Anadolu Efes, Anadolu Meraları iş birliğiyle üç pilot ilde yürüttüğü onarıcı tarım faaliyetlerinde ilk arpa hasadına ulaştı.
Şirket, olumlu sonuçlar ışığında çalışmaları ülke geneline yaymayı ve önümüzdeki yıllarda tüm ürünlerini onarıcı tarım yöntemiyle yetiştirilen arpalardan üretmeyi hedefliyor.
Onarıcı tarım nedir? Türkiye’deki uygulamalar ve yöntemler
Onarıcı tarım; toprağın karbon ve su tutma kapasitesini artıran, biyoçeşitliliği güçlendiren ve tarım arazilerini hem daha verimli hem de iklim krizine karşı daha dirençli hale getiren uygulamaların bütünüdür. Türkiye özelinde bu yaklaşım; örtü bitkisi kullanımı, azaltılmış/topraksız işleme, ekin nöbeti, kompost ve organik maddelerin toprağa geri kazandırılması ile su hasadı ve verimli sulama gibi pratiklerle hayata geçirilir. FAO verilerine göre tarım sektörü küresel karbon emisyonlarının yaklaşık %13’ünden sorumlu olup temiz su kaynaklarının yaklaşık %70’ini kullanmaktadır; bu nedenle onarıcı uygulamalar iklim uyumu ve kaynak verimliliği açısından kritik önemdedir. Dünya Sürdürülebilir Kalkınma İş Konseyi’nin (WBCSD) değerlendirmeleri, 1,5°C hedefi için 2030’a kadar ekili alanların kayda değer bir bölümünde onarıcı yöntemlerin yaygınlaşması gerektiğine işaret eder.
Projenin kapsamı: Üç pilot ilde ilk hasat, ülke geneline yaygınlaştırma hedefi
Anadolu Efes, ham maddelerinin önemli bir bölümünü topraktan alan bir şirket olarak tarımın sürdürülebilirliğini işinin merkezine koyuyor. Anadolu Meraları ile yürüttüğü iş birliği kapsamında üç pilot ilde başlatılan onarıcı tarım uygulamalarından ilk somut sonuçlar alındı ve onarıcı tarımla yetiştirilen arpaların ilk hasadı gerçekleştirildi. Şirket, bu pozitif çıktılarla birlikte çalışmaları Türkiye geneline yaymayı ve önümüzdeki yıllarda tüm ürünlerini onarıcı tarım pratikleriyle yetiştirilen arpalardan üretmeyi amaçlıyor.
Çiftçi desteği ve ekonomik katkı: Teşvik paketi ve tarımsal ekonomi etkisi
Tarım ekosisteminin dayanıklılığını artırmaya dönük ekolojik adımların yanında Anadolu Efes, çiftçilerine 2025 yılında 158,5 milyon TL tutarında “Çiftçi Teşvik Paketi” sundu. Şirket, bu çalışmalarla yaklaşık 1,7 milyar TLlik bir tarımsal ekonomik katkı sağlandığını bildiriyor. Bu destekler; girdi maliyetlerinin yönetilmesi, hasat verimliliğinin ve gelir istikrarının artırılması ile gençlerin yeniden tarıma yöneltilmesi hedeflerini kapsıyor.
Yerel ve uluslararası bağlam: Anadolu Efes’in yaklaşımı nasıl konumlanıyor?
Türkiye’de onarıcı tarım; çiftçi inisiyatifleri, kooperatifler ve uzman kuruluşların eğitimleriyle yaygınlaşıyor. Uygulamalar, iklim risklerine açık havzalar için toprak organik maddesini artırmayı, su verimliliğini yükseltmeyi ve girdi bağımlılığını azaltmayı hedefliyor. Küresel ölçekte ise gıda ve içecek şirketleri; arpa, buğday ve şerbetçiotu gibi temel girdilerde onarıcı tarım programlarını tedarik zincirlerine entegre ederek ölçeklenebilir sonuçlara odaklanıyor. Anadolu Efes’in üç pilot ilde başlattığı ve ülke geneline yayma niyeti taşıyan bu model, hem tedarik güvenliği hem de iklim direnci bağlamında Türkiye’deki uygulamalarla uyumlu bir konumlanma sergiliyor.

Yönetici perspektifi: Sürdürülebilirlik stratejisinde onarıcı tarımın yeri
Anadolu Efes Bira Grubu Başkanı ve CEO’su Onur Altürk, “Anadolu Efes olarak, tarımı desteklemeyi bir sorumluluktan öte, işimizin ayrılmaz bir parçası ve önceliği olarak görüyoruz. Geleceğe karşı taşıdığımız sorumluluğun bilinciyle, tarım alanında iklim kriziyle mücadeleyi de odağımıza alıyoruz. Bu yıl, üç pilot ilde başlattığımız uygulamalarla onarıcı tarım pratikleri ile yetiştirdiğimiz arpaların ilk hasadını gerçekleştirmenin gururunu yaşıyoruz. Bu alanlarda elde ettiğimiz verimli sonuçlar, daha dirençli ve sürdürülebilir tarım ekosistemleri oluşturma yolunda bize umut veriyor. Önümüzdeki yıllarda tüm ürünlerimizi onarıcı tarım pratikleri ile yetiştirilen arpalardan üretmeyi hedefliyoruz.” dedi.
İlerlemeyi nasıl ölçeceğiz? Toprak, su, verim ve gelir için önerilen göstergeler
Onarıcı tarımın kalıcı etki yaratabilmesi için şeffaf ve ölçülebilir göstergelerle izlenmesi önemlidir. Uygulamada öne çıkan temel metrikler şunlardır:
Toprak sağlığı ve karbon
Toprak organik madde oranı, toprakta karbon tutulumunun yıllık değişimi ve erozyon göstergeleri.
Su verimliliği
Ürün başına su ayak izi, yağmur suyu hasadı ve sulama verimliliği artışı.
Verim ve dayanıklılık
Hasat verimi, verim oynaklığı, iklim kaynaklı streslere (kuraklık, sıcak hava dalgaları) karşı dayanım.
Girdi optimizasyonu
Kimyasal gübre ve pestisit kullanımında azaltım, biyolojik girdilerin ve kompostun payı.
Çiftçi refahı
Çiftçi geliri ve maliyet yapısı, gençlerin tarıma dönüşüne ilişkin katılım göstergeleri.
Projenin sosyal boyutu: Yerel kalkınma, kadınların güçlenmesi ve gençlerin tarıma dönüşü
Şirket, arpa tedarik ettiği illerde yerel kalkınmaya katkı sağlayacak döngüsel iş modelleri üzerinde çalışırken, kadınların güçlenmesini destekleyen uygulamaları ve gençlerin tarıma teşvik edilmesini amaçlayan projeleri de hayata geçiriyor.
Arka plan ve sektör bağlamı
Tarım, iklim krizi karşısında en kırılgan sektörlerden biri olarak öne çıkıyor. FAO ve WBCSD gibi kuruluşların değerlendirmeleri; toprağın karbon ve su tutma kapasitesini artıran uygulamaların aynı zamanda biyoçeşitliliği güçlendirdiğini ve iklim hedefleri açısından stratejik bir kaldıraç sunduğunu ortaya koyuyor. Bu bağlamda, üç pilot ilde başlayan ve ilk hasatla sonuçlanan bu uygulamalar; hem Türkiye’nin iklim uyum gündemine hem de gıda-içecek tedarik zincirlerinin sürdürülebilir dönüşümüne dair somut bir örnek oluşturuyor.
Sizce onarıcı tarımın yaygınlaşması Türkiye tarımının geleceğinde nasıl bir değişim yaratır? Yorumlarda düşüncelerinizi paylaşın.
İlgili haberler
- Anadolu Efes’in döngüsel ekonomi maratonu: anız yakımına yenilikçi çözümler
- Ferrero’nun sürdürülebilir fındık üretimindeki yeni hedefleri ve ilerlemeleri
- TEMA’dan sürdürülebilir tarım ağı