Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, “Yerli Nükleer Reaktör Geliştirilmesi Çağrısı”nın başladığını duyurdu. Çağrı; yerli sanayi, TENMAK, TÜBİTAK ve üniversitelerin katılımıyla mikro reaktörler ve küçük modüler reaktörler (SMR) dahil yenilikçi tasarımların geliştirilmesini, prototip üretimi ile test ve belgelendirme süreçlerinin tamamlanmasını hedefliyor.
Çağrının amacı: Enerji güvenliği, dışa bağımlılığın azalması ve net sıfıra katkı
Bakan Kacır, artan sanayi ve teknoloji odaklı enerji ihtiyacını yerli, karbonsuz ve kesintisiz kaynaklarla karşılamayı hedeflediklerini belirterek, çağrının enerji güvenliğini pekiştirme, dışa bağımlılığı azaltma ve net sıfır emisyon hedefine katkı amacını vurguladı.
Başvuru takvimi ve süreç: 31 Aralık 2025 son tarih
Çağrıya başvuruların 31 Aralık 2025 tarihine kadar rip.sanayi.gov.tr üzerinden yapılacağı açıklandı. Program, rekabet öncesi iş birliği ekseninde tasarlandı; projelerin birden fazla faz içermesi ve/veya ilişkili alt projelerden oluşması mümkün.
Teknoloji odağı: Mikro reaktörler ve küçük modüler reaktörler SMR
Destek kapsamı; mikro reaktörler, SMR’ler ve farklı güç aralıklarında yenilikçi reaktör tasarımlarının geliştirilmesini kapsıyor. Amaç; ölçeklenebilir, emniyetli ve şebeke entegrasyonu kolay çözümlerle yerli teknolojik kabiliyetin artırılması.
Prototip üretimi, test ve belgelendirme gereklilikleri
Çağrı; nükleer reaksiyonların gerçekleştirileceği prototip reaktörün üretilmesini ve buna ilişkin test ile belgelendirme süreçlerinin tamamlanmasını şart koşuyor. Bu kapsam, tasarımdan sahaya kadar mühendislik doğrulaması ve emniyet kültürünün yerleşmesine odaklanıyor.
Kurumsal iş birliği: TENMAK, TÜBİTAK ve üniversiteler
Program; TENMAK ve TÜBİTAK enstitülerinin yanı sıra üniversitelerin uzmanlıklarıyla, özel sektörün yerli üretim yetkinliklerini bir araya getirmeyi hedefliyor. Böylece çekirdek teknoloji, malzeme, kontrol ve ölçüm sistemlerinde yerli ekosistem güçlendirilecek.
Enerji politikası bağlamı: 2050’de 20 GW nükleer hedefi ile stratejik uyum
Çağrı; Türkiye’nin nükleer vizyonunda ilan edilen 2035’e kadar 7 GW ve 2050’ye kadar 20 GW hedefiyle uyumlu bir yerli teknoloji ayağı oluşturuyor. Bir önceki güncellemeye ilişkin ayrıntılar için bkz: Türkiye 2050’de 20 GW nükleer enerji hedefi.
Stratejik değerlendirme: Baz yükün kömür ve doğalgazdan nükleere kaydırılması
Türkiye’de artacak elektrifikasyon, elektrikli araçlar ve veri merkezlerinin talep büyümesi, kesintisiz güç üreten kaynaklara olan ihtiyacı artırıyor. Nükleer; kesintisiz üretimiyle baz yük ihtiyacını karşılayarak ithal doğalgaz bağımlılığını ve kömür kaynaklı yerel kirliliği azaltma potansiyeli taşıyor. Yerli reaktör geliştirme ekseni, bu dönüşümün teknoloji bağımsızlığı ve sanayi kalkınması boyutunu güçlendiriyor.
Güvenlik, düzenleyici çerçeve ve şeffaflık gereksinimi
Prototip ve ticarileşme süreçlerinde emniyet, düzenleyici onaylar, radyolojik koruma, atık yönetimi ve şeffaf kamu iletişimi belirleyici olacak. UAEA standartlarıyla uyumlu lisanslama ve bağımsız denetim mekanizmaları, toplumsal kabul ve sürdürülebilir ilerleme için kritik önem taşıyor.
Firecarrier perspektifi: Yerli teknoloji zinciri, ihracat ve enerji dönüşümünde yeni vizyon
“Yerli Nükleer Reaktör Geliştirilmesi Çağrısı” yalnızca reaktör tasarımıyla sınırlı değil, yakıt döngüsü, malzeme ve komponent üretimi, enstrümantasyon-kontrol ve sertifikasyon alanlarında da yerli tedarik zinciri geliştirme fırsatı sunuyor. Böylece bilgi birikimi artacak, nitelikli istihdam yaratılacak ve orta vadede ihracat ile bölgesel teknoloji iş birlikleri için yeni kapılar açılabilecek.
Yeşil Haber, uzun süredir küçük modüler reaktörlerin (SMR) Türkiye’nin enerji geleceğinde kritik bir rol üstleneceğini savunuyor. Bu çağrı, artan elektrifikasyon talebine cevap verecek esnek çözümler üretme ihtiyacını destekliyor. Elektrikli araçlardan büyük veri merkezlerine, dağıtık mikro veri merkezlerinden ısı pompalarına kadar gelişen yeni pazarlar, şebekenin daha dağınık ve modüler bir yapıya evrilmesini zorunlu kılıyor. Bu bağlamda SMR’ler, ölçeklenebilirliği ve esnekliği ile öne çıkıyor.
Aynı zamanda nükleer, kömür ve doğalgaza dayalı baz yük üretiminin azaltılmasında da stratejik bir araç olarak görülüyor. Gelecekte kapatılan kömür santrali alanlarının nükleer enerji santrallerine dönüştürülmesi, hem mevcut altyapının değerlendirilmesi hem de istihdam ve bölgesel kalkınmanın sürdürülmesi açısından fırsat yaratabilir.
Dünya genelinde nükleerin yeşil enerji sınıflandırmasına dahil edilmesi, 2040–2050 hedeflerine ulaşmanın başka türlü imkansız hale geldiğini gösteriyor. Bu doğrultuda, karbon çubuklu reaktörlerden toryum bazlı tasarımlara kadar birçok yeni teknoloji üzerinde çalışmalar yürütülüyor. Türkiye’nin de bu alanlarda yerli geliştirme kabiliyeti kazanması, enerji bağımsızlığı için kritik bir adım.
Bu süreçte yalnızca reaktörler değil, şebeke tasarımı da yeniden ele alınmalı. Modüler bazda öz üretim ve tüketime izin veren, dağıtık yapıyı destekleyen bir yaklaşım, artan talebi karşılamak için şart görünüyor. İspanya’da yaşanan deneyimler, enerji geçişinde esnek şebeke tasarımının önemini gözler önüne seriyor.
Yeşil Haber, Eylül 2023’te yayımladığı Küçük modüler nükleer reaktörler geleceğin enerji kaynağı olabilir mi? başlıklı makalede bu vizyonu gündeme getirmişti. Aradan geçen iki yılda yaşanan gelişmeler, Türkiye’nin nükleer alanda yeni bir aşamaya geçtiğini ve bu öngörünün somut adımlarla doğrulandığını gösteriyor.
Sizce Türkiye’nin yerli nükleer reaktör geliştirme adımı enerji bağımsızlığı ve yeşil dönüşüm hedeflerinde gerçek bir dönüm noktası olabilir mi?
İlgili Haberler
- Türkiye 2050’de 20 GW nükleer enerji hedefi
- Türkiye 2035’e kadar Sinop ve Trakya’da nükleer elektrik
- Küçük modüler reaktörler Türkiye’nin geleceğinde rol alabilir
- Akkuyu NGS: 4’üncü ünite buhar yoğuşturucu tankı sahada
- Akkuyu NGS: 70 Türk mühendis Rusya’da yüksek lisansa gidecek
- Eksim Ventures’tan Aalo Atomics’e SMR yatırımı
- NuScale: Hidrojen üreten küçük modüler reaktör
- Uranyum açığı ve SMR yatırımları yapay zekayı nasıl etkiler