Aralık 2025’te ortaya çıkan yeni CBAM taslağı, 2026 sonrası karbon maliyetlerinin hesaplanmasında kullanılan benchmark değerlerini aşağı çekiyor. Bu gelişme, Kasım ayında sızan sanal denetim taslağı ve AB’nin 2035 hedeflerinde görülen erteleme sinyalleriyle birlikte okunduğunda, Brüksel’in uygulamayı yumuşatırken maliyet disiplinini sertleştirdiğini gösteriyor.
Hızlı bakış
- Aralık 2025’te sızan CBAM taslağı, 2026 benchmark değerlerini aşağı çekiyor.
- Benchmark düşüşü, varsayılan değerlerle beyan eden ithalatçılar için maliyeti artırıyor.
- Kasım 2025’te gündeme gelen sanal denetim taslağı resmileşmedi ancak masada duruyor.
- AB, denetimde esneklik ararken maliyet hesaplamasında sertleşiyor.
- 2035 içten yanmalı motor hedefindeki esneklik tartışmaları bu yaklaşımı destekliyor.
Aralık 2025 sızıntısı: CBAM benchmark değerleri aşağı çekiliyor
12 Aralık 2025’te basına yansıyan teknik taslak, CBAM kapsamında 2026’dan itibaren uygulanacak bazı benchmark değerlerinin düşürüldüğünü ortaya koyuyor. Buna göre işlenmemiş alüminyum için kıyas değeri 1,464 tCO2/t seviyesinden 1,423 tCO2/t seviyesine, gri klinker için ise 0,693 tCO2/t seviyesinden 0,666 tCO2/t seviyesine çekiliyor.
Benchmark değerlerinin aşağı yönlü revize edilmesi, özellikle gerçek emisyon verisi sunamayan ve varsayılan değerlerle beyan yapan ithalatçılar açısından daha yüksek CBAM sertifikası maliyeti anlamına geliyor. Taslak henüz resmi değil, ancak 2026 maliyet hesabının nasıl şekilleneceğine dair güçlü bir yön sinyali veriyor.
Kasım 2025’te sızan sanal denetim taslağında ne oldu
11 Kasım 2025’te ortaya çıkan ve CBAM doğrulama sürecinde belirli koşullar altında sanal veya hibrit denetim seçeneğini gündeme getiren teknik taslak, Avrupa Komisyonu tarafından resmî mevzuat olarak yayımlanmadı. Ancak bu düzenleme geri çekilmiş de değil.
Kasım ayından bu yana Komisyon belgelerinde fiziksel saha ziyareti zorunluluğunun mutlak bir kural olmaktan çıkarılabileceğine işaret eden, daha yuvarlatılmış ve risk bazlı ifadelere yer verilmeye devam ediliyor. Bu durum, sanal denetimin 2026 sonrası dönemde bir pilot veya istisnai uygulama olarak masada tutulduğunu gösteriyor.
Denetimde esneklik, maliyette disiplin
Kasım ve Aralık aylarında sızan bu iki ayrı taslak birlikte okunduğunda, CBAM’ın temel mantığında net bir yön değişimi görülüyor. AB, doğrulama ve denetim tarafında lojistik ve kapasite baskılarını azaltacak esneklikler ararken, maliyet hesaplamasında gevşemek yerine daha sert bir çerçeve kuruyor.
Başka bir ifadeyle, denetim süreci daha dijital ve yönetilebilir hale gelirken, emisyon verisini sağlamayan veya zayıf veri altyapısına sahip üreticiler için karbon maliyeti daha ağır bir biçimde hissedilecek.
2035 içten yanmalı motor tartışmasıyla ortak zemin
Bu tablo, AB’nin aynı günlerde 2035 sonrası içten yanmalı motor hedeflerine ilişkin takvimde esneklik tartışmalarını gündeme almasıyla da örtüşüyor. Uygulama takvimlerinde ve teknik ayrıntılarda görülen bu tür yumuşamalar, iklim hedeflerinden vazgeçildiğini değil, geçiş sürecinin yönetilebilir hale getirilmeye çalışıldığını gösteriyor.
CBAM’da denetim tarafındaki esneklik ile benchmark tarafındaki sertleşme, bu yaklaşımın ticaret ve sanayi politikalarına yansıyan bir örneği olarak okunabilir.
Türkiye açısından yeni denge: Veri yoksa maliyet var
Türkiye’nin AB’ye alüminyum, çimento ve çelik gibi karbon yoğun ürünlerde güçlü ihracatçı konumu, CBAM’daki her teknik ayarlamayı kritik hale getiriyor. Sanal veya hibrit denetim ihtimali kısa vadede maliyetleri düşürüyor gibi görünse de, güçlü veri altyapısı olmayan üreticiler için toplam uyum maliyeti artabilir.
Benchmark değerlerinin aşağı çekilmesi, emisyon azaltımı ve şeffaf veri sunumunu rekabet avantajı haline getirirken, geciken firmalar için CBAM maliyetini kalıcı bir yük haline getirme riski taşıyor.
Firecarrier perspektifi: Sert hedefler, daha yönetilebilir bir uygulama
Firecarrier bakış açısıyla değerlendirildiğinde, AB’de görülen bu erteleme ve esneklik sinyalleri bir geri adım değil, sert iklim hedeflerini daha uygulanabilir bir zemine oturtma çabası olarak okunmalı. CBAM’da denetimin dijitalleşmesi ve maliyet hesabının sıkılaştırılması, bu stratejinin iki tamamlayıcı ayağını oluşturuyor.
2026’ya doğru ilerlerken, Türkiye’deki üreticiler için asıl soru denetimin nasıl yapılacağı değil, emisyon verisinin ne kadar güçlü, tutarlı ve doğrulanabilir olduğudur. Yeni dönemde belirleyici olan, fiziksel ziyaret değil, veri kalitesi olacaktır.
Okuyucuya soru
CBAM’da denetimin dijitalleşmesi maliyetleri gerçekten düşürür mü yoksa veri yükünü ağırlaştırarak yeni bir baskı mı yaratır?
İlgili haberler
- CBAM denetim kurallarında sessiz değişim sızan taslak sanal ziyaret dönemini başlatıyor
- AB 2035 içten yanmalı motor hedefinde erteleme sinyalleri veriyor
- CBAM 2026 karbon verisi zorunluluğu ihracatçıyı zorluyor
- AB’nin CBAM düzenlemesi Balkanlar’da enerji şirketlerini sarsabilir
- CBAM 2026 AB’den Türkiye’ye yeşil finansman desteği
- AB CBAM’da metaller için dolaylı emisyonları kapsam dışı bıraktı



















