Güney Atlantik’teki lav molozları, okyanus tabanında önemli bir karbon yutağı işlevi görüyor. Bu süreç, atmosferden uzak tutulan karbon miktarının sanılandan çok daha büyük olabileceğine işaret ediyor.
Okyanusların altında, gözden tamamen uzak bir bölgede, Dünya’nın karbon döngüsüne dair önemli bir süreç daha net biçimde ortaya çıkıyor. Birleşik Krallık’tan University of Southampton öncülüğünde yürütülen ve Nature Geoscience dergisinde yayımlanan araştırma, Güney Atlantik Okyanusu’nun tabanındaki aşınmış lav molozlarının, okyanus tabanında uzun vadeli bir karbon yutağı oluşturabildiğine işaret ediyor. Yaklaşık 60 milyon yıl önce oluşan kaya örnekleri, okyanus tabanının derinliklerinden elde edildi. Bu örnekler, CO₂’nin deniz suyu ile etkileşime giren volkanik kayaçlar içinde mineral formda bağlanabildiğini gözler önüne seriyor. Bu bulgu, lav molozları ile karbonun uzun vadeli tutulumu arasındaki ilişkinin kalıcı ve geniş ölçekli olduğunu ortaya koyuyor.

Lav molozları: Jeolojik ölçekte işleyen bir karbon yutağı
Lav molozları, denizaltı volkanlarının ve okyanus tabanındaki dağların yamaçlarında oluşan, zamanla parçalanmış ve birikmiş volkanik kaya parçalarından oluşuyor. Karadaki dağ eteklerinde görülen moloz yığınlarına benzer biçimde, bu yapılar da erozyon ve çökme süreçleriyle meydana geliyor. Bu nedenle lav molozları, uzun süre jeolojik süreçlerin ikincil bir ürünü olarak değerlendirildi.
Çalışmanın başyazarı ve University of Southampton’ta Royal Society Araştırma Bursiyeri olan Dr. Rosalind Coggon, denizaltı dağlarının yamaçlarında oluşan bu volkanik molozların (breş), bu yutak işlevine rağmen bugüne kadar sınırlı biçimde incelendiğini belirtiyor.
International Ocean Discovery Program (IODP) kapsamında yürütülen sondaj çalışmaları, bu lav molozlarının jeolojik zaman ölçeklerinde tektonik plakalarla birlikte okyanus tabanı boyunca taşındığını ortaya koydu. Bu süreçte kayaçların yüksek derecede gözenekli ve geçirgen bir yapı kazandığı belirlendi. Bu özellikler, okyanus tabanında karbonun uzun vadeli tutulmasını mümkün kılan temel unsurlar arasında yer alıyor.
Uzun vadeli karbon döngüsüne yeni bir bakış
Atmosferdeki CO₂ miktarı, Dünya’nın iç kesimleri, okyanuslar ve atmosfer arasında gerçekleşen yavaş ama sürekli karbon alışverişiyle şekilleniyor. Bu jeolojik zaman ölçekli döngüde, okyanus tabanı uzun süre ikincil bir alan olarak ele alındı.
Araştırmaya göre, okyanus tabanını oluşturan volkanik kayaçlar orta okyanus sırtlarında oluşurken, aynı sistem içinde yer alan lav molozları çok daha geniş alanlara yayılıyor. Deniz suyunun bu kayaçların içinden uzun jeolojik dönemler boyunca dolaşması, CO₂’nin sudan çekilerek kaya içinde tutulmasını sağlıyor. Böylece bu depolama işlevi, atmosferden bağımsız ve uzun ömürlü bir yapı kazanıyor. Araştırma ekibi, bu süreçler yoluyla okyanus tabanında bağlanan CO₂ miktarını da nicel olarak hesapladı.

Beklenenden yüksek depolama kapasitesi
Güney Atlantik’te yapılan derin deniz sondajlarında elde edilen lav molozu örnekleri, daha önce çoğunlukla tekil lav akıntılarından alınan örneklerle karşılaştırıldığında iki ila kırk kat daha fazla CO₂ içeriyor. Bu fark, okyanus tabanındaki karbon tutulumunun özellikle geniş breş zonlarında yoğunlaştığını ortaya koyuyor.
Araştırmacılara göre bu alanlar, örnekleme çalışmalarının büyük ölçüde daha sağlam ve homojen bazaltlara odaklanması nedeniyle uzun süre gözden kaçtı. Oysa lav molozları, jeolojik zaman ölçeklerinde karbonun kalıcı biçimde tutulmasında belirleyici bir rol üstleniyor.
İklim bilimi açısından anlamı ne?
Bu keşif, günümüzdeki iklim tartışmalarına doğrudan bir çözüm sunmaktan ziyade, Dünya’nın kendi kendini düzenleyen karbon mekanizmalarını daha iyi anlamaya katkı sağlıyor. Okyanus tabanının yalnızca pasif bir zemin değil, aktif bir karbon yutağı olabileceğini ortaya koyan çalışma, karbonun uzun jeolojik dönemler boyunca atmosferden uzak tutulabildiğine işaret ediyor.
International Ocean Discovery Program’ı kapsamında elde edilen bulgular, okyanus tabanı ile karbon döngüsü arasındaki ilişkinin yeniden ele alınması gerektiğini ortaya koyuyor.

Görünmeyen süreçler, kalıcı etkiler
Bu araştırma, lav molozlarının Dünya’nın uzun vadeli karbon yutağı sistemleri içinde önemli bir rol oynayabileceğini ortaya koyuyor. Okyanus tabanında gerçekleşen bu yavaş ama etkili süreçlerin daha iyi anlaşılması, yalnızca bilimsel modellerin doğruluğunu artırmakla kalmıyor; aynı zamanda gezegenin uzun vadeli dayanıklılığını kavramak için daha sağlam bir çerçeve sunuyor.
İlgili Makaleler
- Derin okyanusta karbon döngüsü tahmin edilenden farklı
- Okyanuslar kararıyor: Güneş ışığına bağımlı yaşam tehdit altında
- Derin deniz madenciliği okyanusun besin zincirini bozuyor
- Okyanustaki CO₂’den biyolojik olarak çözünebilen plastik üretildi
- Karbon giderme stratejilerinde düşük maliyet, yüksek verim
- Kaya mineralleri kullanarak, düşük maliyetli karbon yakalama

















