20 Eylül 2025’te Rize genelinde şiddetli yağışlar taşkın ve heyelanlara yol açtı. Aynı dönemde Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO), 2024’te dünya nehir havzalarının yalnızca üçte birinin “normal” koşullarda seyrettiğini raporladı, su döngüsündeki bu düzensizlik Türkiye’de sel riskinin daha oynak hale geldiğini gösteriyor.
Hızlı bakış
- 20 Eylül 2025’te Rize’de 161,8 mm yağış bir günde sel ve heyelanlara yol açtı.
- 26 köy yolu kapandı, bazı köprüler yıkıldı ve aileler tahliye edildi.
- WMO raporu, dünya nehir havzalarının yalnızca üçte birinin normal koşullarda olduğunu açıkladı.
- Su döngüsündeki düzensizlik, Türkiye’de sel mevsimlerini öngörülemez hale getiriyor.
- Küçük HES’ler tek başına sel nedeni olmasa da kümülatif etkiler riski artırabiliyor.
- Erken uyarı sistemleri ve sürdürülebilir altyapı, afetlere karşı direnç için kritik önemde.

Rize’de 20 Eylül 2025 sel ve heyelan tablosu: ilçeler, yağış ve erişim
Rize’de gece boyunca ve gün içinde etkili olan sağanak, özellikle Ardeşen, Fındıklı, Kalkandere ve Çamlıhemşin ilçelerinde taşkın ve heyelanlara neden oldu. Bazı köprülerde hasar meydana gelirken, yollar ulaşıma kapandı. AFAD Rize İl Müdürlüğü verilerine göre, son 24 saatte kentte en yüksek yağış değeri İkizdere’de 161,8 mm olarak ölçüldü. Fındıklı’da derelerin su seviyesi kritik düzeye ulaşınca 15 aile önlem amaçlı tahliye edildi. Toplamda, 343 köyden 26’sının ana yolu sel, taşkın veya heyelan nedeniyle kapandı. Ardeşen’e bağlı Tunca beldesi ve Deremezra köyünde araçlarıyla seyreden bazı vatandaşlar, yaklaşan sel suları nedeniyle ev veya tesislere sığınarak güvenli alanlara yönlendirildi. Ayder Yaylası yolunda bazı bölümler kapanırken, Şenyamaç mevkiindeki bir köprü çöktü. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, yolların zarar gördüğünü, geçici ulaşımların alternatif köy yollarından sağlandığını, ancak yüksek su debisi nedeniyle müdahale ekiplerinin çalışmalarının zaman zaman zorlaştığını açıkladı. Not: AFAD ve MGM güncellemeleri geldikçe sayısal veriler revize edilebilir.
Sel mevsimi kayıyor mu? WMO’nun “yalnızca üçte bir normal” bulgusu

Dünya Meteoroloji Örgütü’nün “State of Global Water Resources 2024” raporu, 2024’te küresel nehir havzalarının yalnızca üçte birinin “normal” koşullarda seyrettiğini, geri kalan havzaların ya fazla ıslak ya da fazla kuru olduğunu ortaya koyuyor. Bu durum, su döngüsünün giderek daha düzensiz ve uçlara savrulan bir rejime geçtiğinin göstergesi. Türkiye özelinde ise yaz sonu ve sonbahar başında görülen kuvvetli yağışların zamanlaması ve şiddeti daha öngörülemez hale geliyor. Eylül ayında Doğu Karadeniz’de yaşanan taşkınlar bu eğilimle paralel seyrediyor.
- 2024’te nehir havzalarının yaklaşık %60’ı normal dışı koşullarda seyretti. Yalnızca üçte biri uzun dönem ortalamalarına yakın oldu.
- 2024, kayıtlardaki en sıcak yıl oldu. Küresel sıcaklık sanayi öncesine göre ortalama 1,55 °C arttı.
- El Niño etkisiyle Amazon ve Güney Afrika’da ciddi kuraklık, Asya ve Avrupa’nın bazı bölgelerinde ise ortalamanın üstünde akım ve yağışlar gözlendi.
- Yeraltı suyu gözlemlerinin yalnızca yaklaşık %38’i normal düzeylerdeydi. Geri kalanında aşırı düşük veya yüksek seviyeler görüldü.
- Buzullar yaklaşık 450 gigaton kütle kaybetti. Bu deniz seviyesine ~1,2 mm katkı yaptı.
- Toprak nemi, rezervuar girişleri ve nehir akımları bölgesel olarak sert farklılıklar gösterdi. Kimi yerlerde kuraklık, kimi yerlerde sel felaketleri yaşandı.
Karadeniz’de orografik yağış ve ani taşkın dinamiği
Doğu Karadeniz’de denizden taşınan nemli hava, kısa mesafede dağ yamaçlarıyla yükselerek yoğunlaşıyor. Dar vadiler, dik yamaçlar ve kısa süreli yüksek şiddetli yağış birleştiğinde, ani taşkın ve heyelan riski artıyor. IPCC değerlendirmeleri, bölgenin kuzeyinde şiddetli yağış olasılıklarının artabileceğini ve kentleşmiş alanlarda plüviyal (yüzeysel) sel riskinin yükseldiğini gösteriyor.

“HES’ler selleri artırıyor mu?” Karadeniz’de küçük HES’lerin etkileri ve bağlamı
Bu bölümü genel teknik bir çerçeve olarak sunuyoruz. 20 Eylül 2025 Rize olayı özelinde küçük HES’lerin sel ve heyelanları tetiklediğine dair resmi, sahaya dayalı bir kanıt bulunmamakta. Bu nedenle olaya doğrudan atıf yapılmamakta. Aşağıdaki değerlendirme, bölgede sık yinelenen “HES–sel ilişkisi” tartışmalarına genel açıklık getirmek amacıyla yer alıyor.
Küçük nehir tipi HES’ler (run-of-river) genellikle çok sınırlı depolama ile çalıştığından, fırtına anında taşkın azaltımı için klasik barajlar kadar etkili değiler. Bu santraller depolama yapmadan suyu türbinleyip dere yatağına geri verir. Debi düzenleme ve taşkın tepe akımını tutma kabiliyetleri sınırlıdır. Ancak bu, HES’lerin yağışı “nedensel” olarak artırdığı anlamına gelmez. Yağış meteorolojik bir süreçtir.
Bilimsel literatür, nehir tipi HES projelerinde inşaat ve erişim yolları gibi faaliyetlerin (kazılar, cebri borular, dere yatağı düzenlemeleri) erozyon ve askıda katı maddeyi artırabildiğini gösteriyor. Bazı yerlerde zemin/geoteknik kırılganlığı büyütebildiğini, dolayısıyla yoğun yağış anlarında yerel hasar riskini şiddetlendirebileceğini ortaya koyuyor. Öte yandan, geçmiş olaylarda idareler “HES patlaması” gibi asılsız iddiaları yalanlamış ve yapısal çökme bulgusu paylaşmamış durumda. Özetle, küçük nehir tipi HES’ler tek başına selin nedeni değildir. Fakat kümülatif ve hatalı uygulamalar (plansız yol/dere müdahaleleri, yetersiz menfez–menhol kesitleri, zayıf şantiye drenajı) ani taşkın/heyelan etkilerini artırabilir. Sağlıklı yargı için olay-bazlı, havza ölçekli, jeoteknik–hidrolojik veriye dayalı değerlendirme gerekli.

Ne yapılmalı? HES–altyapı–havza yönetimi için denge
Havza planlaması ve kümülatif etki değerlendirmesi zorunlu hale getirilmeli. Şantiye drenajı, yamaç stabilitesi ve sediman yönetimi standartları sıkılaştırılmalı. Nehir tipi projelerde taşkın geçiş kesitleri ve menfez boyutları N-10/N-50 eşiklerini karşılayacak biçimde güncellenmeli. Akım geri verme noktalarında yerel taşkın riski tasarımla minimize edilmeli. İdare–belediye–işletmeci arasında şeffaf veri paylaşımı ve bağımsız denetim düzenli işletme şartı olmalı.
Şehir ve altyapı: Erken uyarı, yeşil–gri çözümler ve mikro-havza yönetimi
Erken uyarı
Hücresel radar ve nowcasting çıktılarıyla mahalle düzeyinde SMS/siren uyarı zinciri kurulmalı.
Yeşil–gri altyapı
Tutma–geciktirme havuzları, geçirgen zeminler, yağmur bahçeleri, taşkın ovasında yapılaşmadan kaçınma.
Mikro-havza onarımı
Yamaç drenajı, küçük ölçekli istinat ve dere kenarı güçlendirmeleri, olay sonrası “öğrenilmiş tecrübelerin” teknik özetlerinin kamuya açık yayımlanması.
Editoryal not ve önceki uyarımız
Yeşil Haber olarak daha önce kaleme aldığımız “Türkiye’nin sel mevsimi ve geçmiş felaketler” başlıklı yazımızda, Türkiye’de sel mevsimi ve ani taşkın risklerinin iklim değişikliğiyle öngörülemez hale geldiğini vurgulamış, özellikle altyapı uyumu ve erken uyarı sistemlerine yatırımın kritik olduğunu belirtmiştik. 20 Eylül 2025’te Rize’de yaşanan sel ve heyelanlar, bu uyarımızın somut bir örneği olarak karşımıza çıkıyor. Bu olay, iklim değişikliğinin sadece gelecekte değil, bugünün Türkiye’sinde de doğrudan etkili olduğunu bir kez daha gösteriyor.
Kaynaklar ve ileri okuma
AFAD Rize İl Müdürlüğü ve ajans geçişleri (İkizdere/Çağrankaya 161,8 mm); Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı “Rize’de sel sonrası son durum” açıklamaları; WMO “State of Global Water Resources 2024” raporu ve basın duyuruları; IPCC AR6 (Ekstrem Olaylar, Bölgesel Bilgi); nehir tipi HES’ler ve Doğu Karadeniz üzerine teknik/akademik yayınlar ile meslek odası değerlendirmeleri. AFAD ve MGM verileri güncellendikçe sayısal bilgiler revize edilebilir.
Sizce Karadeniz’de artan sel ve heyelan risklerine karşı hangi önlemler öncelikli olmalı? Görüşlerinizi yorumlarda paylaşın.
İlgili haberler
- Türkiye’nin sel mevsimi ve geçmiş felaketler: İklim riski artıyor
- İklim değişikliğinin tehlikeli etkileri: Sel, kuraklık ve aşırı hava
- 2023 Daniel Fırtınası: Akdeniz’de yağış rejimi ve taşkın etkileri
- İklim değişikliğine karşı temiz enerjiye yönelmeliyiz
- İklim değişikliği ve su kıtlığına karşı alınabilecek önlemler
- Afet yönetiminde yeni dönem: Yapay zeka destekli heyelan analizi
- Karadeniz’de HES yapılırken ÇED süreci tartışmaları
View this post on Instagram