Ana Sayfa Elektrikli Araçlar Avrupa Birliği’nde araçların gerçek çevresel maliyeti: Elektrikli araçlar fark yaratıyor

Avrupa Birliği’nde araçların gerçek çevresel maliyeti: Elektrikli araçlar fark yaratıyor

Yazar

Tem 15, 2025 @ 23:58 Değiştirilme tarihi: Tem 16, 2025 @ 0:37

ICCT’nin güncel raporu, Avrupa Birliği’nde satılan farklı araç türlerinin yaşam döngüsü sera gazı emisyonlarını karşılaştırarak elektrikli araçların üstünlüğünü ortaya koyuyor.

Araçların yaşam döngüsü emisyonları: Neyi gösteriyor?

Uluslararası Temiz Ulaşım Konseyi (ICCT) tarafından Temmuz 2025 tarihinde yayımlanan güncel rapor, Avrupa Birliği’nde satılan araçların yaşam döngüsü sera gazı emisyonlarını detaylı şekilde inceliyor. Benzinli, dizel, hibrit, plug-in hibrit (PHEV), tamamen elektrikli (BEV) ve hidrojenli araçlar (FCEV) kapsamlı olarak değerlendiriliyor.

Elektrikli araçların belirgin üstünlüğü

ICCT raporuna göre, bataryalı elektrikli araçlar (BEV), geleneksel benzinli araçlara kıyasla yaşam döngüleri boyunca %73’e varan oranda daha düşük sera gazı emisyonları üretiyor. Yenilenebilir enerji ile şarj edildiğinde, bu oran %78’e kadar çıkıyor.

Araç Türü	Yaşam Döngüsü Emisyonları (g CO₂/km)	Benzinli araca kıyasla emisyon azalımı (%)
Benzinli Araçlar (ICEV)	235	0%
Dizel Araçlar (ICEV)	234	%0,4
Doğal Gazlı Araçlar (CNG)	203	%13
Hibrit Araçlar (HEV)	188	%20
Plug-in Hibrit Araçlar (PHEV)	163	%30
Bataryalı Elektrikli Araçlar (BEV)	63	%73
Bataryalı Elektrikli Araçlar (Yenilenebilir Enerji)	52	%78
Hidrojenli Araçlar (Doğal Gaz Kaynaklı)	175	%26
Hidrojenli Araçlar (Yenilenebilir Enerji)	50	%79

Hidrojenli araçların belirsiz geleceği

Hidrojenli araçların (FCEV) emisyon azaltımı, hidrojen üretim yöntemine bağlı olarak büyük farklılıklar gösteriyor. Yenilenebilir kaynaklı hidrojen kullanıldığında emisyonlar ciddi oranda azalırken, doğal gazdan elde edilen hidrojenle çalışan araçların emisyon avantajı sınırlı kalıyor.

Hibrid ve plug-in hibrid araçların sınırlı etkisi

Rapora göre, hibrit (HEV) ve plug-in hibrit araçların (PHEV) yaşam döngüsü emisyon avantajları beklenenden daha sınırlı kalıyor. Özellikle gerçek kullanım koşullarında, plug-in hibrit araçların resmi testlerdeki performanslarının oldukça altında olduğu görülüyor.

Metodolojik tercihler emisyonları nasıl etkiliyor?

Rapor, hesaplamalarda kullanılan metodolojik tercihlerin sonuçlar üzerinde büyük etkisi olduğunu vurguluyor. Özellikle elektrik üretim karması, araç ömrü ve gerçek kullanım verileri gibi faktörlerin doğru yansıtılmaması, emisyon değerlerinde ciddi sapmalara yol açıyor.

Politika önerileri ve Türkiye için çıkarımlar

Avrupa Birliği’nin 2035 yılında içten yanmalı motorlu ve hibrit araçların satışını sonlandırma politikası, emisyon hedeflerine ulaşmak açısından kritik önem taşıyor. Türkiye’nin de benzer bir dönüşümü destekleyerek elektrikli araç kullanımını artırması, ulaşım kaynaklı emisyonlarda önemli bir düşüş sağlayabilir.

Elektrikli araçların yaygınlaştırılması, Türkiye için enerji üretimini yerelleştirme konusunda büyük avantajlar sunmaktadır. Elektrikli araçların ihtiyaç duyduğu elektriğin ülke içerisinde nükleer ve yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilmesi, petrol ithalatına bağımlılığı azaltarak dış ticaret dengesini olumlu yönde etkileyecektir. Bu süreçte başlangıç yatırımları ve altyapı hazırlıkları, kısa vadede beklenenden daha büyük maliyetler ve emek gerektirebilir. Ancak bu yatırımlar, orta ve uzun vadede ekonomik istikrarı artıracak ve enerji güvenliğini güçlendirecek kalıcı bir temel oluşturacaktır.

Ayrıca araç üretim süreçlerinde karbon azaltımı, yenilenebilir enerjiye geçiş ve enerji verimliliği gibi tamamlayıcı politikaların da önemi büyüktür. Bu politikalar, kısa vadeli maliyetlerine rağmen uzun vadede hem ekonomik hem de çevresel anlamda sürdürülebilir ve karlı olacaktır.