Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı (IRENA), elektrik üretiminin yüzde 100 yenilenebilir enerjiden elde edildiği bir dünyanın, ülkelerin mevcut inovasyonların çizdiği yolda gitmeleri halinde mümkün olduğunu bildirdi.
IRENA’da yenilenebilir enerji piyasaları ve standartlar analisti olarak görev yapan Francisco Boshell, “Yenilenebilir enerji artık o kadar rekabetçi durumdaki birçok coğrafyada elektrik üretimi için tercih edilen seçenek haline geldi” dedi. Boshell, “Hala büyük bir zorluk var ve bu da değişken yenilenebilir enerji sistemlerinin entegrasyonunun sağlanmasıdır” dedi.
Boshell’e göre, “Bu talep esnekliği denen şeyin kilidini açmak için çok fazla yenilik gerekecek. Burada temel fikir kurulacak sistemlerin maliyetli olmamasını sağlamak olacak. Bu süreçte gelir akışlarını doğru aktörlere yönlendirecek teşviklere ihtiyacımız var.”
BAŞARI ÖYKÜSÜ ÜLKELER
IRENA fosil yakıtlara bağımlılığın azaldığı ve yenilenebilir enerjinin daha fazla kullanım alanı bulduğu bu geçiş döneminde PV güneş enerji kurulum maliyetlerinde yüzde 82, karada kurulu rüzgar santrallerinde de yüzde 40’a yakın bir düşüş gerçekleştiğini bildirdi.
Elektriğinin yüzde 100’ünü yenilenebilir enerjiden sağlayan İzlanda ile yüzde 33’lük orana sahip İngiltere’nin yanı sıra, elektriğinin yarısından biraz fazlasını yeşil enerjiden alan İsveç gibi batılı ülkeler bu konuda başarı öyküsü ve örnekler olarak gösteriliyor.
GÜNEY AMERİKA’NIN İKİ ÜLKESİNDE YÜZDE 100 TEMİZ ENERJİ
IRENA’ya göre yeşil enerjiye geçişte dünyanın başka yerlerinde de çok fazla ilerleme kaydedildi. Bir Orta Afrika ülkesi olan Ruanda elektriğinin yüzde 52’sini yenilenebilir kaynaklardan temin ederken, iki Güney Amerika ülkesi Kostarika ve Uruguay nerdeyse yüzde 100’e varan bir temiz enerji karmasına ulaştılar. Bu iki ülkede büyük çaplı hidroelektrik santralleri yanı sıra rüzgar ve güneş enerjisi önemli bir yer tutarken, jeotermal ve biyokütle kaynaklı enerji de giderek bu havuza destek oluyor.
SEKİZ ÜLKEDEN 20 YILDA YÜZDE 100 HEDEF
IRENA’nın verdiği bilgilere göre gelecek 20 yıl içinde Cape Verde, Avusturya ve Tuvalu’nun da aralarında bulunduğu sekiz ülke, elektriğinin tamamını yenilenebilir enerjiden elde etmeyi hedeflerken, Danimarka tüm sektörler için yüzde 100 yenilenebilir enerji hedefine sahip tek ülke konumunda bulunuyor.
GÜNEŞ YETERİNCE PARLAMAZ VE RÜZGAR DURGUNLAŞIRSA
Uzmanlar yenilenebilir enerji konusunda yaşanabilecek sorunlar arasında güneş ve rüzgar enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının, güneş parlamadığında veya rüzgarda bir durgunluk olduğunda kesintiye uğrayabileceği gerçeğine işaret ediyorlar. Daha da önemlisi, mühendislerin, enerjiyi depolayamadıkları veya talep yüklerini değiştiremedikleri sürece, talepteki ani artışları karşılamak için yeşil enerjinin çıktısını yükseltme şanslarının zayıf olacağı hatırlatılıyor.
Öte yandan IRENA, küresel ısınma, kasırga ve kuraklık gibi aşırı hava koşullarıyla bağlantılı karbon emisyonlarının azaltılmasını ve fosil yakıtlardan küresel geçişi sağlayabilecek yaklaşık 30 mevcut teknolojik yenilik ve politika reçetesi belirledi.
IRENA’nın işaret ettiği en büyük yenilik, elektrik şebekesi operatörlerinin enerjiyi depolamasına ve yüksek talep zamanlarında dağıtmasına olanak tanıyan yardımcı sınıf piller olacak. Bu kapsamda pil depolama maliyetleri son on yılda yüzde 85 düştü.
FAZLA ELEKTRİĞİ ŞEBEKEYE VERMEK
Ajans ayrıca talebi ve üretimi daha iyi tahmin etmek ve büyük iletim şebekelerinin işlevlerini gerçek zamanlı olarak optimize etmek için yapay zeka algoritmalarının kullanılmasını savunuyor. Bu arada, blockchain teknolojisinin işlemleri kolaylaştırması ve enerji tüketicilerinin, elektrikli araçlarındaki pillerden veya çatılarındaki güneş panellerinden şebekeye fazla elektriği vermek şansını yaratacağı böylece talep cephesinde bir elastikiyet olabileceği belirtiliyor. Bu şekilde tüketiciler aldıkları ve verdikleri elektrik miktarları üzerinden mahsuplaşma şansına sahip olabilecekler.
