BlackRock veri merkezi yatırımı yapay zeka altyapısı Türkiye enerji karşılaştırması

15 Ekim 2025 tarihinde imzalanan ve yaklaşık 40 milyar $ değerindeki bu işlem, veri merkezi altyapısında rekor büyüklükte bir adımı temsil ediyor.

Hızlı bakış

  • BlackRock liderliğindeki konsorsiyum, 15 Ekim 2025’te açıklanan yaklaşık 40 milyar $’lık anlaşmayla Aligned Data Centers’ı satın alıyor.
  • Konsorsiyumda GIP, Microsoft, Nvidia, MGX ve AIP yer alıyor; kapanış 2026’nın ilk yarısında bekleniyor.
  • Aligned’ın ağı ABD’de yaklaşık 50 kampüste aktif ve planlanan tesislerle 5 GW kapasite hedefliyor.
  • Milan’da veri merkezi kapasitesi 200 MW’tan 2 GW’a çıkmayı hedefliyor; Avrupa’da da talep hızla artıyor.
  • Türkiye’de rüzgar kurulu gücü 13,8 GW; Akkuyu tamamlandığında 4,8 GW olacak, ölçek karşılaştırması kritik.
  • Yeşil altyapı için yenilenebilir elektrik, su verimli soğutma ve atık ısı geri kazanımı öncelik olmalı.

Alım işlemi ve büyüklüğü: Aligned Data Centres’ın radarına giren dev yatırım

Aligned Data Centers, yaklaşık 50 kampüste faal ve planlanan tesislerle toplam 5 GW kapasiteye ulaşması öngörülen bir veri merkezi operatörü konumunda. Bu ağın toplam kapasitesi 5 GW olup, bu rakam ABD’deki ortalama bir eyaletin elektrik talebine eşdeğer. Şirketin faal 50 kampüsünde toplam yüzbinlerce metrekarelik sunucu alanı ve yaklaşık 2000 MW’ı aşan mevcut aktif yük bulunuyor; yeni kampüsler tamamlandığında bu kapasite 5 GW düzeyine ulaşacak. Böylece Aligned Data Centers, dünyanın en yüksek enerji tüketimine sahip veri altyapı ağlarından biri haline geliyor.

BlackRock veri merkezi yatırımı yapay zeka altyapısı Türkiye enerji karşılaştırmasıBlackRock’ın Global Infrastructure Partners (GIP) birimi liderliğindeki konsorsiyum; Microsoft, Nvidia, MGX ve Artificial Intelligence Infrastructure Partnership (AIP) gibi teknoloji ve yatırım devlerini içeriyor. Anlaşma tutarı yaklaşık 40 milyar $ olarak açıklandı ve işlemin 2026 yılının ilk yarısında kapanması bekleniyor.


İşlem ne durumda?

Bu anlaşma halihazırda duyurulmuş olup, henüz tamamen kapanmamış durumda. Gerekli düzenleyici onaylar ve yasal süreçler tamamlanmadan devreye girmesi planlanan bu satın alma resmi olarak “bekleyiş aşamasında”.

ABD genelinde stratejik yayılım: Aligned Data Centers’ın faal ağı

Aligned Data Centers tek bir tesis değil, ABD’nin dört ana bölgesine yayılmış bir hiper ölçekli veri merkezi ağı. Merkezi Plano, Teksas’ta bulunan şirket; Virginia, Arizona, Utah, Illinois ve Teksas eyaletlerinde yaklaşık 50 kampüs işletiyor. Bu tesislerin büyük bölümü hâlihazırda aktif durumda.

Operasyonel bölgeler ve kapasite dağılımı

Phoenix, Arizona kampüsü 2017’de devreye girdi; 55 dönüm arazi üzerinde, yüksek yoğunluklu yapay zekâ ve bulut bilişim yükleri için özel olarak tasarlandı. Northern Virginia (Ashburn) bölgesinde IAD-01, IAD-02 ve IAD-03 tesisleriyle birlikte toplam yüzbinlerce metrekarelik bir AI-ready kompleks bulunuyor. Salt Lake City, Utah kampüsü ise soğuk iklim avantajıyla sürdürülebilir soğutma sistemleri test sahası olarak öne çıkıyor. Teksas ve Illinois’teki merkezler ise büyük kurumsal müşteriler ve kamu bulut sağlayıcıları için colocation altyapısı sunuyor.

Kapsam ve amaç

Aligned, yalnızca veri depolama değil; yapay zeka eğitimi, bulut bilişim ve yüksek yoğunluklu işlem gibi enerji-yoğun süreçler için özel altyapı sağlıyor. Şirketin “Adaptive Data Center Platform” adını verdiği mimari, soğutma ve enerji dağıtımında gerçek zamanlı yük optimizasyonu sunuyor. Dolayısıyla BlackRock-Microsoft-Nvidia konsorsiyumunun bu ağı devralması, fiilen ABD’nin yapay zekâ çağında altyapı omurgasını kontrol altına almak anlamına geliyor. Bu, tek bir kampüs değil, 5 GW’lık bir veri ekosistemi.

yapay zeka altyapısı Türkiye enerji karşılaştırması BlackRock veri merkezi yatırımı Milan örneği: Avrupa’da benzer ölçekli büyüme hedefi

İtalya’nın Milano bölgesinde, A2A CEO’su tarafından yapılan açıklamaya göre, mevcut ~200 megawatt (MW) düzeyinde olan veri merkezi kapasitesi önümüzdeki beş yıl içinde yaklaşık 2 GW’a, yani 10 kat artması hedefleniyor. Bu büyüme, Milano’nun şu anki maksimum elektrik talebinin yaklaşık 1,5 GW olduğu bağlamında önem taşıyor.

Küresel eğilim: Yapay zeka veri merkezlerinin enerji talebi hızla artıyor

Aligned Data Centers’ın 5 GW’lık kapasite hedefi, yapay zeka altyapısındaki büyüme yarışının yalnızca bir parçası. OpenAI, Nvidia işbirliğiyle 10 GW kapasiteli yeni veri merkezleri kurmayı planlıyor. Proje, Stargate adıyla anılan genişleme aşamalarını da kapsıyor ve toplam enerji ihtiyacının 17 GW’a çıkabileceği belirtiliyor – bu, İsviçre ile Portekiz’in toplam elektrik talebini aşıyor.

OpenAI CEO’su Sam Altman, bu tesislerin enerji tüketiminin tek başına New York eyaletinin tamamına eşdeğer olacağını açıklarken, Nvidia’nın projeye 100 milyar $’a kadar yatırım yapacağı bildirildi. Uzmanlara göre 2030’a kadar bilgi işlem altyapısı dünya enerji talebinin %10–12’sini oluşturabilir. Yalnızca ABD’de veri merkezlerinin tüketiminin 2035’te 78 GW’a ulaşması bekleniyor.

Bu tablo, yapay zeka çağında enerji üretiminde nükleer ve yenilenebilir kaynakların birlikte planlanmasını kaçınılmaz kılıyor. Firecarrier bakış açısıyla değerlendirildiğinde, bu yeni ölçek insanlığın “bilgi gücü”nün artık fiziksel enerji sınırlarına dayandığını açıkça gösteriyor.

Karşılaştırma: Türkiye bağlamında

TÜREB verilerine göre Türkiye’nin toplam rüzgar enerjisi kurulu gücü 2024 yılı sonunda yaklaşık 13,8 GW düzeyinde. Buna göre, Aligned Data Centers’ın 5 GW’lık kapasitesi Türkiye’nin toplam rüzgar gücünün yaklaşık üçte birine eşit; Milano’daki planlanan 2 GW kapasite ise Türkiye rüzgar kapasitesinin yedide biri kadar. Bu ölçek, veri merkezlerinin yalnızca bilgi altyapısı değil, aynı zamanda ciddi bir enerji altyapısı aktörü haline geldiğini gösteriyor. Benzer biçimde, Akkuyu Nükleer Güç Santrali tamamlandığında 4,8 GW kapasiteye ulaşacak. Yani tek bir veri merkezi grubunun enerji ihtiyacı, bir nükleer santralin üretim gücüyle neredeyse aynı. Bu büyüklük, yeşil enerji arzı, soğutma suyu yönetimi ve iklim politikalarının eşzamanlı biçimde gelişmesini zorunlu kılıyor.

Yeşil altyapı şartı: Su, enerji ve hızın beraber yol aldığı altyapı

Bu büyüklükteki veri merkezi yatırımları, yalnızca enerji değil, aynı zamanda su kullanımını, soğutma sistemleri  ve yenilenebilir kaynaklarla entegrasyonu da hesaba katmak zorunda. Özellikle veri merkezlerinin yoğun soğutma ihtiyacı, kullanılan suyun buharlaşması, atmosferik etkiler ve yerel iklim-hidrolojik döngüler açısından kritik. Bu nedenle, “yeşil” olarak etiketlenen bu yatırımlarda yenilenebilir enerji kullanımı, yoğun su kullanımının azaltılması, atık ısı geri kazanımı gibi kriterlerin net olarak izlenmesi şart görünüyor.

Etki bölgesi ve yerel bağlam

Bu tür büyük ölçekli veri merkezi yatırımları, yerel elektrik şebekelerini, soğutma altyapılarını ve su kaynaklarını doğrudan etkiliyor. Örneğin Milano’da yeni tesisler yüksek gerilim hatlarına veya doğrudan santrallere bağlanıyor — bu da yerel dağıtım şebekesinde yük artışını azaltmayı hedefliyor. Benzer şekilde, bu yatırımlarda yerel yenilenebilir enerji arzı ve toplam sistem esnekliği kritik hale geliyor.

Türkiye enerji karşılaştırması yapay zeka altyapısı BlackRock veri merkezi yatırımı Sonuç: Büyüme hızı ve yeşil dönüşüm eşzamanlı olmalı

Bu işlem ve Milano’daki 2 GW’lık hedef, veri çağının ne kadar büyük bir enerji ve su altyapısı gerektirdiğini açık biçimde gösteriyor. Türkiye açısından bakınca, TÜREB’e göre yaklaşık toplam 13,8 GW rüzgar kurulu gücüne ve tamamlandığında 4,8 GW kapasiteye ulaşacak Akkuyu’ya rağmen, yapay zeka odaklı veri merkezlerinin hızını karşılayacak yeşil kapasite artışı, şebeke güçlendirmesi ve su yönetimi adımlarını eşzamanlı ilerletmek zorunlu. Aksi halde büyüme yalnızca hızlı değil, çevresel riskleri yüksek bir patikaya da dönüşebilir.

Firecarrier gözüyle öncelik; yeni talebin ilave yenilenebilir üretimle eşleştirilmesi (PPA ve depolama dahil), atık ısı geri kazanımı, su tüketimini minimize eden soğutma çözümleri ve yerel şebekede esnekliği artıracak yatırımlar olmalı. Nükleer ve özellikle SMR tartışması da bu bağlamda yeniden değer kazanıyor; yapay zeka yük eğrileriyle birlikte okunduğunda uzun vadeli ve düşük karbonlu taban gücün rolü artıyor (bkz. “Yapay zeka ve nükleer hisseleri: SMR dönemi”). Bu çerçevede Türkiye’nin enerji planlamasında veri merkezleri, yenilenebilirler, depolama ve nükleer seçenekleri aynı masada, su ve iklim kısıtları gözetilerek ele alınmalı.

Veri çağının hızı, enerji planlamasının zaman algısını değiştiriyor. Bundan sonra her megawatt, yalnızca sanayi değil bilgi ekonomisinin de yakıtı olacak. Bu hızda, her yeni veri merkezi sadece enerji tüketmiyor. Aynı zamanda bilgi ekonomisinin damarlarına yeni bir volt ekliyor. Bir enerji bir enerjiyi büyütüyor.

Sizce, veri merkezlerinin 5 GW’a koştuğu bu dönemde, Türkiye’de hangi enerji kaynağı öncelik almalı: rüzgar, güneş, nükleer mi?

İlgili Haberler


Bir Cevap Bırakın

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz