Araştırmacılar, asidik atık maden suyundan ferrik klorür üretmeyi başardı. Bu işlem, hem kirliliği azaltıyor hem de içme suyu arıtımında kullanılan değerli bir kimyasal ortaya çıkarıyor. Böylece çevresel bir tehdit olan atık maden suyu, arıtma süreçlerinde işe yarayan stratejik bir çözeltiye dönüşüyor ve madencilik sonrası yük farklı bir kullanım alanı kazanıyor.
Dünyanın dört bir yanında maden sahaları terk edildikten çok sonra bile çevreye zehir saçmaya devam ediyor. Ancak yeni bir araştırma, bu kirli mirası tersine çeviren somut bir adım atıyor: Asidik atık maden suyu (AMD – Asit Maden Drenajı), laboratuvar ortamında içme suyu arıtımında kullanılan çözeltilerden biri olan ferrik klorüre dönüştürüldü. Böylece, ekosistemleri zehirleyen atık maden suyu, ekonomik değeri olan bir su arıtma kimyasalına dönüşmüş oldu.

Maden sonrası sessiz tehlike
AMD, yer altındaki sülfürlü minerallerin oksijen ve suyla temas etmesiyle oluşan asitli ve ağır metal yüklü bir akış. Bu süreç, metallerin çözünerek suya karışmasına yol açıyor ve nehirleri, yeraltı sularını ve tarım arazilerini zehirli bir yük altında bırakıyor. Güney Afrika gibi madencilik geçmişi yoğun ülkelerde her gün yüz milyonlarca litre atık maden suyunun çevreye sızdığı tahmin ediliyor. Bu tablo yalnız ekosistemleri değil, kamu bütçelerini de yıllarca süren arıtma maliyetleriyle baskı altına alıyor.
Atıktan kimyasal üretimi
Araştırma, Heriot-Watt University (Edinburgh, İskoçya) ile University of South Africa (Pretoria, Güney Afrika Cumhuriyeti) bünyesinde yürütüldü. Ekip, atık maden suyundaki ferrik demiri saflaştırarak ferrik klorüre dönüştürdü. Ferrik klorür, özellikle yüzey suları ve nehir havzalarında bulanıklık ve ağır metalleri gidermede etkili bir çöktürücü olarak ferrik klorür üretimi alanında stratejik bir rol oynuyor.
Bu yöntemin dikkat çekici yanı, ana girdinin doğrudan atık maden suyu olması. Araştırmacılar, yerel magnezitten elde edilen magnezyum oksit nanoparçacıklarıyla AMD’deki demiri çöktürdü ve bu demiri hidroklorik asitle reaksiyona sokarak ferrik klorüre dönüştürdü. Böylece hem tehlikeli bir atık bertaraf edilmiş hem de ferrik klorür üretimi için yeni bir kaynak ortaya çıkmış oldu.

Laboratuvar sonuçları dikkat çekiyor
Elde edilen ferrik klorür, nehir suyundaki alüminyum, demir ve krom gibi kirleticilerin yüzde 99’unu giderdi ve arıtılmış su, Güney Afrika’nın içme suyu standartlarını karşıladı. Bu sonuçlar, yıllardır maliyet yaratan bir çevresel riski, ekonomik getirisi olan bir girdiye dönüştürüyor.
Döngüsel ekonomiye katkı
Yöntem, döngüsel ekonominin işlevsel bir uygulaması. Bir yanda toksik atık maden suyunun çevresel yükü azaltılırken, diğer yanda içme suyu arıtımı için gereken temel bir su arıtma kimyasalı yerel kaynaklardan üretiliyor. Böylece madencilik sahaları, pasif kirlilik bölgeleri olmaktan çıkarak ekonomik değer üretim merkezlerine dönüşme potansiyeli kazanıyor. Su arıtma kimyasallarının ithalata bağımlı olduğu ülkelerde bu model, tedarik zincirini yerelleştiren stratejik bir seçenek sunuyor.
Araştırmanın sunulduğu etkinlik
Çalışmanın sonuçları, IMWA 2025 Conference kapsamında paylaşıldı. Bu konferans, dünya çapında maden drenajı, su kirliliği ve maden atıklarıyla mücadele konularında uzman araştırmacıları, su yöneticilerini ve çevre mühendislerini bir araya getiren saygın bir bilimsel etkinlik. Etkinlik, 6–11 Temmuz 2025 tarihlerinde Minho Üniversitesi (Braga, Portekiz) ile Oviedo Üniversitesi (Oviedo/Uviéu, Asturias, İspanya) iş birliğiyle gerçekleştirildi. Bu yaklaşım, su arıtımında kullanılan kimyasalların yerli kaynaklarla üretilebilmesini mümkün kılarak tedarik zincirindeki kırılganlıkları azaltan stratejik bir seçenek olarak sunuldu.

Küresel ölçekte potansiyel
Teknolojinin ilk etapta Güney Afrika’da kırsal ve peri-kentsel bölgelerde pilot uygulamalara başlaması planlanıyor. Ancak benzer atık maden suyu sorunları, Latin Amerika’dan Orta Asya’ya kadar birçok madencilik bölgesinde görüldüğü için, yöntemin ölçeklenmesi küresel su güvenliği politikalarına yeni bir araç sunuyor. Kuraklık baskısının arttığı bir dönemde, atık maden suyunun arıtma kimyasalına dönüştürülmesi sürdürülebilir su yönetimi anlayışının kilit bileşeni hâline geliyor.
Zehirli mirastan sürdürülebilir kaynağa dönüşüm
Asidik atık maden suyunun su arıtımında kullanılan çözeltilere dönüştürülmesi, çevresel bir felaketi ekonomik bir fırsata çeviren paradigmatik bir değişim yaratıyor. Teknolojinin yaygınlaşması, madencilik sonrası kirliliği bertaraf edilmesi gereken bir yük olmaktan çıkarıp güvenli su altyapısını besleyen kritik bir girdiye dönüştürüyor ve gelecekte madencilik bölgeleri için yeni bir kalkınma modeli tanımlıyor.
İlgili Makaleler
- Yeni nesil biochar: Su arıtımında elektron transferi etkisi
- Çevreci batarya ile hidrojen peroksit üretimi ve su arıtımı
- Nobel Kimya 2025: MOF’larla su arıtımı, karbon yakalama ve enerji depolama
- Atık sudan bitkisel yem ve gübre: Sürdürülebilir tarım modeli
- Nükleer atıklar stratejik malzemeye dönüşüyor

















