9 Mayıs 2025’te Kınalıada açıklarında yeniden görülen müsilaj, Marmara Denizi’nin alarm verdiğini gösteriyor. Sorunun kaynağı deprem değil, kirlilik ve denetimsizlik.
Marmara Denizi’nde müsilaj yeniden ortaya çıktı
9 Mayıs 2025 sabahı, Kınalıada açıklarında yeniden gözlemlenen müsilaj tabakası, Marmara Denizi’nde çevresel krizlerin devam ettiğini gösterdi. Dron ile kaydedilen görüntülerde beyazımsı tabakanın deniz yüzeyini kapladığı görülüyor. Bölge halkı ve denizle geçimini sağlayanlar için bu görüntüler endişe verici.
Müsilaj, sadece estetik bir kirlilik değil; deniz yaşamını boğan, oksijen üretimini engelleyen ciddi bir çevresel tehdittir.
Müsilajın depremle ilişkisi var mı?
Marmara bölgesi aktif fay hatlarıyla çevrili. 23 Nisan 2025’te meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki deprem sonrası kamuoyunda, müsilajın bu tür sismik aktivitelerle bağlantılı olup olmadığı tartışılmaya başlandı.
Ancak uzmanlara göre bu iddialar bilimsel olarak desteklenmiyor. Müsilaj oluşumunun temel sebepleri şunlardır:
- Arıtılmamış evsel ve endüstriyel atıkların denize karışması
- Yüksek deniz suyu sıcaklıkları
- Besin tuzları (azot, fosfor) yüklenmesi
- Hareketsiz ve durağan su koşulları
Bu unsurların birleşimi müsilaj oluşumunu tetikliyor. Depremler deniz tabanını etkileyebilir fakat bu, müsilajın doğrudan nedeni değil.
Gerçek neden: Denetimsiz atıklar ve endüstriyel kirlilik
Marmara çevresindeki şehirler, hala ciddi miktarda arıtılmamış atığı denize bırakmaya devam ediyor. Sanayi tesislerinin birçoğu yeterli filtreleme sistemine sahip değil ya da etkili şekilde denetlenmiyor. Tarımda kullanılan kimyasallar da dereler aracılığıyla denize ulaşıyor.
İstanbul Teknik Üniversitesi’nin yayınladığı 10 maddelik çözüm önerisi, bu sistematik kirliliğe karşı önemli bir yol haritası sunuyor.
Deniz temizliği için verilen mücadeleler
Bölgedeki sivil toplum kuruluşları, gönüllüler ve özel sektör, Marmara’yı korumak için önemli çabalar harcıyor:
- TURMEPA, 200 gönüllü ile 120 kg atık topladı.
- İş Bankası öncülüğünde Büyükada’da deniz dibi temizliği yapıldı.
- Sualtı Temizlik Hareketi, 20 yıldır gönüllülük esasına dayalı olarak denizleri korumak için çalışıyor.
- Mikrotemizleyiciler ile mikroplastik kirliliğine karşı teknolojik mücadele yürütülüyor.
Ancak bu çabalar, köklü yapısal dönüşümlerle desteklenmediği sürece kalıcı sonuçlar vermiyor.
Tekrarlayan döngü: 2007, 2021 ve şimdi 2025
2007 ve 2021 yıllarında yaşanan müsilaj krizlerinin ardından 2025’te benzer bir tabloyla karşı karşıyayız. Bu benzerlikler, depremlerden ziyade yapısal sorunların sürekliliğine işaret ediyor. Kentleşmenin baskısı, atık yönetimindeki eksiklikler ve siyasal görmezden gelişler, Marmara’yı her geçen yıl daha kırılgan hale getiriyor.
Marmara Denizi’ni yaşatmak için ne yapmalı?
Müsilaj, doğanın verdiği son uyarı olabilir. Etkili çözüm için:
- Tüm kıyı belediyelerinde ileri biyolojik arıtma zorunlu hale gelmeli.
- Endüstriyel tesislerde atık su denetimleri artırılmalı.
- Tarımda kullanılan kimyasal girdiler sınırlandırılmalı.
- Bölgesel eylem planları yasal yaptırımlarla desteklenmeli.
Müsilaj, yalnızca denizi değil, balıkçılığı, turizmi, geçim kaynaklarını ve nihayetinde insan sağlığını tehdit ediyor.
Yeşil Haber olarak bu çağrıyı yineliyoruz: “Marmara Denizi’nin boğulmasına izin vermeyelim. #DenizBoğulursa hepimiz kaybederiz.”
Sizce Marmara Denizi’ni müsilajdan korumak için en acil adım ne olmalı? Görüşlerinizi yorumlarda paylaşın.
İlgili Haberler
- Müsilaj Marmara Denizi’nde yeniden gündemde
- İTÜ’den müsilaj sorununa 10 çözüm önerisi
- Marmara Denizi’ni kurtarmak için atık arıtma çözümleri ve güncel durum
- Büyükada’da İş Bankası öncülüğünde sürdürülebilirlik adımı: Deniz dip temizliği
- TURMEPA 200 gönüllü ile 120 kg atık topladı



















