Avustralya Başbakanı Anthony Albanese, COP31 ev sahipliği krizini çözmek için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a resmi bir mektup gönderdi.
WEOG içindeki oybirliği kuralı nedeniyle 2026 zirvesi için karar hala alınamadı. Süreç, Türkiye-Avustralya diplomasisinin seyrine bağlı ilerliyor.
Hızlı Bakış
- Albanese, COP31 ev sahipliği krizini aşmak için Erdoğan’a resmi mektup gönderdi.
 - WEOG içindeki oybirliği kuralı nedeniyle 2026 ev sahipliği kararı çıkmadı.
 - Türkiye ve Avustralya 2022’den beri adaylıklarını geri çekmeden sürdürüyor.
 - Türkiye ev sahipliği senaryosu diplomasi ve altyapı görünürlüğünü artırabilir.
 - Karar gecikmesi sponsorluk ve lojistik planlamasında belirsizlik yaratıyor.
 

2 Kasım 2025’te uluslararası basına yansıyan bilgilere göre, Avustralya Başbakanı Anthony Albanese, COP31’in (2026) ev sahipliği çıkmazını çözmek amacıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bir mektup gönderdi. 2022’den bu yana hem Türkiye hem Avustralya aynı yıl için adaylığını sürdürüyor ve henüz geri çekilen olmadı. Batı Avrupa ve Diğerleri Grubu’nda (WEOG) oybirliği şartı geçerli olduğu için, tek bir itiraz dahi kararın çıkmasını engelleyebiliyor. Yaz aylarında BM İklim Sekreteryası, gecikmenin hazırlıkları aksattığını vurgulamıştı.
Neden önemli?
- WEOG oybirliği kuralı karar hızını belirliyor. Tek ülkenin itirazı bile dosyayı kilitleyebiliyor.
 - BM İklim Sekreteryası’nın “çıkmaz” uyarısından sonra mektup, görünen ilk somut diplomatik adım niteliğinde.
 - Avustralya’nın Pasifik ortaklı ev sahipliği tezi ile Türkiye’nin merkezî konum ve erişim argümanı, iki farklı meşruiyet çerçevesi yaratıyor.
 
Türkiye açısından olası etkiler
Senaryo 1 – Türkiye ev sahibi: İstanbul/Antalya eksenli bir ev sahipliği, hava yolu erişimi ve bölgesel diplomasi açısından güçlü bir vitrin oluşturur; 2035 hedefleri, ETS/CBAM uyumu ve kurumsal iklim raporlaması gibi başlıklarda ivmelenme yaratabilir.
Senaryo 2 – Uzlaşı ve bölüşüm: Protokol gereği tek başkanlık esası geçerli olsa da, operasyonel ortaklık ve yan etkinliklerin dağılımı üzerinden bir political win-win zemini aranabilir (emsalleri sınırlı ve dikkatli tasarım gerektirir).
Senaryo 3 – Karar gecikmesi: Planlama riski artar; sponsorluk, mekân ve lojistik sözleşmeleri belirsizleşir. Medya ilgisi sürse de, hazırlık takvimi uzadıkça maliyetler yükselir ve paydaş yorgunluğu oluşur.
Takvim ve karar mekanizması
Ev sahibi ülke, WEOG içinde oybirliği ile belirlenir. 2025 ortasındaki pratik eşikler kaçırıldığı için, COP30/Belém sürecindeki siyasi trafik kritik önem taşıyor. Bu dönemde gelebilecek liderler düzeyi temaslar ve kapalı kapılar ardındaki denge arayışları, 2026 ev sahipliğinin yönünü tayin edebilir.
Ne izlemeli?
- Albanese’nin mektubuna gelecek resmî yanıt ve Ankara-Canberra hattındaki yüz yüze temaslar.
 - Avustralya’nın COP30’da üst düzey katılım ve mesajlarının tonu (ev sahipliği tezini güçlendirme potansiyeli).
 - Türkiye’nin idari/ihale altyapısı ve düzenleyici hazırlıkları (ev sahibi olma halinde uygulama kapasitesi).
 
Siz ne düşünüyorsunuz? Türkiye ve Avustralya arasında uzlaşı mümkün mü, yoksa karar gecikmesi COP31 hazırlıklarını daha da zorlaştırır mı? Görüşlerinizi yorumlarda paylaşın.
İlgili Haberler
- COP31 ev sahipliği: Avustralya–Türkiye yarışı ve kurallar
 - Cumhurbaşkanı kararı: COP31 hazırlıkları için idari altyapı
 - TEİAŞ–Dünya Bankası: akıllı şebeke yatırımı ve altyapı
 - Erdoğan BM İklim Zirvesi’nde 2035 emisyon hedefini açıkladı
 
            
  
Türkiye açısından olası etkiler















