Temmuz 2025’te 45°C’yi aşan sıcak hava dalgaları yüzlerce can aldı. Küresel iklim uzmanlarından ‘kaynama noktası’ uyarısı. BM çevre otoriteleri, sürdürülebilir soğutma çözümlerinin aciliyetini vurguluyor.
Avrupa, Temmuz 2025’in ilk haftasında 45°C’ye ulaşan sıcaklıklarla sarsıldı. Benzer tarihlerde Türkiye’de de birçok şehir, uzun yılların rekor sıcaklıklarını gördü. Meteoroloji verileri, bu dönemde bazı bölgelerde 40 °C’nin üzerinde gün sayısının iki katına çıktığını ortaya koydu.
Imperial College London’ın raporuna göre Avrupa’daki bu sıcak hava dalgası, 12 ülkede 2.300’den fazla kişinin ölümüne yol açtı. BM Çevre Programı İklim Değişikliği Bölümü Direktörü Martin Krause, “Gezegenimiz kaynıyor. Aşırı sıcaklar artık yeni normal ve soğutma, sağlık ile altyapı için kritik” diyerek uyardı.
Isının insan sağlığı üzerindeki kritik eşiği ve Türkiye riski
Islak termometre sıcaklığı 35°C’ye ulaştığında insan vücudu terleme yoluyla soğuyamaz. Bu, ölümcül ısı çarpması riskini artırır.
2000–2019 arasındaki küresel verilere göre:
- Her yıl yaklaşık 500.000 kişi sıcakla bağlantılı sağlık sorunları nedeniyle hayatını kaybetti.
- Türkiye’de yaz aylarında klima kullanımı her yıl ortalama %8 arttı.
- Pasif soğutma teknikleri yaygınlaşırsa 2050’ye kadar 1,3 milyar ton sera gazı emisyonu önlenebilir.
Türkiye’de özellikle Güneydoğu Anadolu, Akdeniz ve Ege kıyılarında yaz aylarında ıslak termometre değerleri kritik seviyelere yaklaşırken, Meteoroloji Genel Müdürlüğü son 50 yılda ortalama sıcaklığın 2°C’ye yakın arttığını bildiriyor.
Neden yalnızca klima çözüm değil?
Uzmanlara göre klima, yüksek maliyeti ve enerji tüketimi nedeniyle tek başına çözüm olamaz. Ayrıca cihazlarda kullanılan hidroflorokarbon (HFC) gazları, karbondioksitten binlerce kat daha güçlü sera etkisine sahip. Mevcut gidişat değişmezse 2050’de soğutma sektörünün küresel emisyonlardaki payı yüzde 10’a ulaşabilir.
Uygulanabilecek küresel ve yerel çözümler
BM iklim otoriteleri, ülkelerin aşırı sıcak risklerini azaltmak için şu adımları öne çıkarıyor:
- Doğa temelli pasif soğutma çözümlerini teşvik etmek (ağaçlandırma, yeşil çatılar, rüzgâr koridorları).
- Kent planlamasında yansıtıcı yüzeyler ve ısı dağıtıcı malzemeler kullanmak.
- Fosil yakıtlardan hızlı çıkış ve HFC kullanımını azaltma planları geliştirmek.
- Erken uyarı sistemleri kurmak ve sağlık altyapısını güçlendirmek.
- Açık alan çalışanları için yasal korumalar sağlamak.
Türkiye özelinde bu adımlar, Ulusal İklim Değişikliği Stratejisi ve Eylem Planı ile uyumlu şekilde yürütülebilir. Ayrıca Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın yerel yönetimlere sağladığı iklim uyum hibeleri, şehirlerde pasif soğutma ve yeşil alan yatırımlarının hızlanmasına katkı sağlayabilir.
Pasif soğutma ve Türkiye’den örnekler
Enerji tüketmeden sıcaklığı düşürmeyi hedefleyen pasif soğutma teknikleri arasında evleri gölgeleyecek ağaçlandırma, rüzgâr akışı sağlayan kentsel tasarım, yalıtım ve yansıtıcı çatı boyaları yer alıyor.
Türkiye’de İzmir ve Antalya’daki yeşil çatı projeleri, Konya’daki cadde gölgelendirme uygulamaları ve İstanbul’daki beyaz çatı programları, bu yaklaşımın başarılı yerel örnekleri arasında.
BM’nin soğutma gündemi ve gelecek senaryoları
Birleşmiş Milletler çatısı altında yürütülen Cool Coalition girişimi, birçok ülke ve kurumla iş birliği yaparak sürdürülebilir soğutma politikalarının geliştirilmesini destekliyor. Bu girişim, bilgi paylaşımını hızlandırıyor, yenilikçi teknolojileri teşvik ediyor ve ülkelerin iklim uyum planlarını hayata geçirmesine yardımcı oluyor.
Emisyon Açığı Raporu’na göre mevcut politikalarla yüzyıl sonunda küresel sıcaklık artışı 2,6–3,1°C’ye ulaşabilir. Bu senaryoda sıcak hava dalgaları hem çok daha sık hem de ölümcül hale gelecek.
Sürdürülebilir soğutma geleceğin değil bugünün zorunluluğu
Aşırı sıcakların şiddetini azaltmak için küresel emisyonların hızla düşürülmesi şart. Ancak asıl farkı yaratacak olan, soğutma teknolojilerinin karbon nötr hale gelmesi. Türkiye’de yerel yönetimlerin pasif soğutma yatırımlarını artırması, enerji verimliliği standartlarını sıkılaştırması ve iklim uyum planlarını hızla hayata geçirmesi gerekiyor.
Aşırı sıcaklar artık uzak bir gelecek tehdidi değil; bugünün gerçeği. BM’nin sağladığı teknik rehberlik ve küresel deneyimler, hem insan sağlığını hem altyapısını koruması için önemli bir yol haritası sunuyor. Aksi halde bu yazlar, önümüzdeki on yılların en serin yazları olabilir.
İlgili makaleler
- 2024’te Türkiye’de aşırı hava olayları rekor seviyeye ulaştı
- Kentsel ısı adası etkisini azaltma stratejileri
- Küresel ısınmada kritik eşik için son 3 yıl kaldı: yeni rapor
- Artan dolu riski: Türkiye ve dünya için sürdürülebilir uyarı
- Aşırı hava olaylarını ve iklim değişikliğini haberleştirme rehberi yayımlandı