Sivil Toplum Kuruluşları (STK), Kasım 2022’de Mısır’da gerçekleştirilecek Birleşmiş Milletler (BM) İklim Zirvesi (COP27) öncesinde Türkiye’nin sera gazı emisyonu azaltım hedefini güncellemesinin beklendiğine dikkat çekti.
STK temsilcileri Türkiye’nin, 2053’te net sıfır hedefine ulaşabilmesi için 2020 yılına kıyasla 2030’da en az yüzde 35 mutlak emisyon azaltımı hedeflemesi gerektiğini açıkladı. Bu, 2053 yılı için sera gazı emisyonlarını net sıfır seviyesine indireceğini açıklayan Türkiye’nin, emisyonlarını 2020 yılındaki 523,9 MtCO2e (milyon ton karbondioksit eşdeğeri) seviyesinden 340 MtCO2e’ye indirmesi anlamına geliyor.
Hedeften uzaklaşmanın büyük maliyeti olacak
Türkiye’nin aktif bir iklim politikası yürütmesi halinde milli gelirinin yüzde 7 artacağına dikkat çeken SEFİA Direktörü Bengisu Özenç, “Rüzgar ve güneşi merkeze alan, planlı bir enerji dönüşümü, ihtiyacımız olan teknoloji içeriği yüksek bir sanayi gelişimini ve bölgesel kalkınma fırsatlarını da beraberinde getirme potansiyeli taşıyor. İddialı bir 2030 hedefi bizi bu kazanımlara yaklaştırırken, Türkiye’nin 2053 net sıfır hedefi konusundaki samimiyetini de ortaya koyacak” dedi.
Yenilenebilir enerji alanında ilave yatırımların istihdam ve gelire katkı sağlayacağını belirten WWF-Türkiye İklim ve Enerji Programı Müdürü Tanyeli Sabuncu ise Türkiye’nin 2030 yılına kadar yeterli emisyon azaltımı sağlayamaması durumunda, 2053 net sıfır hedefine ulaşabilmesi için, sonraki yıllarda çok daha hızlı, zorlu ve keskin emisyon azaltım eylemleri gerçekleştirmek zorunda kalacağını ve ağır bir yük altına gireceğini savundu.
2053 hedefi için somut adımlar gerekiyor
Türkiye 2053 yılı için net sıfır emisyona ulaşma hedefi koymuş durumda. Bu hedefe hangi politikalar ve ara hedeflerle ulaşacağının net olmadığını ifade eden TEMA Vakfı Çevre Politikaları ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Eylem Tuncaelli, “Bu sebeple 2030 hedefi, 2053’e giden yolda oldukça önemli bir dönüm noktası. 2030 için sera gazı azaltımı hedefi koymanın yanı sıra somut eylemler içeren bir yol haritası hazırlanması ve toplumsal, ekolojik dönüşümü adil geçiş ilkeleriyle planlaması oldukça önemli” dedi. Greenpeace Akdeniz Genel Direktörü Ersin Tek ise Türkiye’nin fosil yakıt bağımlılığına vurgu yaptı ve “Bu bağımlılık hem yerel, hem de ulusal ölçekte büyük maliyetler yaratıyor.
Özellikle elektrik üretiminde adil dönüşüm perspektifinin eşlik edeceği bir kömürden çıkış politikası; Türkiye’nin iklim hedeflerine ulaşmasında büyük rol oynayabilir” dedi. İklim hedeflerine ulaşmada 2030’un kritik bir yıl olduğuna dikkat çeken ODTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ebru Voyvoda, Türkiye için, enerji sektörü kaynaklı emisyonları ağırlıklı olarak inceleyen bilimsel çalışmalar, elektrik üretiminde kömür kullanımını aşamalı olarak sonlandırarak, ulaşım ve sanayide ise büyük yapısal değişikliklere gitmeden önlemler alarak, Türkiye’nin 2030’a kadar sera gazı emisyonlarını 340 Mt CO2e seviyesine indirmesinin gayet gerçekçi ve mümkün olduğunu belirtti.
Emisyon azaltımı için neler yapılmalı?
Türkiye’nin 2030’da yüzde 35 mutlak emisyon azaltması gerektiğini belirten STK’lar, bu hedefe ulaşılması için önerilerde bulunuyor;
- 2030 yılı itibariyle kömürden elektrik üretimine son verilmesi,
- Elektrik üretiminde yenilenebilir enerji kaynaklarının payının yüzde 75’e çıkarılması,
- Elektrikli araçların payının binek araçlarda en az yüzde 20’ye, yolcu ve yük taşıma araçlarında en az yüzde 10’a çıkarılması,
- Demiryolu yatırımlarının artırılarak binek araçlarda yüzde 5, karayolu toplu ulaşım ve yük taşımada yüzde 10 raylı sisteme geçiş sağlanması,
- Sanayi, hizmet sektöründe ve tarım uygulamalarında enerji verimliliği, elektrifikasyon ve doğrudan yenilenebilir enerji kullanımının artırılması,
- Binalarda ise kömür ve sıvı fosil yakıt kullanımının sonlandırılması, büyük ölçüde elektrikle ısınmaya geçilmesi.