Trump yönetiminin yeni düzenlemesi, nükleer güvenlikte bağımsız denetimi zayıflatıyor. Uzmanlar, kamu güvenliği ve şeffaflık konusunda uyarıyor.
ABD’de nükleer denetimde köklü değişiklik
ABD’de 9 Mayıs 2025 tarihinde NPR tarafından yayınlanan habere göre, Trump yönetimi Nükleer Düzenleme Komisyonu’nun (NRC) bağımsızlığını sınırlayan yeni bir düzenlemeyi yürürlüğe koydu. Yeni sistemle birlikte NRC’nin hazırladığı tüm nükleer güvenlik kuralları artık Beyaz Saray’ın Düzenleyici İşler Ofisi (OIRA) tarafından incelenecek ve gerekirse değiştirilecek.
Yeni sistemin temel unsurları
- Ön onay süreci: NRC’nin aldığı kararlar artık Beyaz Saray onayına sunulmadan yürürlüğe giremeyecek.
- Kapalı oylama yöntemi: NRC komisyon üyeleri artık kararlarını kapalı oturumlarda alacak, kamuya sadece sonuç bildirilecek.
- Personel azaltımı ve yeni hedefler: Taslak yürütme emrine göre NRC’nin kadrosu daraltılacak, radyasyon güvenliği eşikleri yumuşatılacak ve Elon Musk’ın yönettiği “Verimlilik Bakanlığı” ile ortak çalışmalar yürütülecek.
Uzmanlardan gelen tepkiler
Eski NRC Başkanı Allison Macfarlane, düzenlemenin kamu güvenliği açısından ciddi riskler taşıdığını vurguladı. Macfarlane, “Bilimsel temelli karar süreçleri siyasi müdahaleye açılırsa, nükleer güvenlik zedelenir” diyerek kaygılarını dile getirdi.
Türkiye’nin NETBİS modeliyle attığı şeffaflık adımları
Türkiye, NETBİS sistemiyle nükleer projelere yerli sanayi katılımını artırmayı ve denetimi dijitalleştirmeyi hedefliyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından geliştirilen bu platform, tedarik zincirinde şeffaflık sağlayarak firmaların proje süreçlerine dahil olmasını kolaylaştırıyor.
ABD’deki yeni düzenleme, nükleer enerji projelerinde kurumsal bağımsızlığın ve kamuya açıklığın önemini bir kez daha hatırlatıyor. Türkiye’nin mevcut sistemi, bu alanda önemli bir örnek olabilir; ancak ilerleyen süreçte kurumsal denetim güvencesi ve şeffaf raporlama uygulamaları daha da güçlendirilmeli.
Nükleer enerji projelerinde uluslararası yönetişim ve yerli kapasite
Nükleer enerji yatırımları sadece teknik değil aynı zamanda siyasi, sosyal ve çevresel boyutları olan çok katmanlı süreçler bütünü olarak değerlendirilmeli. Uluslararası düzeyde şeffaflık, güvenlik ve hesap verebilirlik ilkeleri giderek daha fazla önem kazanıyor. Türkiye’nin bu çerçevede NETBİS gibi yapılarla süreci daha sürdürülebilir bir zemine taşıması, gelecekteki nükleer yatırımlar için de bir referans noktası olabilir.
Yapay zeka yatırımları ve nükleer enerji tercihlerinin kesişimi
Son yıllarda Microsoft, Google, Amazon gibi teknoloji devlerinin yapay zeks altyapılarını güçlendirmek için nükleer enerji yatırımlarına yöneldiği dikkat çekiyor. Bu eğilim, yüksek işlem gücü talebiyle birlikte kesintisiz ve düşük karbonlu enerji ihtiyacının birleşmesinden doğuyor.
Bu bağlamda, ABD’de NRC üzerindeki kontrol değişikliği ve Elon Musk gibi figürlerin süreçte yer alması, kesinleşmiş bilgiler olmasa da, kamuoyunda bu sürecin sadece siyasi değil aynı zamanda teknoloji merkezli enerji dönüşümüyle de ilgili olabileceği yönünde yorumlara yol açıyor.
Türkiye açısından bu tablo, nükleer enerjinin sadece enerji güvenliği değil, aynı zamanda dijital ekonominin sürdürülebilirliği için de kritik bir rol oynayabileceğini gösteriyor.
Bu yeni düzenlemeler sizce nükleer güvenliği nasıl etkiler? Türkiye benzer bir sürece girerse ne gibi riskler doğar?
Kaynaklar
- NPR, 09.05.2025 – Trump Orders NRC to Submit Safety Rules for White House Approval
- Yeşil Haber, 06.05.2025 – Nükleer Projelerde NETBİS ile Yerli Katılım
İlgili Haberler
- Nükleer Projelerde NETBİS ile Yerli Katılım
- Türkiye’nin Nükleer Enerji Hamlesi ve Emisyon Hedefleri
- Akkuyu Nükleer Santrali’nde Hedef 2028: 4 Reaktör Devrede Olacak
- Türkiye’nin Nükleer Enerji Hedefleri: Trakya ve Sinop’ta Yeni Santraller
- Bakan Bayraktar’dan Sinop Nükleer Santral Projesi’nin Detayları