Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nde (NGS) yürütülen çalışmaların hızla ilerlediğini ve 2028 yılına kadar dört reaktörün tamamının devreye alınmasının hedeflendiğini açıkladı.
Bu hedefe ulaşıldığında, Akkuyu NGS’nin Türkiye’nin elektrik ihtiyacının %10’unu karşılayacağı vurgulandı.
Türkiye’nin en büyük enerji projelerinden biri
Bayraktar, Mersin’de yapımı süren Akkuyu NGS şantiyesinde incelemelerde bulundu. Akkuyu NGS, dört reaktörün aynı anda inşa edildiği dünyadaki en büyük nükleer santral projesi olma özelliğini taşıyor. Şantiyede 30 binden fazla kişi çalışıyor ve bu istihdamın ülke ekonomisine önemli katkı sağladığı belirtiliyor. Bakan Bayraktar, bu dev projenin Türkiye’nin enerji arz güvenliği ve iklim hedefleri için kritik bir rol üstlendiğini dile getirdi.
Temiz ve sürdürülebilir enerji kaynakları
Akkuyu NGS’nin tam kapasiteyle devreye alınması, Türkiye’nin karbon emisyonlarını ciddi ölçüde azaltacak bir adım olarak görülüyor. Bayraktar, santral devreye girdiğinde yılda yaklaşık 30 milyon ton karbon emisyonunu engelleyecek temiz enerji üreteceğini belirtti. Bu katkı, Türkiye’nin iklim değişikliğiyle mücadelesine ve sürdürülebilir enerji hedeflerine büyük destek sağlayacak.
70 yıllık nükleer enerji hedefi
Türkiye’nin nükleer enerji yolculuğu, 1950’li yıllara kadar uzanıyor. Bu süreçte birçok girişim ve plan yapılmış olsa da, çeşitli nedenlerle somut adımlar atılamamıştı. Özellikle 1960’lı ve 1970’li yıllarda nükleer enerji santrali kurma çalışmaları hız kazanmış, ancak ekonomik ve siyasi engeller nedeniyle projeler ertelenmişti. 1970’lerde Türkiye Elektrik Kurumu tarafından kurulan nükleer santral projesi, finansman ve teknoloji transferi sorunlarıyla karşılaştı.
1980’li yıllarda da benzer çabalar gündeme geldi. Mersin’de planlanan Akkuyu Nükleer Santrali için ilk adımlar 1986’da atılmış, ancak Çernobil faciası sonrası dünya genelinde artan çekinceler, Türkiye’deki nükleer enerji planlarını bir kez daha rafa kaldırdı. 1990’lı yıllarda yapılan ihaleler sonuçsuz kalırken, nükleer enerjiye dair girişimler uzun bir süre duraksadı.
Türkiye’nin nükleer enerji alanında somut adımları ise 2010 yılında, Rusya Federasyonu ile yapılan hükümetler arası anlaşmayla atıldı. Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin inşası, bu süreçte Türkiye’nin 70 yıllık nükleer enerji hedeflerinin en büyük sembolü haline geldi. Bu projeyle birlikte Türkiye, dünya genelinde nükleer enerji üreticisi ülkeler arasına katılmayı hedefliyor.
Gelecekteki hedefler: 2050’de 20 bin MW nükleer kapasite
Bayraktar, Türkiye’nin nükleer enerji yolculuğunda uzun vadeli hedefler belirlediğini açıkladı. 2050 yılına kadar, Türkiye’nin nükleer enerji kapasitesinin 20 bin megavat düzeyine çıkarılması planlanıyor. Bu hedef doğrultusunda, yeni santral projelerinin gündeme geleceği ve Türkiye’nin enerji arz güvenliğini temiz ve karbonsuz kaynaklarla sağlamaya devam edeceği ifade edildi.
Akkuyu’nun stratejik önemi
Bakan Bayraktar, Akkuyu NGS’nin sadece bir enerji santrali olmanın ötesinde, Türkiye’nin enerji bağımsızlığı ve ekonomik kalkınması açısından da büyük bir öneme sahip olduğunu vurguladı. Nükleer enerjinin, Türkiye’nin enerji çeşitliliğini artırarak dışa bağımlılığı azaltacağına dikkat çeken Bayraktar, bu projeyle birlikte Türkiye’nin enerji politikalarında yeni bir döneme girileceğini söyledi.
Akkuyu Nükleer Santrali, 2028 yılında tam kapasiteyle çalışmaya başladığında Türkiye’nin enerji ihtiyacının %10’unu karşılayacak ve bu büyük proje Türkiye’nin enerji geleceğinde önemli bir mihenk taşı olacak.