
Dünyanın en büyük çevre raporlama platformu CDP’nin Türkiye konferansı, şirketlerin artan raporlama performansını, küresel standartlara uyumunu ve raporlama ekosisteminde veri odaklı eylem ile birlikte çalışabilirliğin kritik önemini öne çıkardı.
İstanbul – 16 Mayıs 2025 – Dünyanın en büyük çevre raporlama platformu CDP’nin Türkiye operasyonlarını Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu yürütücülüğünde ve Garanti BBVA ana sponsorluğunda gerçekleştirdiği “CDP Türkiye 15. İklim Değişikliği & Doğa Konferansı: 2024 Sonuçları ve Ödül Töreni”, Zorlu PSM’de düzenlendi. Konferans, Türkiye’deki şirketlerin çevre raporlamasındaki dikkate değer artışı, küresel standartlarla artan uyumu ve raporlama ekosisteminde “birlikte çalışabilirlik” ihtiyacını güçlü bir şekilde gündeme taşıdı. Yeşil Haber olarak, bu önemli etkinliğin nabzını tuttuk ve öne çıkan derinlemesine bilgileri sizler için derledik.

Etkinlik, Garanti BBVA Genel Müdür Yardımcısı Cemal Onaran ve Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi Dekanı Ayşegül Toker’in açılış konuşmalarıyla başladı. Onaran, şeffaf raporlamanın artık bir tercih değil zorunluluk olduğunu vurgularken, iklim krizine karşı ortak hareket etmenin önemine değindi ve Garanti BBVA’nın hem iklim hem de su alanında Global A Listesi’nde yer almasından duyduğu gururu paylaştı. Toker ise Sabancı Üniversitesi’nin sürdürülebilir kalkınmaya katkı stratejisini ve CDP ile olan hayati ortaklığın bu çabanın güçlü bir kanıtı olduğunu belirtti.

Uluslararası Sürdürülebilirlik Standartları Kurulu (ISSB) Yönetim Kurulu Üyesi Veronika Pountcheva canlı bağlantıyla katılarak, Türkiye’nin sürdürülebilirlik raporlamasında önemli ilerlemeler kaydettiğini ve küresel standartlarla uyumlu raporların yaygınlaşmasının kritik bir adım olduğunu ifade etti. Doğa ile İlgili Finansal Beyanlar Görev Gücü (TNFD) CEO’su Tony Goldner ise video mesajıyla CDP’nin iklim ve doğaya entegre yaklaşımının dünyanın ihtiyaç duyduğu bütüncül çevresel eylemin ilerletilmesinde kilit rol oynadığını belirtti.

CDP Türkiye 2024 raporu: artan katılım, küresel liderlik ve temel gelişim alanları
CDP Türkiye Ülke Programları Yöneticisi Mirhan Köroğlu Göğüş, “CDP Türkiye 2024 İklim Değişikliği ve Doğa Raporu”nun çarpıcı sonuçlarını paylaştı. 2024’ün sürdürülebilirlik raporlaması açısından bir eşik yıl olduğunu belirten Göğüş, CDP’nin küresel veri standardizasyonunda kritik bir rol oynadığını ve iklim, su, ormansızlaşma, plastikler ve biyoçeşitlilik gibi farklı temalarda tutarlı ve karşılaştırılabilir raporlamayı teşvik ettiğini vurguladı.

Rapordan öne çıkan temel bulgular şöyle sıralanıyor:
- Raporlama rekoru: Türkiye’den CDP’ye raporlama yapan şirket sayısı 138’e ulaştı. Bir önceki yıla göre iklim değişikliği tema alanında %21, su güvenliğinde %65 ve ormansızlaşmada %220 gibi dikkat çekici bir artış yaşandı. Bu artışta, yeni düzenlemeler ve yatırımcı taleplerinin etkili olduğu belirtiliyor].
- Küresel liderlik: Dünya genelinde yaklaşık 25.000 şirketin veri açıkladığı CDP platformunda, 22.700’ün üzerinde şirket derecelendirildi ve yalnızca %2’si en yüksek not olan “A” aldı. Türkiye’den 28 şirket CDP’nin Küresel A Listesi’ne girerek bu lider gruba dahil oldu. Bu şirketlerden 15’i hem İklim Değişikliği hem de Su Güvenliği alanlarındaki üstün performanslarıyla “Çifte A” (Double A) unvanını elde etti. Ayrıca 18 şirket farklı temalarda “A-” notu aldı.
- Yeni entegre soru seti: CDP, 2024’te İklim Değişikliği, Ormansızlaşma ve Su Güvenliği soru setlerini tek ve entegre bir Kurumsal Soru Seti altında birleştirdi. Plastikler ve biyoçeşitlilik ilk kez bağımsız tema alanları olarak ele alınırken, KOBİ’lere yönelik özel bir soru seti de dahil edildi. Bu yeni yapı, şirketlerin raporlama verimliliğini artırırken, Uluslararası Finansal Raporlama Standartları (IFRS S2), Avrupa Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları (ESRS E1) ve TNFD ile daha güçlü uyum sağladı.
- Standartlarla uyum: CDP’nin 2024 soru seti, ISSB’nin IFRS S2 standardı ile tam uyumlu hale getirilirken, ESRS iklim modülü E1 ile de yüksek düzeyde örtüşme sağlandı. Türkiye’den CDP’ye yanıt veren şirketlerin verileri IFRS S2 ile %80, ESRS gereklilikleriyle ise (sektöre özel sorular hariç) %68 oranında uyum gösteriyor. Bu, şirketlerin IFRS S2 kapsamında sağlam bir iklim raporlaması temeline sahip olduğunu, ancak ESRS’nin daha kapsamlı gereklilikleri için değer zinciri şeffaflığı ve doğa temelli konularda daha fazla entegrasyona ihtiyaç duyulduğunu gösteriyor.
- Yönetişim ve strateji: Şirketlerin büyük çoğunluğu çevresel risk ve fırsatları üst düzey yönetişim ve stratejik karar alma süreçlerine entegre ediyor; ancak bu durum büyük ölçüde iklim değişikliği konularında yoğunlaşmış durumda. Şirketlerin %98’i iklim değişikliği konusunda yönetim kurulu düzeyinde sorumluluk alırken, doğa temelli konular (ormansızlaşma, plastikler, biyoçeşitlilik) yönetişim yapılarında ve teşvik sistemlerinde yeterince yer bulamıyor.
- İklim eylemi ve hedefler: Şirketlerin %66’sı 1.5°C ile uyumlu bir geçiş planına sahip olduğunu raporlarken, bu planların sadece %27’si fosil yakıtlardan aşamalı çıkışı içeriyor. Mutlak emisyon azaltım hedefi belirleyen şirketlerin (%77) yalnızca %17’si Bilim Temelli Hedefler Girişimi (SBTi) tarafından onaylanmış durumda. Net sıfır hedefi açıklayanların oranı %59 iken, SBTi onaylı olanlar sadece %2.
- Su güvenliği: Su risklerine yönelik farkındalık ve yönetim kapasitesi artsa da, şirketlerin %66’sı suyu stres altında olan havzalardan çektiğini, tesislerin %72’sinin bu yüksek riskli bölgelerde yer aldığını belirtiyor.
- Doğa temelli konular: Ormansızlaşma raporlaması %220 artsa da, şirketlerin yalnızca %30’u ormansızlaşmayı önleme hedefine sahip. Plastik yönetimi başlangıç aşamasında; geri dönüştürülmüş içerik kullanımı çok düşük. Biyoçeşitliliğe yönelik farkındalık artsa da nicel ölçüm ve mekânsal şeffaflık eksik.
- Finans sektörü: Finanse edilen emisyonların hesaplanmasında ilerleme kaydedilirken (%81), doğa temelli finansal riskler büyük ölçüde göz ardı ediliyor; hiçbir şirket henüz ‘ormansızlaşmayı önleyici finansman hedefi’ benimsemiş değil.
Panel: dönüşen raporlama ekosisteminde birlikte çalışabilirliği güçlendirmek
Konferansın en can alıcı bölümlerinden biri, Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu Direktörü Ata Can Bertay’ın moderatörlüğünde gerçekleşen “Dönüşen Raporlama Ekosisteminde Birlikte Çalışabilirliği (Interoperability) Güçlendirmek” paneli oldu. Panelde, EBRD İklim Adaptasyonu ve Doğa Finansmanı Müdürü Rachael Barza, GRI Stratejik İletişim Başkanı Cristina Gil White (video mesajıyla) ve CDP Avrupa Etkileşim Yöneticisi Benan Ürgün, hızla dönüşen sürdürülebilirlik raporlaması ekosisteminde kurumların değişen rolünü ve etkin iş birliği yollarını masaya yatırdı.
Bertay, panelin açılışında raporlamanın parçalanmışlıktan entegrasyona, veri toplamadan eyleme geçişini vurgulayarak, iklim ve doğa raporlamasını birleştirerek karar alma süreçlerine faydalı, tek bir veri seti sunmanın zorluğuna dikkat çekti.
Cristina Gil White (GRI), sürdürülebilirlik raporlamasının küresel iş dünyasında yerleşik bir uygulama haline geldiğini ve Türkiye’nin bu alanda yükselen bir ivme yakaladığını belirtti. GRI’ın CDP, IFRS Vakfı ve ESRS gibi yapılarla yakın çalışarak, şirketlere daha uyumlu ve kolay bir raporlama süreci sunmak ve birlikte çalışabilirliği güçlendirmek için çaba gösterdiğini vurguladı. Hedeflerinin, hem yatırımcıların hem de daha geniş paydaş kitlesinin bilgi ihtiyaçlarını karşılayan, akıcı ve kapsamlı bir küresel sürdürülebilirlik raporlama sistemi olduğunu ifade etti.
Rachael Barza (EBRD), yatırımcı perspektifinden doğa temelli yatırımların nasıl şekillendiğini somut örneklerle açıkladı. Bir müşterilerinin iklim değişikliği raporlaması sırasında ortaya çıkan fiziksel risklerin (kuraklık, sıcak hava dalgaları), aslında doğa temelli çözümlere (toprak yönetimi, tarımsal ormancılık) kapı araladığını ve bunun sonucunda EBRD’nin iklim-akıllı ve rejeneratif tarım uygulamalarını teşvik eden sonuç odaklı bir finansman yapısı oluşturduğunu paylaştı. Barza, “Mükemmeli beklerken iyinin düşmanı olmayın” diyerek, şirketleri ve finans liderlerini veri mükemmelleşene kadar beklemeden, mevcut bilgilerle harekete geçmeye çağırdı. Doğayı karar alma süreçlerine dahil etmenin, doğru soruları sormakla başladığını ve bunun yeni iş fırsatları da yaratabileceğini belirtti. EBRD’nin, farklı ülkelerin ve sektörlerin yerel koşullarını dikkate alan sektörel yol haritaları geliştirmeye odaklandığını da ekledi.
Benan Ürgün (CDP Europe), CDP’nin gönüllü bir raporlama platformu olmaktan, düzenlemelere uyumu kolaylaştıran bir yapıya evrildiğini anlattı. Yeni entegre soru setinin, farklı tematik açıklamaları tek bir yapıda toplayarak şirketlerin işini kolaylaştırdığını belirtti. CDP’nin IFRS S2 ile tam uyumlu, TNFD ile kısmi uyumlu olduğunu ve ESRS E1 ile de bir eşleme dokümanı bulunduğunu ifade etti. Ürgün, CDP’nin sadece uyumun ötesine geçerek standartları somut eylemlere dönüştürmeye, şirketlerin fırsatları belirlemesine ve dirençli iş modelleri kurmasına yardımcı olduğunu vurguladı. “Bir kez yaz, birçok kez kullan” (write once, read many) yaklaşımıyla, tek bir CDP raporunun farklı paydaşlar için kritik piyasa bilgisine dönüştüğünü söyledi ve CDP raporlamasının “ABC’lerini” (Access capital – Sermayeye Erişim, Build competitive advantage – Rekabet Avantajı Oluşturma, Access buyers – Alıcılara Erişim) sıraladı. Yeni portal özelliklerinden olan soruların hangi standartlarla uyumlu olduğunu gösteren etiketleme (tagging) sistemi, yazılım ortaklarıyla geliştirilen API programı ve gelecekteki XBRL etiketlemesinin raporlama süreçlerini daha da kolaylaştıracağını belirtti.

Ödüller sahiplerini buldu: Türkiye’den 28 küresel lider
Konferans, T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İklim Değişikliği Başkanı Halil Hasar ve Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu (KGK) Başkanı Hasan Özçelik’in konuşmalarıyla devam eden ödül töreni ile son buldu. Hasar, sürdürülebilir finansman mekanizmalarına erişim açısından çevresel raporlamanın kritikleştiğini ve CDP’nin bu süreçte şirketlere önemli katkılar sunduğunu belirtt. Özçelik ise KGK olarak yayımladıkları Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları ile hesap verebilirliği artırmayı ve yatırımcı güvenini pekiştirmeyi hedeflediklerini ifade etti.

Konuşmaların ardından, CDP’nin Global A Listesi’ne girmeyi başaran Türkiye’den 28 şirkete ödülleri takdim edildi. Bu şirketlerden 15’i hem İklim Değişikliği hem de Su Güvenliği programlarında gösterdikleri üstün performansla “Çifte A” (Double A) aldı (Akbank T.A.Ş., Anadolu Isuzu Otomotiv Sanayi ve Ticaret A.Ş., Arçelik A.Ş., Aydem Yenilenebilir Enerji A.Ş., Brisa Bridgestone Sabancı Lastik San. ve Tic. A.Ş., Carrefoursa Carrefour Sabancı Ticaret Merkezi A.Ş., Çimsa Çimento Sanayi ve Ticaret A.Ş., Enerjisa Enerji A.Ş., Kordsa Teknik Tekstil A.Ş., Mavi Giyim Sanayi ve Ticaret A.Ş., Migros Ticaret A.Ş., QNB Bank A.Ş., Sabancı Holding A.Ş., Türkiye Garanti Bankası A.Ş., Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O.). Ayrıca, İklim Değişikliği alanında 8 şirket (Abdi İbrahim İlaç Sanayi ve Ticaret A.Ş., Elsan Elektrik Gereçleri Sanayi ve Ticaret A.Ş., Fiba Yenilenebilir Enerji Holding A.Ş., Korozo Group, Teknosa İç ve Dış Ticaret A.Ş., Türk Telekomünikasyon A.Ş., Türkiye Halk Bankası A.Ş., Yapı ve Kredi Bankası A.Ş.) ve Su Güvenliği alanında 5 şirket (Borçelik Çelik Sanayii Ticaret A.Ş., Coca-Cola İçecek A.Ş., Şekerbank T.A.Ş., T.C. Ziraat Bankası A.Ş., Türkiye Sınai Kalkınma Bankası A.Ş.) Global A Lideri olarak ödüllendirildi.

Veriden eyleme, entegrasyondan dönüşüme doğru atılan adımlar
CDP Türkiye 15. İklim Değişikliği ve Doğa Konferansı, Türkiye’de kurumsal çevre bilincinin ve raporlama pratiğinin önemli bir evrim geçirdiğini gözler önüne serdi. Artan raporlama sayıları ve küresel liderler arasına giren şirketler umut verici olsa da], özellikle doğa temelli konularda (su, ormansızlaşma, biyoçeşitlilik, plastikler) daha derinlemesine entegrasyon], bilime dayalı hedeflerin yaygınlaşması ve değer zinciri boyunca şeffaflığın artırılması gerekliliği devam ediyor. Panelin de altını çizdiği gibi, raporlama standartları arasındaki birlikte çalışabilirlik ve verinin eyleme dönüşmesi, sürdürülebilir bir gelecek için kritik önem taşıyor. Şirketlerin bu dönüşümde daha proaktif ve bütüncül bir yaklaşım benimsemesi, gezegenimiz için “pozitif” kararların hayata geçirilmesinin temelini oluşturacak.
Sizce Türkiye’deki şirketler çevresel raporlama konusunda yeterince şeffaf mı? Görüşlerinizi bizimle paylaşın!
İlgili Haberler
- CDP 2023 Türkiye Raporu: Öne Çıkan Sonuçlar ve Lider Şirketler
- TSRS 1 ile Sürdürülebilirlik Raporu Hazırlama Zorunluluğu Geldi
- Tekfen Holding CDP’nin Şampiyonlar Liginde
- ISSB, IFRS S1 ve S2 ile Sürdürülebilirlik Performansı Raporlama
- Sürdürülebilirlik Denetiminde Yeni Dönem: Yetkilendirilen Bağımsız Denetim Kuruluşları Açıklandı
View this post on Instagram