Ana Sayfa Sürdürülebilirlik EPDK, santrallere üç aylık güç aşımı izni verdi

EPDK, santrallere üç aylık güç aşımı izni verdi

Yazar

Kas 11, 2025 @ 18:27 Değiştirilme tarihi: Kas 13, 2025 @ 10:16

Elektrik arz güvenliğini desteklemek amacıyla lisanslı üretim tesisleri, 1 Aralık 2025 – 28 Şubat 2026 arasında anlaşma güçlerinin üzerinde çalışabilecek.

Kararın kapsamı

Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun 06 Kasım 2025 tarihli ve 13922 sayılı kararı, kış aylarında olası talep artışlarını karşılamak ve elektrik arz güvenliğini korumak amacıyla üretim tarafında geçici bir esneklik getiriyor. Karara göre, lisanslı elektrik üretim tesisi sahipleri, bu üç aylık dönemde TEİAŞ’a veya ilgili dağıtım şirketine başvurarak, mevcut anlaşma güçlerinin üzerinde sisteme elektrik verebilecek.

Başvuru ve sistem güvenliği

Üreticiler, güç artışı miktarı ve süresini belirterek başvuruda bulunacak. Başvuruların ardından, TEİAŞ’a bağlı tesislerde beşinci iş gününden, dağıtım şirketlerine bağlı tesislerde ise onuncu iş gününden itibaren uygulama geçerli olacak. Sistem güvenliği öncelikli olacak, TEİAŞ veya ilgili dağıtım şirketleri teknik gereklilikler nedeniyle başvuruları kısmen veya tamamen kısıtlayabilecek.

Ücretlendirme ve kapasite

Bu dönemde santrallerin sabit iletim veya dağıtım sistem kullanım bedelleri, mevcut anlaşma güçleri üzerinden hesaplanacak. Ancak sisteme verilen ek enerji, tesislerin emre amade kapasitesinde dikkate alınacak.

Uygulama süresi

Karar, 1 Aralık 2025 – 28 Şubat 2026 tarihleri arasında geçerli olacak ve lisanssız üretim tesisleri kapsam dışında bırakılacak.

Firecarrier perspektifinden: Geçici esneklik mi, kalıcı dönüşüm mü?

Bu karar, Türkiye’nin kış döneminde enerji arz güvenliğini sağlama refleksinin bir göstergesi. Ancak Firecarrier perspektifinden bakıldığında, bu “esneklik” yalnızca kısa vadeli bir tampon mekanizması. Gerçek enerji güvenliği, esnek üretim kadar esnek depolama ve talep yönetimi altyapısına dayanıyor. Bu geçici güç aşımı izni, kömür ve doğal gaz santrallerine de aynı kapıyı açtığı ölçüde, yeşil geçiş hedefleriyle çelişebilir. Türkiye’nin enerji sisteminde sürdürülebilir esneklik, yalnızca üretim kapasitesinin değil, dijital ağ yönetiminin ve depolama teknolojilerinin birlikte gelişmesiyle mümkündür. Kısacası: Bu karar, enerjide “acil durum refleksi”nin doğru ama eksik bir versiyonu olarak nitelenebilir. Firecarrier felsefesi, bu tür geçici çözümleri kalıcı dijital dönüşümle birleştirme çağrısı yapıyor.