Ana Sayfa Etkinlikler Avustralya ve Türkiye arasında COP31 ev sahipliği için diplomatik görüşmeler sürüyor

Avustralya ve Türkiye arasında COP31 ev sahipliği için diplomatik görüşmeler sürüyor

Yazar

Eki 6, 2025 @ 14:41 Değiştirilme tarihi: Eki 6, 2025 @ 22:29

Avustralya ile Türkiye arasindaki COP31 ev sahipligi yarisi icin diplomatik gorusmeler suruyor.

Kurallar tek başkanlığı gerektiriyor. Uzlaşı çıkmazsa konferansın Bonn’a dönmesi olası. “Boluşuk ev sahipliği” ifadesi ihtimal olarak konuşulsa da şimdilik yüksek görünmüyor.

COP30, Kasım 2025’te Brezilya’da (Belem) düzenlenecek. Bir sonraki zirve olan COP31 ise 2026 yılı için planlanıyor ve ev sahipliği için Avustralya ile Türkiye arasindaki yarış sürüyor.

Hızlı bakış

COP31 ev sahipliği için Avustralya ve Türkiye arasında diplomatik görüşmeler devam ediyor.
Kurallar gereği tek başkanlık var, ortak başkanlık şu an düşük ihtimal.
Uzlaşı çıkmazsa konferans Bonn’a dönebilir.
Türkiye yenilikçi çözümlerle dağılmış toplantılar öneriyor.
Karar Kasım 2025’teki COP30 sonrası netleşebilir.

COP31 ev sahipliği kuralları ve mevcut düğüm: WEOG uzlaşısı, tek başkanlık, Bonn’a dönüş riski

2026’daki COP31 ev sahipliği, Birleşmiş Milletler İklim Çerçeve Sözleşmesi kapsamında Batılı Avrupa ve Diğerleri (WEOG) grubunun uzlaşısı ile belirlenir. Kural olarak tek COP başkanlığı var olabilir. Ortak başkanlık düzeni bulunmaz. WEOG içinde uzlaşı sağlanamazsa varsayılan ev sahibi Bonn (Almanya) seçeneği devreye girecek.

Avustralya’nın pozisyonu: Pasifik ile “Adelaide” teklifi ve geniş destek iddiası

Avustralya, Pasifik ada ülkeleriyle birlikte “Pacific COP” çizgisi izleyerek ev sahipliği için Adelaide odaklı bir teklif sunuyor. Resmi açıklamalar, WEOG içinde geniş destek olduğunu ancak Türkiye çekilmedikçe uzlaşının oluşmadığını işaret ediyor. Bu durum, siyasi destek ile usule ilişkin tam uzlaşı arasındaki farkı ortaya koyuyor.

Türkiye’nin mesajı: “yenilikçi çözüm” arayışı ve dağıtılmış toplantılar olasılığı

Türkiye kanadı, New York temasları sonrası “yenilikçi çözümler” ifadesini kullanarak, kurallara uygun bir çıkan yol arandığını belirtti. Pratikte bu, başkanlığın tek ülkede kalması koşuluyla, Pre-COP, bakanlar düzeyi ara oturumlar veya tematik toplantıların bazı kısımlarının diğer ülkede yapılması gibi dağıtılmış takvim senaryolarını akla getiriyor.

“Bölüşük ev sahipliği” gerçekte ne anlama gelir? İhtimal var ama yüksek değil

Gerçekçi çerçeve
COP’ta başkanlık tek bir ülkede oluyor. Diğer ülkenin ev sahipliği, ancak liderler öncesi/sonrası resmi oturumlar veya tematik toplantılar gibi bileşenlerle mümkün olabilir. Bu, diplomatik bir çıkış yolu sunuyor. İhtimal var ancak şimdilik yüksek değil çünkü WEOG uzlaşısı hızlı ve net bir karar bekler, dağıtılmış model ise pratik ve siyasi koordinasyon bakımından zorlu bir yol.

Zaman çizelgesi: Karar ne zaman ve nasıl netleşir?

Takvim, Kasım 2025’te Brezilya’daki COP30 etrafında baskı oluşturuyor. Bu tarihe kadar WEOG içinde uzlaşı çıkmazsa, COP31 için Bonn seçeneği önce çıkabilir. Bu sonuç, her iki tarafın da en az tercih ettiği senaryolar arasında.

Türkiye için fırsat–risk dengesi: Vitrin, kaldıraç, sorumluluk

Türkiye, bölgesel düğüm konumu ve lojistik kapasitesiyle iklim diplomasisinde profil yükseltme şansı görüyor. Kısmi ev sahipliği dahi görünürlüğü artırabilir ve tematik liderlik alanları açabilir.

Uzlaşı olmazsa dosyanın Bonn’a kayması. Ayrıca ev sahipliği, Türkiye’nin hedef–uygulama dengesine dair kamuoyu ve uluslararası şeffaflık beklentilerini yükseltir. Politikalar ve uygulamalar daha yoğun denetime açılır.

Firecarrier yorumu: Spekülasyon yok, netlik ve şeffaflık

Spekülasyon yapmadan tablo: “Bölüşük ev sahipliği” ifadesi diplomatik bir çıkış arayışını anlatıyor. Ortak başkanlık düzeni resmi olarak bulunmamakta.Bölüşük ev sahipli için ihtimal var ama şimdilik yüksek değil. Kurallara uyan makul yol, tek başkanlık + dağıtılmış bazı resmi oturumlar şeklindeki pratik düzenleme. Türkiye açısından hızlı, temiz, açık diplomasi ve somut lojistik–politika uyumu belirleyici olacak.