Ürünlerin üretilip, kullanılıp atıldığı doğrusal ekonomi sebebiyle gezegenimiz uzun zamandır alarm veriyor. Gün geçtikçe doğal kaynaklarımız tükenmeye yüz tutuyor. Bilindiği üzere döngüsel ekonomi, piyasalar, müşteriler ve doğal kaynaklar arasındaki ilişkiyi tanımlayan görece yeni bir yaklaşım. Bundan yola çıkan Londra merkezli New Media Video yapım firmasının kurucu, yönetmen ve yapımcısı Emre Mineoğlu, İstanbul Impact Hub yürütücülüğünde gerçekleştirilen Project Zoom için ‘Etki Girişimcisinin Döngüsel Ekonomi Yolculuğu’ belgeselini hazırladı.
Emre Mineoğlu döngüsel ekonomi yolculuğunu ve belgeseli Yeşil Haber’e anlattı.
Farklı alanlarda faaliyet gösteren şirketlerle gerçekleştirdiğiniz çekimler sonunda geri dönüşüm ekosistemini çok güzel yansıtan ‘Öze Dönüş’ belgeselini tamamladınız. Sizin döngüsel ekonomiye bakış açınız nasıl
Döngüsel ekonominin başta evlerimiz olmak üzere tüm işletmelerin kalbinde atması gerektiğini düşünüyoruz. Üretilip tüketildikten sonra ekonomik hayatını sonlandıran doğrusal ekonomi modelinin sona geldiğini daha net bir şekilde görüyoruz. Çözümler üretmek için emek veren insanların hikayelerine şahit olmak geleceğe daha ümitle bakmamızı sağlamaya devam ediyor.
Çekimleriniz ne kadar sürdü ve belgesel ne zaman tamamlandı?
Çekimlerimiz Eylül ayında başladı. Toplamda 3 günlük saha çekimi gerçekleştirdik ancak görüştüğümüz kişilerin yoğunlukları nedeniyle 2 aylık zamana yayıldı. Belgeselimizde ayrıca 2 röportajımızı çevrimiçi olarak gerçekleştirmemiz gerekti. Bunun için katılımcılarımızdan görüntü kalitesini en azından makul bir seviyede tutabilmek adına ayrıca kendi telefonlarının kamerası ile kayıt almalarını rica ettik. Bunu özellikle belirtmek istedim.
“DOĞAYLA UYUMLU İŞ MODELİ KURANLAR DESTEKLENMELİ”
Çekimlerinizden de bahseder misiniz? İlk nereden başladınız?
Çekimler için ilk adresimiz ofisleri Levent Collectif House’da bulunan Döngüsel Ekonomi Platformu oldu. Platformun yöneticisi Münevver Bayhan ile gerçekleştirdiğimiz röportaj çekimlerinde bu kurumun Türkiye’deki döngüsel ekonomi modelini şekillendirmede oynadığı önemli rolü, girişimcilere verdikleri destekleri ve Münevver’in yaptığı işi neden bu kadar tutkuyla yaptığını anlamış olduk. İnsanların tüketimden gelen bir gücü olduğunu ve bu gücü en doğru şekilde kullanmaları gerektiğini önemle altını çizdi ve ekledi: ‘Doğayla daha uyumlu bir iş modeli kurmuş olan kurumlar mutlaka desteklenmeli ve çarkların arasında kaybolmaları engellenmeli!’
İkinci adresiniz neresi oldu?
Yalova’da bulunun Hagelson oldu. Hagelson’un kurucusu Soner Alayurt genç ve çok enerjik bir girişimci. Parmakla gösterilen girişiminin hikayesini anlatmak bizim için de heyecan vericiydi. Çekim yaptığımız üretim bandının arkası işlenmeyi bekleyen yüzlerce halı ile doluydu ve Soner’e neden bu işi yaptığını sorduğumuzda şöyle diyordu: ‘Soner her zaman üretmek isteyen bir insan, etki yaratmak isteyen bir insan.
“PARA KAZANIRKEN DOĞA DOSTU OLMAK MÜMKÜN”
Belgeselde yer alan diğer firmalar, kurumlar hangileri?
Ottan şirketinin yanı sıra UNDP B4G ’Hedefler için İş Dünyası Platformu’ da belgeselde yer aldı. Galata Kulesi yakınındaki ofisleri bulunan Ottan’ın hikayesini anlatmak için, kurucusu Ayşe Yılmaz ile röportajımızı gerçekleştirdik. Firma isminin anlamını o gün öğrendiğimde çok etkilendiğimiz ‘Ottan’, mobilya, aksesuar, aydınlatma çözümlerini, meyve ve sebzelerden yani otlardan geliştirdikleri malzemeyle üretiyorlar.
Oldukça yakın bir geçmişte ticari faaliyetlerine başlamış olmalarına rağmen Yılmaz, çok uzun zamandır bu işle uğraşıyormuş. Doğada çok fazla zaman geçirdiği dönemlerde ağaçları kesmektense dökülen yapraklardan bir şeyler üretebilir miyim diye sorgulamış ve ilk olarak mandalina kabuğunu pringles kapağına döküm yaptığında bu işin olabileceğini anlayan Yılmaz, “Para kazanırken doğa dostu olmak mümkün. Bunun ötesinde, her işletme için bu bir şart günümüzde” diyor.
UNDP B4G ile yaptığınız görüşmeden neler çıktı?
Çekimler için Birleşmiş Milletler Hedefler İçin İş Dünyası’nın (UNDP B4G) Beşiktaş’taki ofisine doğru yola koyulduk. Platform Direktörü Pelin Kıhtır ile gerçekleştirdiğimiz röportajda; platformun kuruluş hikayesini, sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin Türkiye için ne ifade ettiğini, iklim değişikliği ve afetlere yönelik çalışmaları, AB Yeşil Anlaşması’nın içeriğini ve tüm bunların döngüsel ekonomi modelleri için ne anlam ifade ettiğini anlattı. Pelin Kıhtır da artık her işletmenin doğa dostu olmasının gerekli olduğunu ve tüketicinin gün geçtikçe daha çok bilinçlenerek ürün seçimlerini buna göre yaptığının altını çiziyor.
“ODAKLANDIĞIM TEK KONU UMUT”
Belgesel çalışmanızın yanı sıra başka çıktılar elde ettiniz mi?
Proje danışmanımız Emrah Alkaya ile yaptığımız röportajlarla sonlandırdığımız belgesel çalışmamızın yanı sıra ek olarak yine proje danışmanımızın yardımıyla oluşturduğumuz etki analizi ile Türkiye’deki girişim, karar alıcı ve hızlandırıcıların döngüsel ekonomi yaklaşımlarını nasıl şekillendirdiklerini veriler ışığında da aydınlatmaya çalıştık.
Gündeminizde yeni belgeseller var mı? Odaklandığınız alanlar neler olacak?
Uzun bir süredir odaklandığım tek bir konu var: Umut! Gün geçtikçe tüm dünyada karamsarlık ve gelecek kaygısı neredeyse bir moda trendi haline geliyor. Doğru işler yapan harika insanların hayallerini ve yaptıklarını dinlemek, anlatmak ve anlamaktansa hemen en kötüye inanır olduk. Bu belgesel çalışmamızda da şikâyet etmek yerine dünyanın ve Türkiye’nin sorunlarını fark edip çözümler üretmeye çalışan insanların hikayelerini aktarmaya çalıştım. İşin güzel yanı ise bu insanların nitelik ve nicelikleri etki yapabilecek kadar büyük. Uzun zamandır gündemim ve gelecek hedefimse, Dünyayı iyileştirecek etkiye sahip insanların hikayelerini anlatmaya devam etmek.