerjisinden gelmesi bekleniyor.
COP29’un kilit konuşmacıları ve etkinlikteki önemli sesler
Bakü’de düzenlenen COP29 İklim Zirvesi, dünya çapında iklim mücadelesinde öne çıkan birçok kilit oyuncuyu ve pazarlık bloklarını bir araya getiriyor. Zirvenin ilk günlerinde, farklı ülkeler ve topluluklar, kendi iklim hedeflerini ve beklentilerini güçlü bir şekilde dile getiriyorlar. İşte zirvenin ana aktörlerinden bazıları:
Çin
Dünyanın en büyük karbon emisyon kaynağı olan Çin, iklim değişikliğine neden olan fosil yakıtları büyük ölçüde kullanmasının yanı sıra, yenilenebilir enerji üretiminde de öncü konumda. Toplam yıllık karbon salınımının %30’unu oluşturan Çin, gelişmekte olan ülke statüsünde olduğundan, gelişmiş ülkelerin daha hızlı harekete geçmesini talep ediyor. Bu zirvede, uzun yıllardır iklim temsilcisi olan Xie Zhenhua’nın emekliliği sonrası yeni temsilci Liu Zhenmin liderliğindeki bir ekiple katılıyor.
Amerika Birleşik Devletleri
Dünyanın en büyük tarihi emisyon kaynağı olan ABD, COP29’a, yakın gelecekte yönetim değişikliğiyle yeni bir yaklaşıma hazırlanarak geliyor. Eski başkan Donald Trump’ın seçimi kazanması, küresel iklim finansmanı konusunda güçlü bir anlaşmaya varma olasılığını azaltıyor. Biden yönetimi adına John Podesta’nın liderliğinde katılım gösteren ABD delegasyonunun, iklim finansmanı ve Paris Anlaşması hedeflerinde ilerleme kaydetmesi zor olabilir.
Avrupa Birliği
27 ülkeden oluşan Avrupa Birliği, küresel iklim finansmanının en büyük katkı sağlayıcısı olmasına rağmen COP29’da hala bazı konularda tutumunu netleştirmemiş durumda. Çin gibi hızlı gelişen ekonomilerin iklim finansmanına katkı sağlaması gerektiğini savunan AB, ulusal bütçelerden ya da özel yatırım kaynaklarından sağlanacak yeni finans hedefleri üzerinde görüşmeler yapacak. 2023 yılında kamu kaynaklarından sağladığı 28,6 milyar Euro ile iklim finansmanına en çok katkı yapan birimlerden biri oldu.
Birleşik Krallık
Britanya, Temmuz ayında seçilen İşçi Partisi hükümetiyle COP29’da iklim liderliği konusunda yeniden aktif bir rol oynamayı amaçlıyor. Enerji Bakanı Ed Miliband, Britanya’nın 2035 yılı için yeni emisyon azaltma taahhüdünü COP29’da sunacağını belirtti. Ancak, bütçe kısıtlamaları nedeniyle ne kadar katkı sağlayabileceği belirsizliğini koruyor.
Troika ülkeleri
Birleşik Arap Emirlikleri (COP28), Azerbaycan (COP29) ve Brezilya (COP30) iklim zirvelerinin ev sahipleri olarak “Troika” adını benimsemiş durumda. Fosil yakıtlara dayalı ekonomileriyle bilinen bu ülkeler, zirveler arasında sürekliliği sağlamak adına iş birliği yapmayı hedefliyor.
BASIC ülkeleri
Brezilya, Güney Afrika, Hindistan ve Çin’den oluşan bu grup, gelişmekte olan ekonomiler olarak daha fazla iklim finansmanı talep ediyor. Bu ülkeler, iklim değişikliğinden en çok etkilenen ancak tarihi emisyon sorumluluğu düşük ülkeler olarak gelişmiş ülkelerin daha fazla adım atması gerektiğini savunuyor.
Küçük Ada Devletleri İttifakı (AOSIS)
AOSIS, özellikle deniz seviyesinin yükselmesinden büyük ölçüde etkilenen ada ülkelerinden oluşuyor ve fosil yakıt kullanımını aşamalı olarak sonlandırmak ve trilyonlarca dolarlık iklim finansmanı sağlamak için küresel çabaların artırılmasını istiyor.
En az gelişmiş ülkeler grubu
İklim değişikliğine en az katkıda bulunan ancak etkilerine karşı en savunmasız olan 45 ülkeden oluşan bu grup, gelişmiş ülkelerden daha fazla finansman ve bağış odaklı destek istiyor. Özellikle, kayıp ve zarar fonuna daha fazla katkı sağlanmasını talep ediyorlar.
Yüksek hedef koalisyonu
Marshall Adaları’nın başkanlığını yürüttüğü bu grup, daha agresif emisyon azaltma hedefleri ve politikaları için baskı yapıyor. Zirvede, Paris Anlaşması’nın hedeflerine ulaşmak adına güçlü bir duruş sergilenmesi gerektiğine inanıyorlar.
Bu kilit aktörlerin zirvedeki rollerini ve taleplerini göz önünde bulundurarak, COP29’un iklim değişikliğiyle mücadelede ne gibi sonuçlar doğuracağını ve küresel iş birliğini nasıl etkileyeceğini izlemeye devam edeceğiz.
Türkiye’nin COP29’da bu potansiyelini ve iklim değişikliğiyle mücadeledeki kararlılığını vurgulaması bekleniyor.
İlk izlenimler ve katılımcı görüşleri
Zirvenin ilk gününde, katılımcılar Bakü’nün ev sahipliğinden ve organizasyonun kalitesinden memnuniyetlerini dile getirdiler. Özellikle, etkinlik alanının modern altyapısı ve lojistik düzenlemeler takdir topladı. Katılımcılar, önümüzdeki günlerde yapılacak oturumlarda somut adımlar atılmasını ve iklim değişikliğiyle mücadelede küresel iş birliğinin güçlendirilmesini umuyor.
COP29, iklim değişikliğiyle mücadelede kritik bir dönemeç olarak görülüyor. Zirveden çıkacak kararlar ve taahhütler, dünyanın geleceği için büyük önem taşıyor. Yeşil Haber olarak, COP29 süresince tüm gelişmeleri ve analizleri sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz.
İlgili Yeşil Haber yazıları
- COP29’da iklim adaleti çağrısı: Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres’in konuşması
- İmamoğlu COP29 Zirvesi’nde: İklim krizinin bedelini en savunmasızlar ödüyor
- Türkiye’nin COP29’daki enerji dönüşümü vizyonu
- COP29 İklim Zirvesi Bakü’de başladı: İlk izlenimler ve etkinlikler
- Cumhurbaşkanı Erdoğan COP29’da Türkiye’nin iklim vizyonunu paylaştı