Dünya Meteoroloji Örgütü’nün 2024 Ozon Bülteni, ozon tabakasının iyileşme sürecinde olduğunu ve ozon deliğinin son yıllara göre daha küçük ölçüldüğünü açıkladı.
Cilt kanseri riskini azaltan, göz sağlığını koruyan ve ekosistemler için yaşamsal öneme sahip ozon tabakası yeniden iyileşiyor. Dünya Meteoroloji Örgütü’nün (WMO) yayımladığı 2024 Ozon Bülteni’ne göre, geçen yıl ölçülen Antarktika ozon deliği, 2020-2023 arasındaki dönemden daha küçük gerçekleşti. Bu gelişme, uluslararası çevre anlaşmalarının ve bilimsel işbirliğinin gezegen sağlığı açısından somut bir başarıya dönüştüğünü gösteriyor.
2024 yılında ozon deliği neden küçüldü?
WMO verilerine göre 2024’te Antarktika üzerinde oluşan ozon deliği, 29 Eylül’de 46,1 milyon ton maksimum ozon kütle açığı ile zirveye ulaştı. Bu değer, 1990-2020 ortalamasının altında kaldı. Ozon tabakasındaki kayıpların başlaması önceki yıllara göre daha geç oldu. Ardından hızlı bir toparlanma süreci izlendi. Bilim insanları bu durumu, ozon tabakasının kalıcı iyileşmesinin ilk işaretlerinden biri olarak değerlendiriyor.
Viyana Sözleşmesi ve Montreal Protokolü’nün etkisi
Ozon tabakasındaki olumlu eğilim, 1985’te imzalanan Viyana Sözleşmesi ve 1987’de yürürlüğe giren Montreal Protokolü sayesinde mümkün oldu. Bu uluslararası anlaşmalar, ozon tabakasını incelten kloroflorokarbonlar (CFC’ler) gibi kimyasalların üretimini ve kullanımını %99 oranında sona erdirdi. Protokol, soğutma sistemlerinden yangın söndürme köpüklerine kadar birçok alanda kullanılan zararlı maddeleri aşamalı olarak devre dışı bırakarak insan ve çevre sağlığı için kritik bir başarı sağladı.
Ozon tabakası ne zaman eski seviyesine dönecek?
WMO ve Birleşmiş Milletler Çevre Programı tarafından yürütülen bilimsel değerlendirmelere göre, mevcut politikalar devam ederse ozon tabakasının 1980’lerdeki seviyelerine kademeli olarak geri dönmesi bekleniyor. Tahminler şu şekilde: Antarktika’da 2066, Arktik bölgesinde 2045 ve dünyanın geri kalanında 2040 yılına kadar tam iyileşme gerçekleşebilir. Bu uzun vadeli süreç, ozon tabakası koruma çalışmalarının sürdürülebilirliğine bağlı.
Bilim insanları ayrıca, bir sonraki değerlendirme raporunun 2026’da yayımlanacağını ve ozon tabakasının durumuna ilişkin daha güncel veriler sunacağını belirtiyor. Bu rapor, gelecekteki atmosferik gözlem politikaları için yol gösterici olacak.
Kigali Değişikliği ile iklim değişikliğiyle bağlantı
2016’da kabul edilen Kigali Değişikliği, Montreal Protokolü’nün kapsamını genişleterek hidroflorokarbonların (HFC’ler) azaltılmasını hedefledi. HFC’ler ozon tabakasına zarar vermese de güçlü sera gazlarıdır.
Anlaşmaya taraf olan 164 ülke, bu maddelerin aşamalı olarak azaltılması konusunda ilerleme kaydediyor. Uzmanlara göre Kigali Değişikliği, yüzyılın sonuna kadar küresel ısınmayı 0,5 °C azaltabilir. Türkiye bu sürecin taraf ülkelerinden biri olarak sera gazı azaltım hedeflerinde önemli bir rol üstleniyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı da bu kapsamda ulusal raporlarında Kigali Değişikliği’nin etkilerine yer veriyor.
Sağlık ve sürdürülebilir kalkınma hedefleriyle ilişkisi
Ozon tabakasının korunması, aşırı UV ışınlarının neden olduğu cilt kanseri ve katarakt risklerini düşürürken tarım ürünlerini ve ekosistemleri de koruyor. Bu durum, Birleşmiş Milletler’in Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri (SDG) arasında yer alan “Sağlık ve iyi yaşam” (SDG 3), “İklim eylemi” (SDG 13), “Açlığa son” (SDG 2) ve “Karasal yaşam” (SDG 15) hedefleriyle doğrudan bağlantılı.
Bilimsel gözlem ağlarının önemi
Ozon tabakasının korunmasındaki en önemli unsurlardan biri, sistematik atmosferik gözlemler. WMO’nun Küresel Atmosfer İzleme Programı sayesinde dünyanın dört bir yanında yapılan ölçümler, politika yapıcılar için güvenilir veriler sağlıyor. Uzmanlar, ozon tabakasındaki iyileşmenin sürdürülebilmesi için bu gözlemlerin kesintisiz devam etmesi gerektiğini vurguluyor.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri António Guterres konuyu şu sözlerle özetledi: “Uluslar bilimsel uyarılara kulak verdiğinde ilerleme mümkündür. Ozon tabakası örneği, küresel işbirliğinin başarısını gösteriyor.”
WMO Genel Sekreteri Celeste Saulo ise, “Bilim, güven ve uluslararası işbirliği sayesinde ozon tabakasının korunmasında tarihi bir başarıya ulaşıldı. Bu yaklaşım iklim değişikliğiyle mücadelede de yol gösterici olacaktır” ifadelerini kullandı.
Ozon tabakasının iyileşmesi, bilim temelli uluslararası işbirliğinin çevre sorunlarında nasıl somut sonuçlar verebileceğini kanıtlıyor. Bu başarı, iklim değişikliğiyle mücadelede de güçlü bir model oluşturuyor.
İlgili makaleler
- UN desteğiyle ozon tabakasının korunmasında başarı
- Sürdürülebilirlik buzdağı ve görünenin ötesindekiler
- Sonra ne olacak?
- Türkiye’nin hava kirliliği limiti DSÖ sınır değerlerinin 5 katı
- Tüketiciler için yenilenebilir enerji seçeneği geliyor