Türkiye’nin enerji geleceği nükleer enerji ile şekilleniyor.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın (UAEA) Viyana’da gerçekleştirilen 68’inci Genel Konferansı’nda yaptığı video mesajında, Türkiye’nin enerji güvenliği ve sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak için nükleer enerjinin kaçınılmaz bir çözüm olduğunu vurguladı. Ayrıca, nükleer teknolojilere yönelik ticari ve finansal yaptırımların kaldırılması gerektiğinin altını çizdi.
Türkiye’nin nükleer enerji hedefleri: Sıfır karbon hedefi 2053
Bayraktar’ın konuşmasında, Türkiye’nin 2053 yılına kadar sıfır karbon emisyonu hedefini gerçekleştirme planı öne çıktı. Türkiye, bu hedef doğrultusunda yenilenebilir enerji kaynaklarının yanı sıra nükleer enerjiyi de enerji karışımına dahil ederek, enerji güvenliğini sağlamak için kritik adımlar atıyor. Bakan, Türkiye’nin elektrik talebinin önümüzdeki 20 yıl içinde %4 oranında artacağını ve bu talebin karşılanması için nükleer enerjinin kilit rol oynayacağını belirtti.
Akkuyu Nükleer Güç Santrali ve uzun vadeli nükleer enerji planları
Türkiye’nin ilk büyük ölçekli nükleer enerji santrali olan Akkuyu Nükleer Güç Santrali, şu anda dünyanın en büyük nükleer santral inşaat sahası konumunda. Bayraktar, ilk reaktörün 2024 yılı sonuna kadar devreye alınacağını açıkladı. Türkiye’nin 2035 yılına kadar enerji karışımına 7,2 Gigavat (GW) nükleer kapasite ekleme ve 2050 yılına kadar bu kapasiteyi 20 Gigavat’a çıkarma hedefi bulunuyor.
Bayraktar ayrıca, Türkiye’nin küçük modüler reaktörler (SMR) teknolojisini yakından takip ettiğini ve bu teknolojiyi de enerji karışımına dahil etmeyi planladıklarını ifade etti. Bu, Türkiye’nin hem enerji güvenliğini sağlama hem de sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşma konusunda kritik bir adım olacak.
Nükleer teknolojiye yaptırımların kaldırılması çağrısı
Bakan Bayraktar, nükleer teknolojiye yönelik ticari ve finansal kısıtlamaların kaldırılmasının önemine dikkat çekerek, bu engellerin sadece ekonomik büyümeyi yavaşlatmadığını, aynı zamanda küresel sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmayı da geciktirdiğini vurguladı. Uluslararası toplumun nükleer enerjinin barışçıl amaçlarla kullanımını desteklemesi gerektiğini belirten Bayraktar, Türkiye’nin bu alandaki kararlılığını yineledi.
Uluslararası işbirliği ve UAEA ile yakın çalışma vurgusu
Türkiye’nin UAEA ile yakın işbirliğine olan bağlılığını bir kez daha dile getiren Bayraktar, nükleer güvenlik, emniyet ve koruma standartlarının en üst düzeyde sağlanması için Türkiye’nin ajansla çalışmalarını sürdüreceğini ifade etti. Ayrıca, geçtiğimiz yıl Türkiye’nin harcamış olduğu çalışmalar arasında Nükleer Atık Yönetimi Güvenliği Ortak Sözleşmesi’nin imzalanmasının ve nükleer güvenlik alanındaki uluslararası konvansiyonlara taraf olmasının önemini vurguladı.
Bakan Bayraktar’ın konuşmasının tam metnine İnglizce olarak PDF versiyonu üzerinden ulaşabilirsiniz.
Yeşil Haber’den
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) ve Genel Konferansın Önemi
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) nedir?
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA), 1957 yılında Birleşmiş Milletler’e bağlı olarak kurulan ve nükleer enerjinin barışçıl kullanımını teşvik etmeyi, nükleer silahların yayılmasını önlemeyi ve nükleer güvenliği sağlamayı amaçlayan bir örgüt. Merkezi Viyana’da bulunan UAEA, 170’ten fazla üye devleti ile uluslararası nükleer düzenin temel taşlarından biri. UAEA’nın çalışmaları; nükleer enerjinin güvenli kullanımı, nükleer teknolojilerin gelişimini destekleme ve nükleer denetim sistemleri gibi birçok alanda yoğunlaşmakta.
Genel Konferansın önemi
Her yıl Eylül ayında Viyana’da düzenlenen UAEA Genel Konferansı, ajansın üye devletlerinin bir araya gelerek nükleer enerji, nükleer güvenlik ve nükleer teknolojilerin barışçıl kullanımı gibi konuları değerlendirdiği en önemli etkinliklerden biridir. 68’inci Genel Konferans, küresel enerji krizleri, sürdürülebilir kalkınma hedefleri ve nükleer enerjiye olan talebin arttığı bir dönemde gerçekleştirildi. Bu konferans, hem UAEA’nın politikalarını şekillendirmek hem de üye devletler arasında işbirliği fırsatları yaratmak için kritik bir platform sunmakta.
Türkiye, bu konferansta hem nükleer enerji hedeflerini hem de sürdürülebilir kalkınma doğrultusunda nükleer enerjinin barışçıl kullanımını destekleyen politikalarını duyurarak, uluslararası arenada nükleer teknolojilere olan bağlılığını bir kez daha vurguluyor. Konferans, Türkiye’nin enerji güvenliği ve sıfır karbon hedeflerine ulaşması açısından büyük önem taşıyor.