İsveç merkezli Modvion, çevresel ayak izini azaltmak amacıyla rüzgar türbinlerini bir adım öteye taşıyor: Ahşap kuleler
Bu yenilikçi yaklaşım, çelik üretiminde ortaya çıkan yüksek karbon salınımına bir alternatif sunarken, aynı zamanda türbinlerin taşınabilirliğini ve ekonomikliğini artırıyor. Laminat kaplama kereste (LVL) kullanılarak üretilen bu kuleler, sürdürülebilir orman yönetimi ilkelerine uygun olarak elde edilen ahşaptan yapılıyor ve rüzgar enerjisini daha da çekici bir hale getiriyor.
Ahşap türbin kulelerinin çevresel ve ekonomik avantajları
Modvion’un geliştirdiği ahşap kuleler, rüzgar türbinlerinin yaşam döngüsü emisyonlarını önemli ölçüde, yaklaşık %25 oranında azaltma potansiyeline sahip. Kule bileşeni için bu oran %90’a kadar çıkabiliyor. Ağaçların büyüme sürecinde karbondioksiti atmosferden emme özelliği göz önüne alındığında, bu kulelerin karbon nötr, hatta karbon negatif olabileceği öngörülüyor. Ahşap, ağırlık başına mukavemet oranında çeliğe göre avantajlar sunuyor; bu da ahşap kulelerin çelik olanlara göre %30 daha hafif olmasını sağlıyor. Bu özellik, kulelerin modüler bir şekilde tasarlanıp, standart kamyonlarla kolayca taşınabilmesine olanak tanıyor. Ayrıca, ahşap malzemenin sökülüp, inşaat sektöründe yeniden kullanılabilmesi sürdürülebilirlik açısından büyük bir avantaj sunuyor. Modvion, 2023 yılında İsveç’in Skara şehri dışında, Varberg Energi için 105 metre yüksekliğinde bir türbin kulesi kurarak bu teknolojinin ticari uygulanabilirliğini kanıtladı.
Ahşabın algısını değiştirmek
2016 yılında Lundman ve mimar David Olivegren tarafından kurulan Modvion, İsveç Enerji Ajansı’ndan aldığı fonla dört yıl sonra, İsveç’in Björkö adasında 30 metre yüksekliğinde bir prototip kuleyi hayata geçirdi. Şirket, 2023 yılında elektrik enerjisi şirketi Varberg Energi için Skara, İsveç dışında 105 metre yüksekliğinde bir ticari iki megavatlık birim olan Rüzgarın Değişimi adlı ahşap türbin kulesini kurdu.
Lundman, laminat ahşabın çevresel faydalarının yanı sıra birçok lojistik avantaj sunduğunu belirtiyor. Ahşap, ağırlık başına çelikten daha yüksek bir mukavemete sahip olduğundan, yüksek çelik kulelerin kendi ağırlıklarını desteklemek için ek güçlendirmeye ihtiyacı varken, ahşap kulelerin böyle bir ihtiyacı yok. Bu, Modvion’un kulelerinin çelik olanlardan %30 daha hafif olabileceği anlamına geliyor. Kulelerin modüler tasarımı, standart kamyonlar ve yollar kullanılarak taşınmalarını mümkün kılıyor ve türbin söküldüğünde, ahşap yüksek mukavemetli kirişler olarak inşaat sektöründe yeniden kullanılabiliyor. Lundman, zamanla ahşap kulelerin çelik olanlardan daha ucuz olduğunu ve daha yüksek kulelerin daha büyük tasarruflar sağladığını söylüyor.
Lundman’ın vurguladığı gibi, “Ahşap malzeme olarak bakış açısını değiştiriyor ve bunun gerçekleştiğini görüyoruz. Bu, gerçekten doğanın karbon fiberi, büyüyen yeşil çelik. Çok daha fazla kullanılmalı.”
Bu yenilikçi adımlar ve görüşler, rüzgar enerjisinin sürdürülebilirliğini artırma potansiyeline işaret ediyor ve enerji sektöründe ahşabın kullanımının artırılmasına yönelik geniş çaplı bir ilgi uyandırıyor.
Dünya çapında ahşap kullanımının artırılması için yenilikçi çalışmalar
Modvion ve benzeri şirketlerin çalışmaları, rüzgar enerjisinin daha da yeşil hale getirilmesi yönünde önemli adımlar atıyor. Almanya merkezli Voodin Blades gibi start-up’lar, tamamen biyolojik olarak parçalanabilen laminat kaplama keresteden (LVL) türbin kanatları üretmeye başladı. Bu yenilikler, rüzgar türbinlerinin çevresel etkisini azaltma potansiyelini artırıyor ve rüzgar enerjisini daha çekici bir alternatif haline getiriyor. Modvion’un ahşap türbin kuleleri, 25 ila 30 yıl arasında bir ömre sahip olup, kullanım ömrünün sonunda kulelerin ahşap malzemesinin diğer inşaat projelerinde yeniden kullanılabilmesi planlanıyor. Bu yenilikçi yaklaşım, ahşabın sürdürülebilir bir malzeme olarak daha geniş çapta kabul görmesine ve kullanılmasına olanak tanıyabilir.
Bu makale, çevresel zorluklar ve çözümler üzerine odaklanan “Call to Earth” adlı CNN editöryal serisinden esinlenmiştir.
