Son dönemde Türkiye’de en çok konuşulan alanlardan biri kripto para sektörü oldu. Peki bu popüler alanın çevreci karnesi nasıl, bu sektörü daha çevreci hale getirmek için neler yapılabilir? Bu noktada yenilenebilir enerjiye geçiş, Bitcoin’in karbon ayak izini azaltacağı ve sektörü daha çevreci, daha verimli çözümler aramaya teşvik edeceği için olası bir seçenek olarak görülüyor.
Yeni duyurulan Kripto İklim Anlaşması kripto para birimlerinin iklim kirliliği etkilerini silmeyi hedefliyor. Anlaşma, hükümetler tarafından değil özel sektör tarafından yönetiliyor ve birkaç ön hedefi ana hatlarıyla belirtiyor.
Anlaşmaya göre, tüm kripto zincirlerinin 2030’a kadar veya daha erken bir tarihte yenilenebilir enerjiye geçmesi hedefleniyor. Kripto endüstrisi için kirliliği azaltmayı ve endüstrinin karbondioksit emisyonlarını atmosferden çekebilecek stratejilere yönelmeyi içeriyor. Anlaşma ayrıca kripto endüstrisi tarafından üretilen emisyonları tutarlı bir şekilde ölçmek için kullanılabilecek açık kaynaklı bir standart geliştirmeyi hedefliyor. Bununla birlikte ne kadar yenilenebilir enerji kullandığını doğrulayabilen bir yazılım da geliştirilecek.
Sektörün önemli oyuncularından biri olan Bitpanda’nın MENA ve Türkiye Yönetici Direktörü Elbruz Yılmaz, kripto para madenciliğinin yüksek enerji tüketiminin çevre etkisini ve bu açıdan “Kripto İklim Anlaşması” önemini Yeşil Haber’e değerlendirdi.
Daha çok örnek görmemiz gerekiyor
Kripto İklim Anlaşması nedir ?
Kripto İklim Anlaşması doğru yönde atılmış bir adımdır. Paris Anlaşması’ndan esinlenmiştir ve kripto para birimleri alanındaki kuruluşlar tarafından imzalanan bir iklim anlaşmasıdır. Bu tür girişimler, sektörümüzün sürdürülebilir gelişimini ilerletmeye yardımcı olabileceği için bu örneklerden daha çok görmemiz gerekiyor.
Madencilik çevreye zarar vermiyor mu?
Bitcoin’in çok fazla enerji tüketmesi yadsınamaz bir problem. Madenciler, yeni coin’leri dolaşıma sokmak ve işlemleri doğrulamak için enerji kullanırlar. Bitcoin fiyatı arttıkça, madencilerin gelirleri de artar, bu da daha fazla insanı madenciliğe başlamaya teşvik eder ve bir nevi daha fazla enerji tüketimine neden olur. Bazı yerlerdeki negatif karbon ayak izine rağmen, madencilik büyük bir iştir ve var olmaya devam edecektir. Madencilik, geniş kapsamlı bir konudur. Mevcut durum her ne kadar iyi olmasa da, bazı insanların sandığı kadar da kötü değildir ve hangi ülkeyi ele aldığınıza göre değişir.
Çevre kirliliğini önlemek için neden önlem alınmıyor?
Mevcut durumdan bahsedersek, evet, bazı ülkeler çok fazla enerji kullanıyor ve çevre kirliliğini önlemek için yeterli adım da atmıyorlar. Ancak, Avrupa’daki kripto para madenciliğine bakarsanız, geceleri enerji kullanımı pratikte ücretsiz olduğu veya birisi bunu yapmanız konusunda etkili olarak sizi desteklediği için madenciliğin genellikle geceleri yapıldığını ve gün içinde madencilik faaliyetlerinin durdurulduğunu fark edeceksiniz. Madencilik için hangi enerjinin kullanıldığına bakmanız gerekir. Dolayısıyla, bunu genellemek ve bunun küresel olarak her yerde bir sorun olduğunu söylemek çok iyi bir fikir değil.
Daha fazla yenilik ve iyileştirme ortaya çıkacak
Yeni teknoloji iyileşme sağlar mı?
Bitcoin’e ve arkasındaki teknolojiye baktığınızda, başlangıcından bu yana pek çok değişikliğe tanık olduk. Örneğin, son birkaç yılda, Bitcoin ağında yapılan birçok iyileştirme ve yenilik gerçekleşti ve bu yenilikler, sistemi önemli ölçüde geliştirmekte. Aynı şey Ethereum için de geçerli. Bu orijinal çözümler kesin veya nihai değil. Bu sektör ne kadar büyürse, o kadar çok katılımcısı olur, dolayısıyla daha da fazla yenilik ve iyileştirmenin ortaya çıkacağı da bir gerçek.
Karbon ayak izi yenilenebilir enerjiye geçişle azaltılamaz mı?
Blockchain teknolojisi, finansal alanın dışında pek çok çığır açan uygulamaya sahip. Dolayısıyla, enerji sorununa tek başına bakmak pek hoş olmazdı. O halde, bunları nasıl daha iyi hale getirebiliriz? Örneğin, yenilenebilir enerjiye geçiş, Bitcoin’in karbon ayak izini azaltacağı ve diğer sektörleri daha çevreci, daha verimli çözümler aramaya teşvik edeceği için olası bir seçenektir. Küresel blockchain’i yenilenebilir enerjilere geçirecek olsaydık, kripto sektörünün tamamen karbon nötr hale gelmesi gerekirdi. Örneğin, STEM topluluklarını teşvik ederek, verimlilikten ödün vermeden daha az elektrik kullanan gelişmiş ve sürdürülebilir donanım geliştirebiliriz.
Sera gazlarının en büyük kaynağı fosil yakıtlar
Diğer pek çok sektörde de çevresel etki karmaşık bir konudur. Örneğin, çimento üretimi, küresel olarak karbon emisyonlarının yüzde 5’inden sorumludur. Sera gazı emisyonlarının en büyük kaynağı, elektrik ve ısı için fosil yakıtların yakılmasından kaynaklanmaktadır. Gıda ve moda sektörü ise sadece birkaç tane örnek arasındadır. Kurumsal değişimin gerçekten çok daha büyük bir ölçekte gerçekleşmesi gerekiyor.