Ana Sayfa Güneş Güneş paneli fiyatlarında dönüm noktası: Ucuzlama çağı sona mı eriyor?

Güneş paneli fiyatlarında dönüm noktası: Ucuzlama çağı sona mı eriyor?

Yazar

Eki 6, 2025 @ 10:18 Değiştirilme tarihi: Eki 6, 2025 @ 13:40

2025’in son çeyreğine girerken, küresel güneş paneli fiyatlarının yeniden yükselişe geçtiği bildiriliyor. Analistler, on yıl süren ucuzlama trendinin kırılabileceğini söylüyor.

Hızlı bakış

2024’te 0,07–0,09 USD/W seviyelerine inen modül fiyatları, 2025’in son çeyreğinde yükseliş baskısıyla karşı karşıya.
Wood Mackenzie, Q4 2025’te küresel modül fiyatlarında yaklaşık %9 artış öngörüyor.
Çin’in KDV iadesini azaltması/sonlandırması, kapasite kısıntıları ve polisilikondaki konsolidasyon fiyatları yukarı itiyor.
Türkiye’de cam ve BOM yerelleşmesi ile TOPCon/tandem gibi verimlilik adımları rekabet gücünü belirleyecek.
Antidamping ve gözetim önlemleri kısa vadede yerliyi korurken, orta vadede asıl avantaj kalite-teslim-verimlilik ekseninde şekillenecek.

Küresel fiyat eğrisi yön değiştiriyor

On yılı aşkın süredir kesintisiz bir düşüş yaşayan güneş modülü fiyatları, 2025’in ikinci yarısında yön değiştirmeye başladı. Wood Mackenzie’nin 3 Ekim tarihli raporuna göre, küresel güneş modülü fiyatları 2025’in dördüncü çeyreğinde yaklaşık %9 artış gösterecek. Bu artışın ardından, 2026 boyunca maliyetlerin kademeli olarak yükselmesi bekleniyor.

2024’te modül fiyatları 0,07–0,09 ABD doları/W seviyelerinde tarihi dip noktalarına ulaşmıştı. Ancak bu seviyelerin “sürdürülemez” olduğu görüşü güçleniyor. Clean Energy Associates (CEA) 2025 sonunda fiyatların 0,11 USD/W seviyesine yükseleceğini, 2027’ye kadar ise 0,13 USD/W bandına tırmanabileceğini öngörüyor.

Çin etkisi: Vergi iadesi kalkıyor, kapasite daralıyor

Fiyat artışının en önemli nedeni, Çin hükümetinin ihracat politikasında yaptığı değişiklikler. Ülke, bugüne kadar ihracatçılara sağladığı %13’lük KDV iadesi (VAT rebate) desteğini 2025 son çeyreğinde kaldırıyor. Bu karar, ihracat maliyetlerini doğrudan artıracak ve uluslararası piyasalarda fiyat baskısı yaratacak.

Diğer yandan, Çin’deki polikristalin silisyum üreticileri, aşırı kapasite fazlası nedeniyle üretimi kısmaya başladı. Sektör genelinde kapasite kullanım oranı %55–60 seviyelerine geriledi. Bu da hem tedarik zincirinde daralmaya hem de fiyatların yukarı yönlü hareket etmesine yol açıyor.

Pazar genişliyor ama karlılık daralıyor

Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA PVPS) 2025 raporu, dünyada kurulu fotovoltaik (PV) kapasitesinin artmaya devam ettiğini; ancak üretici kar marjlarının tarihsel olarak en düşük seviyelere gerilediğini belirtiyor. Fiyat baskısı nedeniyle birçok üretici, sürdürülebilir kârlılık için kapasiteyi kısmak zorunda kaldı.

Bu dinamik, özellikle Avrupa ve ABD pazarlarında etkili olacak. ABD’de 2025’in ilk yarısında modül fiyatları zaten %2–5 arasında yükselmiş durumda. Avrupa’da ise lojistik ve gümrük maliyetleri artarken, AB’nin yeni ticaret önlemleri fiyatları daha da yukarı taşıyabilir.

Yeni denge: Teknoloji ve ölçek rekabeti

Analistler, fiyat artışının güneş enerjisinin cazibesini ortadan kaldırmayacağı görüşünde. Ölçek ekonomisi, verimlilik artışı ve yeni nesil teknolojiler (örneğin perovskite-tandem hücreler) orta vadede maliyetleri tekrar düşürebilir.

Bununla birlikte, “ucuzlama çağı” olarak bilinen 2010–2024 dönemi sona ermiş olabilir. Önümüzdeki yıllarda modül fiyatları yatay veya sınırlı yükseliş eğiliminde seyredebilir. Maliyet düşüşleri artık daha çok üretim teknolojisi ve verimlilik tarafında gerçekleşecek.

Sonuç: Geçici mi kalıcı mı?

Wood Mackenzie, bu fiyat artışını “piyasa sağlığı açısından gerekli bir düzeltme” olarak değerlendiriyor. Ancak bazı uzmanlara göre, Çin’deki stok fazlası ve küresel talep artışı arasında denge sağlanırsa fiyatlar yeniden stabil bir trende oturabilir.

Bu gelişme, güneş enerjisi yatırımcıları için hem risk hem fırsat anlamına geliyor. Erken alım yapan yatırımcılar kısa vadede avantaj sağlayabilir. Ancak uzun vadeli planlamalarda tedarik fiyatlarının artık “tek yönlü düşmeyeceği” bir döneme girildiği kabul edilmeli.

Firecarrier: Türkiye’de üretici dengesi, antidamping ve “yeni normal”

Yerli ekosistem genişliyor
Türkiye’de panel ve hücre tarafında kapasite artışları hızlanıyor. 2025 yazında büyük üreticiler, Antalya ve Marmara hattında yeni yatırımları duyurdu; bazı projeler TOPCon hücre ve yüksek verimli modül üretimine yöneliyor. Kalyon PV’nin entegre yapı (ingot–wafer–cell–module) kapasitesini büyütme planları ve Smart Güneş’in hücre/wafer adımlarına geçişi, “daha dikey” bir Türkiye tedarik zinciri için kritik sinyaller veriyor.

Cam ve BoM yerelleşmesi
Şişecam’ın Tarsus’taki yeni energy glass hattını devreye alması, panelin en ağır kalemlerinden biri olan camda yerlilik oranını artırarak maliyet şoklarını yumuşatabilir. Bu, önümüzdeki 12–24 ayda Türkiye çıkışlı modüllerin rekabet gücünü doğrudan etkiler.

Antidamping rejimi ve “Çin fiyatı” yükselirse ne olur?
Türkiye 2024’te bazı ülkelerden gelen modüllere m² başına 25 USD sabit ilave vergi uygulamaya başladı; 2025’te ise bağlantı kutuları ve alüminyum çerçeveler gibi BOM bileşenlerinde Çin menşeine karşı ayrı soruşturmalar açıldı. Eğer Çin’den modül/hücre ihracat fiyatları (örneğin KDV iadesinin kalkması ve kapasite kısıntıları nedeniyle) yukarı gelir ve normal değer–ihracat fiyatı farkı daralırsa, teknik olarak dumping marjı küçülür. Bu iki etkiye yol açabilir:

Kısa vadede: Çin menşeli nihai ürün ile Türkiye’de üretilen ürün arasındaki fiyat makası biraz kapanır; yerli üretici için nefes alanı açılır.
Orta vadede: Sabit tutarlı ilave vergi (m² başına 25 USD) nominal olarak aynı kalsa da, “Çin fiyatının” yükselmesiyle birlikte efektif koruma oranı (vergiden sonra görece fiyat avantajı) göreli olarak azalabilir. Bu yüzden yerli üreticinin kalıcı avantajı, yalnız tarife değil verimlilik, kalite ve teslim süresi gibi parametrelerle pekiştirilmek zorunda.

BOM tarafındaki soruşturmaların yan etkisi
Çerçeve ve bağlantı kutularında anti-damping önlemi gelirse, ithal bileşen kullanan yerli modülcüler için BOM maliyeti artabilir. Bu, camdaki yerlileşme ve tedarik sözleşmelerinin yeniden kurgulanmasıyla dengelenmeli; aksi halde “koruma + girdi vergisi” ikilisi marjları sıkıştırır.

AB hattındaki rüzgar
AB, 2024’ten beri “yabancı sübvansiyon” rejimiyle (FSR) Çinli temiz-teknoloji tedarikçilerini daha sıkı incelemeye aldı. Güneşte kamu ihaleleri ve şirket alımlarında yardım geçmişi sorgulanıyor. Eğer AB çizgisi sertleşirse, Türkiye’de üretilen ve AB’ye yönelen modüller için jeopolitik ikame fırsatı oluşabilir. Fakat kurallar menşe–katma değer–şeffaflık üçlüsünü talep ediyor. Bu noktada hücre ve wafer ayaklarının Türkiye’de büyümesi kritik.

Son tablo
2025–2026’da Türkiye’de modül ve hücre üreticileri için “fiyat-kalite-teslim üçgeninde yeniden konumlanma” dönemi yaşanacak. Çin fiyatının yukarı yönlü normalleşmesi kısa vadede pozitif, fakat orta vadede gerçek avantajı belirleyecek olan unsurlar: (1) BOM yerelleşmesi, (2) hücre verimliliği (TOPCon/Tandem), (3) enerji ve finansman maliyeti, (4) AB uygunluk rejimlerine uyum.

Modül fiyatlarında “yeni normal”e mi giriyoruz? Çin kaynaklı maliyet artışı ve yerel antidamping adımları Türkiye’de yatırım kararlarını nasıl etkiler? Görüşlerinizi yorumlarda paylaşın.

Kaynaklar

Wood Mackenzie, “Solar and storage costs set to increase 9% in Q4 2025” (3 Ekim 2025)
Clean Energy Associates, “International PV Module Pricing Outlook” (Nisan 2025)
IEA PVPS, “Snapshot of Global PV Markets 2025” (Nisan 2025)
SolarPower Europe, “Global Market Outlook for Solar Power 2025–2029”
pv-magazine.com, Taiyang News, SEIA Q2 2025 Reports