Ana Sayfa Güneş Bien 23.5 MWp güneş yatırımıyla hem karbonu hem maliyeti düşürecek

Bien 23.5 MWp güneş yatırımıyla hem karbonu hem maliyeti düşürecek

Yazar

Nis 8, 2025 @ 20:05 Değiştirilme tarihi: Nis 8, 2025 @ 20:05

Bien, 2025’e kadar tamamlayacağı GES yatırımıyla karbon emisyonlarını azaltırken, enerji maliyetlerini düşürüp AB düzenlemelerine de uyum sağlayacak

Bien’in GES yatırımı: Çevresel sorumluluktan stratejik avantaja

Yapı sektörünün önde gelen markalarından Bien, sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda önemli bir yenilenebilir enerji yatırımına imza atıyor. Şirket, Bozüyük ve Bilecik’teki fabrikalarının çatılarına kuracağı toplam 23,5 MWp kapasiteli Güneş Enerji Santrali (GES) projesini 2025 yılı içinde tamamlamayı planlıyor. Bien, bu adımı yalnızca çevresel bir sorumluluk olarak değil, aynı zamanda artan enerji maliyetlerine ve uluslararası düzenlemelere karşı stratejik bir pozisyon alma hamlesi olarak değerlendiriyor.

Rakamlarla yatırım: Karbon azaltımı ve iddialı temiz enerji hedefi

İlk etapta Bozüyük, Bilecik ve Bilecik 2. Organize Sanayi Bölgesi’ndeki tesislere yapılacak kurulum için 11,75 milyon dolarlık yatırım öngörülüyor. Bien, bu projeyle yılda yaklaşık 186.000 ton karbon emisyonunu azaltmayı ve bu miktarın atmosferden temizlenmesi için gereken 511.280 yetişkin ağacın korunmasına eşdeğer çevresel fayda sağlamayı hedefliyor.

Şirketin uzun vadeli hedefi ise daha da iddialı: 2030 yılına kadar toplam GES kurulu gücünü, mevcut fabrikalarının yıllık ortalama elektrik ihtiyacına denk gelen 140 MWe seviyesine çıkararak üretim süreçlerinin büyük bölümünü kendi enerjisiyle karşılamak.

Aydın Çine’de yapımı süren yeni üretim tesisinin çatısına yaklaşık 45 milyon dolarlık yatırımla 90 MWe gücünde bir GES kurulumu daha planlanıyor. Projelerde, yüksek verimliliğe sahip 40.870 adet yeni nesil TopCon-NType güneş paneli kullanılacak.

Sadece sürdürülebilirlik değil: CBAM uyumu ve ihracat avantajı

Bien’in bu yatırımı, Avrupa Birliği’nin yürürlüğe koyduğu Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (CBAM) kapsamında büyük önem taşıyor. AB’ye ihracat yapan firmalar için üretimde yenilenebilir enerji kullanmak, karbon ayak izini düşürerek ek karbon maliyetlerinden korunmak anlamına geliyor. Bien gibi 6 kıtada 95’ten fazla ülkeye ihracat yapan bir şirketin bu yatırımı, AB pazarında rekabet avantajını koruması ve artırması açısından stratejik bir adım niteliğinde.

Enerji maliyetlerine karşı güvence: Üretimde bağımsızlık

GES yatırımı, Bien’in enerji ihtiyacını dış tedarik yerine kendi üretimiyle karşılamasını sağlayarak enerji faturalarını düşürme ve uzun vadede maliyetlerini stabilize etme fırsatı sunuyor. Şirket bu sayede ulusal düzeydeki elektrik fiyat artışlarından daha az etkilenerek operasyonel maliyetlerini düşürme avantajı elde edecek. Bu ekonomik esneklik, Bien’in hem iç pazarda hem de dış pazarlarda rekabetçiliğini artıracak.

Genel Müdür Aşık: “Sürdürülebilirlik bizim için sorumluluk”

Bien Genel Müdürü Şerafettin Aşık, yatırımın çok yönlü faydasına dikkat çekerek şunları söyledi: “Bien olarak sürdürülebilirliği sadece bir hedef değil, her adımda yerine getirmemiz gereken bir sorumluluk olarak benimsiyoruz. Üretimden lojistiğe kadar tüm süreçlerde çevresel etkimizi en aza indirgemek ve kaynakları etkin bir şekilde kullanmak bizim için bir öncelik. 2025 yılı içerisinde tamamlamayı hedeflediğimiz 23,5 MWp’lik GES yatırımlarımızla yalnızca karbon ayak izimizi önemli ölçüde azaltmayacak, aynı zamanda enerji maliyetlerimizi de kontrol altına alacağız.”

Bien hakkında kısa bilgi

Bien, seramik kaplama malzemeleri, sağlık gereçleri, armatürler ve banyo ekipmanları üretimiyle Türkiye’nin yapı sektöründeki güçlü aktörlerinden biridir. Üretimini Bilecik ve Bozüyük’teki fabrikalarında gerçekleştiren şirket, 6 kıtada 95’ten fazla ülkeye ihracat yapmakta ve çeşitli uluslararası kalite (ISO 9001, 14001, 45001, 27001) ve Yetkilendirilmiş Yükümlü Statüsü sertifikalarına sahiptir.

Çok boyutlu bir yatırım modeli: Bugünü ve geleceği birlikte planlamak

Bien’in GES yatırımı, yalnızca çevresel etkileri azaltmakla kalmıyor; aynı zamanda gelecekteki düzenlemelere karşı proaktif bir yaklaşımı, maliyet yönetimini ve ihracatta sürdürülebilir rekabeti birlikte getiriyor. Bu tür entegre stratejilerin özel sektörde yaygınlaşması, Türkiye’nin yeşil dönüşüm hedeflerine ulaşmasında da kritik rol oynayacak.

Sizce özel sektörün bu tür yeşil ve stratejik yatırımları yeterli düzeyde mi? Benzer adımlar atan başka hangi şirketler var? Yorumlarınızı bekliyoruz.