1–2 Ekim 2025’te Brüksel’de yapılan 3. AB–Türkiye İklim Yüksek Düzeyli Diyaloğu, Temmuz 2025’te yürürlüğe giren İklim Kanunu sonrasında iş birliğini derinleştirdi.
Gündemin merkezinde ulusal ETS tasarımı, karbon fiyatlandırma, uyum politikaları ve CBAM için yapılandırılmış bir değişim hattı vardı.
Hızlı bakış
- AB ve Türkiye 1–2 Ekim 2025’te Brüksel’de 3. İklim Yüksek Düzeyli Diyaloğu gerçekleştirdi.
- Görüşmelerde ulusal ETS tasarımı, karbon fiyatlandırma ve CBAM uyumu ele alındı.
- Türkiye’nin Temmuz 2025’te çıkan İklim Kanunu diyaloğun temel zeminini oluşturdu.
- Uyum politikaları kapsamında kuraklık, su stresi ve şehir dayanıklılığı önceliklendirildi.
- STK’lar İklim Kanunu’nun uygulama ve şeffaflık yönlerini eleştirirken, AB ile kurulan yeni hat bu alanda fırsatlar sunuyor.
- 2026 pilot ETS ve COP30 öncesi hedefler sürecin kritik kilometre taşları olacak.
Türkiye’nin İklim Kanunu sonrası AB ile iklim diplomasisinde yeni sayfa
Temmuz 2025’te kabul edilen İklim Kanunu, Türkiye’nin 2053 net-sifir hedefini iç hukuka taşıyarak ulusal Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) için çerçeveyi oluşturdu. Kanunun ardından ikincil mevzuat taslakları kamuoyu görüşüne açıldı ve 2026’da pilot ETS hedefi duyuruldu. Brüksel’deki görüşmeler bu altyapı üzerine inşa edildi; taraflar Paris Anlaşmasıab-turkiye-iklim-diyalog-ets-cbam hedefleri, NDC’ler ve COP30 öncesi yol haritasını ele aldı.
Emisyon ticaret sistemi tasarımı ve karbon fiyatlandırmada uyum arayışı
Diyalogta, sektörel kapsam, tahsis metodolojileri ve doğrulama/raporlama akışı gibi ETS’nin çekirdek tasarım unsurları masaya yatırıldı. Taslak düzenlemelerde yer verilen benchmark temelli ücretsiz tahsis ve belirli tesis eşiği uygulamaları, AB ETS ile teknik uyum alanlarını görünür kılıyor. Amaç, geçiş sürecinde maliyet dalgalanmalarını yönetirken yatırım sinyallerini korumak.
CBAM için yapılandırılmış değişim hattı: İhracat ve ticaret etkileri
AB’nin Karbon Sınır Düzenleme Mekanizması (CBAM) ile Türkiye sanayii arasındaki etkileşim, diyalog kapsamında yapılandırılmış ve düzenli bir bilgi değişimi formatına taşınıyor. Bu hat; metodoloji, raporlama ve mali yüklerin yönetimi konularında öngörülebilirlik sağlayarak, ihracatçı sektörlerde uyum maliyeti planlamasını kolaylaştırmayı hedefliyor.
Uyum ve dirençlilik: Kuraklık, su stresi ve şehirler
Emisyon azaltımı kadar iklim uyumu da gündemin parçasıydı. Türkiye’nin kuraklık, aşırı sıcaklar ve su stresi gibi riskleri öne çıkarken, şehirlerde dirençlilik, tarım-su yönetimi ve afet risk azaltımı için veri temelli planlama ihtiyacı vurgulandı. AB fonları ve teknik iş birlikleri, projelerin hazırlık kalitesi arttıkça daha etkin kullanılabilir.
Siyasi arka plan: BM konuşmaları ve STK’ların iklim kanunu eleştirileri
Bu buluşma, BM İklim Zirvesi bağlamında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmaları ve Türkiye’nin 2035 hedef tartışmaları sonrasında geldi. Birçok STK, İklim Kanunu’nun iddialı ama uygulama ayrıntılarında güçlendirmeye açık yönleri bulunduğunu belirtiyor. AB–Türkiye diyaloğunun kurumsallaşması, eleştirilerin odaklandığı uygulama, şeffaflık ve hesap verebilirlik başlıklarında ilerleme alanı yaratabilir.
Takvim ve bir sonraki adımlar: 2026 pilot ETS ve COP30 öncesi hedefler
Yol haritasının kritik durakları arasında 2026 pilot ETS başlangıcı, ikincil düzenlemelerin netleştirilmesi ve COP30 (Kasım 2025, Belem) öncesi AB ve Türkiye hedef setlerinin uyumu bulunuyor. AB tarafında 2035/2040 için yeni emisyon kesinti hedeflerinin tartışıldığı; Türkiye tarafında ise ETS’nin devreye girişinin sanayi rekabetçiliği ve ihracat açısından belirleyici olacağı öne çıkıyor.
Firecarrier degerlendirmesi: Piyasa tasarımı, veri yönetimi ve risk sinyalleri
Karbon fiyatı ve yatırım sinyali
Türkiye’nin ETS’si, sermaye maliyeti üzerinde yeni bir fiyat sinyali yaratacak. Serbest tahsis yol haritası ve kademeli sıkılaşma hızı, yenilenebilir ve verimlilik yatırımlarının iç getiri oranlarını yeniden şekillendirecek.
CBAM ile iki yönlü risk
Uygulama riski
Raporlama ve doğrulama kapasitesindeki boşluklar kısa vadede maliyet/ceza riskini büyütür.
Fırsat tarafı
Metodolojik uyum ve veri standardizasyonu sağlandıkça CBAM yükü öngörülebilir hale gelir, karbon verimliliği yüksek üreticiler avantaj kazanır.
Veri ve dijital omurga
MRV süreçleri (izleme, raporlama, doğrulama) için dijital hat kurulumu kritik. Firecarrier bakışıyla, şirketlerin saha verisi → kurumsal raporlama → denetim zincirini tekil bir veri omurgasına bağlaması, hem ETS uyumunu hızlandırır hem de sürdürülebilir finans erişimini kolaylaştırır.
Adaptasyonun finansmanı
Uyum projeleri için iklim finansmanına erişim, fizibilite kalitesi ve proje boru hattının disiplinli hazırlanmasına bağlı. Su yönetimi ve şehir dayanıklılığı projelerinde ölçeklenebilir pilotlar yakın dönem için en rasyonel yol.
Yorumunu paylaş
AB ve Türkiye arasında ETS tasarımı, CBAM uyumu ve iklim kanunu sonrası süreçler sizce sanayi ve ihracat için hangi fırsatları ve riskleri getiriyor? Görüşlerinizi bizimle paylaşın.
İlgili haberler
- BM İklim Zirvesi: Erdoğan’ın 2035 emisyon hedefi mesajları
- Türkiye’nin 2035 hedefi tartışması: Emisyon artışı mı, azaltım mı?
- İklim Kanunu ve yerel kalkınma: enerji yatırımlarına etkiler
- TÜREB: İklim Kanunu ve rüzgar yatırımlarının yol haritası
View this post on Instagram