BP, İngiltere’nin kuzeydoğusundaki H2Teesside mavi hidrojen projesi için yaptığı başvuruyu geri çekerek, aynı sahada planlanan büyük ölçekli yapay zeka veri merkezi yatırımının önünü açtı. Kararda, hem sahaya ilişkin siyasi ve yerel önceliklerin değişmesi hem de bölgedeki hidrojen talebinin zayıflaması etkili oldu.
Mavi hidrojen projesinin iptali ve veri merkezi önceliği
Teesside’daki eski çelik fabrikası sahası, BP’nin doğal gazdan hidrojen üretip ortaya çıkan CO2’yi yeraltına gömmeyi hedeflediği büyük bir mavi hidrojen tesisi için seçilmişti. Ancak aynı arazi için onay alan yapay zeka odaklı veri merkezi kampüsü, merkezi hükümetin ve yerel yönetimin dijital altyapı ve AI büyüme bölgeleri stratejisiyle daha uyumlu görüldü. Bu nedenle BP, geliştirme başvurusunu geri çektiğini ve H2Teesside projesini ilerletmeyeceğini açıkladı.
Yerel hidrojen talebindeki düşüş projeyi zayıflattı
Kararın arkasındaki teknik gerekçelerden biri de bölgedeki sanayi yapısının değişmesiydi. Teesside çevresinde hidrojenin ana müşterisi olması beklenen bazı kimya ve ağır sanayi tesislerinin kapanması veya üretimi azaltması, mavi hidrojen için öngörülen talebi düşürdü. Bu durum, büyük ölçekli ve sermaye yoğun bir projenin ticari riskini artırarak BP açısından H2Teesside’nin fizibilitesini zayıflattı.
Mavi hidrojen kaybı ve yapay zeka veri merkezinin elektrik talebi
Mavi hidrojen projesinin iptali, yalnızca bir yakıt projesinin kaybı değil, aynı zamanda bölgenin düşük karbonlu enerji sepetindeki önemli bir bileşenin eksilmesi anlamına geliyor. H2Teesside hayata geçseydi, ileride veri merkezleri dahil enerji yoğun tesisler için düşük karbonlu yakıt veya yedek güç kaynağı olarak kullanılabilecek bir hidrojen altyapısı oluşacaktı.
Yerine ağırlık kazanan AI veri merkezi kampüsü ise doğrudan elektrik tüketicisi olacak. Veri merkezinin elektriği öncelikle Birleşik Krallık ulusal şebekesinden sağlanacak ve bölgedeki rüzgar, biyokütle ve diğer yenilenebilir kaynaklarla bütünleşmiş bir yapı öngörülüyor. Teesside serbest bölgesi içinde planlanan çok büyük ölçekli batarya enerji depolama projeleri, şebekeyi dengeleyerek veri merkezinin talep dalgalanmalarını karşılamada kritik rol oynayacak. Bu sayede, hidrojen projesinin iptaline rağmen, bölgenin AI odaklı büyümesiyle artacak elektrik talebinin önemli bir kısmının yenilenebilir enerji ve batarya depolama kombinasyonuyla karşılanması hedefleniyor.
Bununla birlikte, söz konusu veri merkezi için tamamen net sıfır odaklı ve sadece bu kampüse tahsisli bir elektrik tedarik modeli henüz detaylı şekilde ilan edilmiş değil. Bu nedenle mavi hidrojenin kaybı, enerji karmasında potansiyel bir düşük karbon yakıt seçeneğini devre dışı bırakırken, veri merkezinin karbon ayak izini azaltma sorumluluğunu daha fazla şebeke karışımına, yenilenebilir üretim artışına ve uzun süreli depolama çözümlerine yüklüyor.
BP’nin Teesside’daki diğer düşük karbon projeleri devam ediyor
BP, H2Teesside’yi rafa kaldırsa da Teesside bölgesinden tamamen çekilmiş değil. Şirket, doğalgaz çevrim santrali ile karbon yakalama ve depolama altyapısını birleştiren projelerde ve bölgesel CO2 taşıma depolama ağında çalışmalarını sürdüreceğini belirtiyor. Böylece BP, mavi hidrojen yerine, aynı bölgede farklı düşük karbon çözümleri üzerinden varlığını devam ettirmeyi hedefliyor.
Sonuç olarak, Teesside örneği, hidrojen projeleri ile yapay zeka veri merkezleri gibi yeni nesil dijital altyapı yatırımları arasında hem arazi hem de enerji kaynakları açısından ortaya çıkan rekabeti somut biçimde gösteriyor. Hidrojen projesinin iptali kısa vadede veri merkezi yatırımının önünü açsa da uzun vadede, bu tür kararların bölgesel enerji dengesi, şebeke kapasitesi ve iklim hedefleri üzerindeki etkileri dikkatle izlenmek zorunda olacak.
İlgili haberler
- HVDC devrimi ve enerji omurgası
- Türkiye’nin 6 milyar dolarlık iletim dönüşümü
- Global sürdürülebilirlik trendleri
© 2025 Yeşil Haber