Gıda israfı ekonomik karşılığı Sürdürülebilir gıda zirvesi Türkiye gıda denetimi

11. Sürdürülebilir Gıda Zirvesi’nde, dünyada üretilen her 3 gıdadan 1’inin israf edildiği, bunun yaklaşık 1 trilyon dolar ekonomik kayıp ve 3 milyar ton karbon salımı anlamına geldiği vurgulanarak söylemden eyleme geçme çağrısı yapıldı.

Hızlı bakış

  • Dünyada üretilen her 3 gıdadan 1’i israf ediliyor ve bu israfın ekonomik karşılığı yaklaşık 1 trilyon dolar olarak hesaplanıyor.
  • Gıda israfı her yıl yaklaşık 3 milyar ton karbon salımına neden olarak iklim krizini derinleştiriyor.
  • Türkiye’de 2025 yılında 1,2 milyon gıda denetimi yapılırken 29 bin işletmeye toplam 2,5 milyar TL idari para cezası uygulandı.
  • Uzmanlar açlık, obezite ve israfın aynı anda büyüdüğü bu dönemde gıda sisteminin köklü bir dönüşüme ihtiyaç duyduğunu vurguluyor.
  • Özel sektör ise israfsız şirket yaklaşımı ve rejeneratif tarım projeleriyle gıda zincirindeki kayıpları azaltmaya çalışıyor.

 Sürdürülebilir Gıda Zirvesi gıda sistemini masaya yatırdı

Türkiye Gıda Sanayii İşverenleri Sendikası (TÜGİS) ve Sürdürülebilirlik Akademisi iş birliğiyle düzenlenen 11. Sürdürülebilir Gıda Zirvesi, “Gıdanın geleceği için dönüşüm” odağıyla İstanbul’da gerçekleştirildi. Daha adil, dayanıklı ve sağlıklı bir gıda sistemi için fikirlerin, iş birliklerinin ve inovasyonun tartışıldığı zirvede akademi, finans, sanayi, iş dünyası, KOBİ’ler, medya ve STK’lar bir araya geldi.

Kaan Sidar: Gıdayı doğru yönetirsek geleceği de yönetiriz

11. Sürdürülebilir Gıda Zirvesi’nin açılış konuşmasını yapan TÜGİS Başkanı Kaan Sidar, dünyanın bugün yeterince gıda ürettiğini ancak her 9 insandan 1’inin hâlâ aç olduğunu belirterek, gıda sisteminin işleyişini yeniden düşünmenin zorunlu hale geldiğini söyledi. Sidar, dünya nüfusu 10 milyara yaklaşırken daha az su, daha sınırlı toprak ve daha fazla riskle yaşanacağını, küresel sera gazı salımlarının yaklaşık %30’unun gıda sistemlerinden geldiğini vurguladı.


Sidar, tarımda çalışan her 4 kişiden 1’inin kayıt dışı olduğunu, buna karşılık tarım teknolojilerine yapılan yatırımların son 10 yılda 4 kat arttığını belirterek, “Bir yanda imkân ve teknoloji varken diğer yanda eşitsizlikler söz konusu” dedi. Dünyada üretilen her 3 gıdadan 1’inin çöpe gittiğini, bunun ekonomik karşılığının yaklaşık 1 trilyon dolar, iklimsel karşılığının ise her yıl 3 milyar ton karbon salımı olduğunu ifade eden Sidar, bu nedenle israfı bir yönetim başlığı olarak ele aldıklarını söyledi.

Rejeneratif tarım, döngüsel ekonomi ve dijitalleşmenin önemine değinen Sidar, sağlıklı toprağın verimi %20’ye kadar artırabildiğini, doğru veriyle çalışan çiftçinin aynı tarladan %15–20 daha fazla verim alabildiğini kaydetti. Sürdürülebilir Gıda Zirvesi’nden çıkacak fikirlerin raporlarda kalmayacağını, sahaya ineceğini vurgulayan Sidar, “Gıdayı doğru yönetirsek geleceği de yönetiriz” dedi.

Murat Sungur Bursa: Söylemden eyleme geçmek zorundayız

Sürdürülebilirlik Akademisi Başkanı Murat Sungur Bursa, Sürdürülebilir Gıda Zirvesi ile her yıl sürdürülebilir bir gelecek için umut büyüttüklerini belirtti. İş dünyasının uzun süre sürdürülebilirliğin izleyicisi konumunda kaldığını, bu yaklaşımı kendi iç yönetimine yansıtmakta zorlandığını ifade eden Bursa, akademinin söylemden eyleme uzanan bir çizgide değişim ve dönüşüm yaratmak hedefiyle ortaya çıktığını söyledi.

Bursa, gıdanın sürdürülebilirliğini insan varlığının sürdürülebilirliğiyle birlikte ele aldıklarını belirterek, paydaşlarla birlikte çalışarak söylemden eyleme geçmenin zorunlu olduğunu vurguladı. Zirvenin, gıda sisteminin dönüşümünde politika, iş modeli ve iş birliği örneklerini aynı platformda buluşturduğunu kaydetti.

Ersin Dilber: 2025 yılında 1,2 milyon gıda işletmesini denetledik

Tarım ve Orman Bakanlığı Gıda ve Kontrol Genel Müdürü Ersin Dilber, gıdanın küresel ölçekte güvenlik, sağlık, çevre, sürdürülebilirlik ve egemenlik başlıklarının kesişiminde yer aldığını söyledi. İklim değişikliği ve doğal kaynaklar üzerindeki baskının su kaynaklarını ve gıda zincirinin dayanıklılığını doğrudan etkilediğini vurgulayan Dilber, görevlerinin gıdanın güvenli, sağlıklı, izlenebilir ve sürdürülebilir şekilde üretilip tüketiciye ulaştırılması olduğunu ifade etti.

Dilber, bakanlığın suyu merkeze alan yaklaşımla hangi ürünün hangi alanda ne kadar ve nasıl üretileceğini ortaya koyan programlarla çalıştığını aktardı. Genel Müdürlük olarak her aşamada gıda güvenilirliğini sağlamayı esas aldıklarını belirten Dilber, gerekli formasyona sahip 8 binin üzerinde denetçiyle yılda yaklaşık 1–1,5 milyon resmi kontrol gerçekleştirdiklerini hatırlattı.

Dilber, 2025 yılı içinde yaklaşık 1,2 milyon denetim yaptıklarını, uygunsuzluk tespit edilen yaklaşık 29 bin işletme için toplamda 2,5 milyar TL idari para cezası uyguladıklarını söyledi. Ayrıca 540 işletme hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunduklarını, taklit ve tağşişle mücadelede denetim sonuçlarını şeffaf biçimde paylaşmayı temel ilke olarak benimsediklerini ifade etti.

Laboratuvar altyapısına da değinen Dilber, 41’i kamuya ait olmak üzere 138 gıda kontrol laboratuvarında yılda 1 milyonun üzerinde numune çalışıldığını belirtti. Gelecek dönemde kamerayla denetim, risk bazlı ve veri temelli denetim modelleri, kalıntı eylem planı ve pestisit kullanımında yeni kısıtlamaları hayata geçirmeyi hedeflediklerini söyledi.

Mehdi Eker: Açlık, obezite ve israf aynı anda büyüyor

Eski Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı ve TARPOL (Tarımsal Strateji ve Politika Geliştirme Merkezi) Yönetim Kurulu Başkanı Mehdi Eker, karşı karşıya olunan küresel ve bölgesel sorunların “kriz ötesi” bir aşamaya yaklaşıldığını gösterdiğini söyledi. Bu nedenle temenniyle yetinmeyen, pratik öneriler üreten bir anlayışın inşa edilmesi gerektiğini belirten Eker, son iki yüz yılda egemen olan yaklaşımın doğal kaynakları zorladığını ve acil eylem gerektiren bir döneme girildiğini vurguladı.

Eker, dünyanın insanlığın ihtiyaçlarını karşılayacak kaynağa sahip olduğunu, asıl sorunun ise ihtirasların frenlenmesinde yattığını ifade etti. Açlık, obezite ve israfın aynı anda büyüdüğü bir dünyada üretilen gıdanın üçte birinin israf edilmesinin kabul edilemez olduğunu belirten Eker, yaklaşık 700 milyon insanın açlıkla karşı karşıya, obez sayısının ise 1,2 milyarı aştığını söyledi.

Eker, Türkiye’de gıda israfının kişi başına 102 kilogram düzeyinde olduğunun ifade edildiğini hatırlatarak, bu tablonun ancak paydaşların eşgüdüm içinde çalıştığı, koordinasyon, operasyon ve iletişimi birlikte kuran yeni bir sistem yaklaşımıyla tersine çevrilebileceğini söyledi. Gıda sisteminin iklim, sağlık ve sosyal adalet başlıklarıyla birlikte ele alınması gerektiğini vurguladı.

İsrafsız şirket yaklaşımı ve özel sektörün rolü

Ülker CEO’su Özgür Kölükfakı, açıklamalarında “israfsız şirket” yaklaşımının önemini vurgulayarak sürdürülebilirliğin çevreye, topluma ve ekonomiye aynı anda değer katmak anlamına geldiğini söyledi. Üretimden tedarik zincirine, Ar-Ge’den ambalaj tasarımlarına kadar her alanda bu anlayışla hareket ettiklerini belirten Kölükfakı, 2014’ten bu yana karbon salım artışı olmadan büyüdüklerini ve kaynakları en verimli şekilde kullanmaya çalıştıklarını ifade etti.

Kölükfakı, Fındıktan Fazlası, Buğdayda Onarıcı Tarım ve Kakaodan Fazlası gibi projelerle sürdürülebilir tarımı desteklediklerini anlattı. Ülker’de “İsrafsız Şirket” kültürüyle her lokmada mutluluk vermek için çalışırken toplumsal etkiyi genişlettiklerini, sürdürülebilirlik projeleri ve performanslarıyla kimseyi beklemeden dünyanın yarınları için ürettikleri bir geleceğe hazırlandıklarını söyledi.

TÜGİS’in gıda sanayii için üstlendiği rol

Türkiye Gıda Sanayii İşverenleri Sendikası (TÜGİS), ülkenin ilk işveren sendikalarından biri ve Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu’nun (TİSK) kurucu üyesi olarak gıda sanayii için uzun süredir politika üreten bir yapı konumunda. Üyeleri arasında Türkiye’nin önde gelen gıda üreticilerinin yer aldığı TÜGİS, yarım asrı aşkın süredir sektörün gelişmesi ve uluslararası pazarlardaki rekabet gücünün artırılması için çalışıyor.

1961’den bu yana sosyal diyaloga, çalışma barışına ve gıda sanayinin gelişimine kesintisiz katkı sunduğu belirtilen TÜGİS, gıda güvenliği, sürdürülebilirlik ve verimlilik ekseninde kamu, özel sektör ve sivil toplum arasındaki iş birliğini güçlendirmeyi hedefliyor. Sürdürülebilir Gıda Zirvesi de bu hedef doğrultusunda gıda sisteminin dönüşümünü tartışmaya açan önemli platformlardan biri olarak öne çıkıyor.

İlgili haberler


Bir Cevap Bırakın

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz