Türkiye’de kurumsal yatırımcılar için karbon riski ve BIST 100’deki yenilenebilir yatırımlara yönelişin önemi
Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği (SEFiA) tarafından hazırlanan bu rapor, Türkiye’de kurumsal yatırımcılar için fosil yakıtlardan çekilme eğiliminin risklerini ve ekonomik etkilerini analiz ediyor. Rapor, iklim hedeflerine ulaşmak için yatırımcıların düşük karbonlu stratejilere geçmelerini teşvik ederken, Borsa İstanbul 100 (BIST 100) endeksinin karbon maruziyetini ve yenilenebilir enerjiye geçiş ihtiyacını vurguluyor.
Raporun amacı ve kapsamı: Neden önemli?
Âtıl varlık riski ve fosil yakıtlardan çekilme eğilimi, özellikle iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir rol oynamaktadır. SEFiA’nın bu kapsamlı raporu, yatırımcıların mevcut risklere daha dirençli bir portföy yapısına geçiş yapmalarının gerekliliğini ele alır. Ayrıca, küresel fosil yakıt yatırımlarından çekilme eğiliminin BIST 100 endeksine olası etkilerini inceler ve Türkiye’deki yatırımcıların bu eğilime uyum sağlamasının önemini vurgular.
BIST 100 endeksinde karbon maruziyeti
Rapora göre, BIST 100 endeksindeki şirketlerin toplam karbon riski oranı %11,3 olarak belirlenmiştir. Aşağıdaki tablo, BIST 100’deki fosil yakıt yatırımlarının doğrudan ve dolaylı etkilerini göstermekte.
Karbon riski türü | Maruziyet oranı (%) |
---|---|
Doğrudan fosil yakıt yatırımları | 7,3 |
Hem fosil hem yenilenebilir yatırımlar | 4 |
Toplam karbon maruziyeti | 11,3 |
Kaynak: SEFiA Raporu, Ekim 2024
Fosil yakıt yatırımlarının ekonomik riskleri
Raporda, fosil yakıt yatırımlarından kaynaklanan ekonomik riskler beş ana başlıkta ele alındı
- Piyasa oynaklığı: Fosil yakıtlara bağlı şirketlerin gelirleri, fosil yakıt fiyatlarındaki dalgalanmalardan doğrudan etkilenir.
- Yasal düzenlemeler: Karbon emisyonlarını azaltmaya yönelik küresel düzenlemeler, fosil yakıt yatırımlarını olumsuz etkileyebilir.
- Teknolojik ilerlemeler: Yenilenebilir enerji teknolojilerindeki gelişmeler, fosil yakıt yatırımlarının değerini düşürmekte.
- ESG değerlendirmeleri: Çevresel, sosyal ve yönetişimsel kriterler, fosil yakıt yatırımlarını olumsuz etkileyebilir.
- Temerrüt riski: Bu yatırımların gelecekte sermaye piyasalarından kaynak sağlayamama olasılığı var.
BIST 100 şirketlerinin “net sıfır 2053” hedefine ulaşma gerekliliği
Raporda ayrıca, Türkiye’nin 2053 yılına kadar net sıfır karbon emisyonu hedefi doğrultusunda, şirketlerin yenilenebilir enerji yatırımlarını artırmalarının önemli olduğu belirtiliyor. Ancak BIST 30 şirketlerinin %62’sinin henüz bu hedef için belirli bir planı olmadığı görülüyor. Aşağıda bu şirketlerin yıllık karbon risk oranlarına göre sıralaması yer almaktadır.
Risk düzeyi | 2022 oranı (%) | 2023 oranı (%) |
---|---|---|
Yüksek ve ciddi yüksek risk | 44 | 38 |
Düşük risk | 8 | 19 |
Londra, Sao Paulo ve Toronto ile karşılaştırmalı karbon maruziyeti
Londra, Sao Paulo ve Toronto gibi diğer borsalardaki fosil yakıt maruziyeti oranları %20 ila %30 arasında değişmekte. Bu, BIST 100’ün karbon riskine maruz kalan şirketler için benzer bir tehdit oluşturduğunu gösterir. Uluslararası standartlara göre karbon yoğun sektörlerdeki yatırımlar azaltılmalı ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmeli.
SEFiA’nın önerileri ve stratejiler
Raporda, BIST 100’deki şirketlerin karbon yoğun sektörlere olan bağımlılıklarını azaltmaları ve aşağıdaki stratejilere odaklanmaları öneriliyor
- Enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji projelerine yatırım yapılması.
- Fosil yakıt varlıklarından çıkış stratejisi geliştirilmesi.
- Karbon emisyonlarını azaltmaya yönelik somut hedeflerin belirlenmesi.
SEFiA yöneticilerinin rapor değerlendirmeleri
SEFiA Direktörü Bengisu Özenç, rapora ilişkin olarak şunları söyledi: “Türkiye’deki finansal piyasalar ve kurumsal yatırımcıların, iklim hedefleri ve karbonsuzlaşma eğilimleri çerçevesinde yaşanan finansal dönüşümden etkilenmesi kaçınılmaz. Bu kapsamda yatırımcıların, mevcut küresel eğilimlere cevap verebilmesi ve söz konusu finansal risklerin önüne geçebilmesi için fosil yakıt sektörlerindeki yatırımların yerine enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji yatırımlarını önceliklendirerek portföylerinin düşük karbonlu enerjiye yeniden yönlendirilmesine yönelik stratejiler ele alması gerekiyor. Söz konusu eğilimler iyi izlenmediği ve gerekli önlemler alınmadığı durumda temerrütler ve âtıl varlık olasılığının Türk bankacılık sektörünü zayıflatacağı öngörülüyor. Sınırlı bir karbon bütçesinin şekil verdiği yeni sanayi politikasından kaynaklanan finansal riskler, artık büyük işletmeler tarafından önemli bir risk olarak değerlendirilmeli.”
SEFiA Analisti Evrim Özyorulmaz Akcura ise âtıl varlık riskinin, özellikle fosil yakıt yatırımları ve iklim değişikliği bağlamında giderek önem kazanan bir konu olduğunu vurguladı. Akcura, “İklim değişikliği politikaları kaynaklı düzenleme riskleri, teknolojik dönüşüm kaynaklı piyasa riskleri ve iklim değişikliğinin getirdiği fiziksel riskler olarak sınıflandırılan bu risklerin yönetilebilmesi için yatırımcıların öncelikle hangi varlıkların âtıllaşma riskiyle karşı karşıya olduğunu ve dolayısıyla bu riskin portföylerini ne derece etkileyeceğini analiz etmeleri gerekiyor. Özellikle kömür ile ilişkili varlıklar ve yüksek başa baş petrol fiyatına sahip petrol rezervleri, düzenleme riskleriyle ilk etapta karşı karşıya kalan varlıklardır. Bu nedenle yatırımcılar hem iklim taahhütlerini hem de yatırım portföyü bağlamındaki yükümlülüklerini göz önünde bulundurarak âtıl varlık riskini nasıl yönetecekleri konusunda stratejiler geliştirmek durumunda” dedi.
Türkiye’deki kurumsal yatırımcılara tavsiyeler
SEFiA’nın raporu, Türkiye’deki kurumsal yatırımcıların iklim hedefleri doğrultusunda fosil yakıt yatırımlarını azaltmaları gerektiğini vurgulamakta. Yatırımcıların, düşük karbonlu stratejiler benimseyerek, atıl varlık riski ve finansal risklerden korunmaları için yenilenebilir enerjiye yönelmeleri önerilmektedir. Bu eğilimler yakından izlenmediğinde, Türk finans piyasasında önemli risklerin oluşabileceği ifade edilmekte.