Güneş ve yıldızları güçlendiren aynı nükleer reaksiyonu kullanarak dünyayı aydınlatma umudu: Fransa’daki Uluslararası Termonükleer Deneysel Reaktör (ITER) ve ABD’deki Ulusal Ateşleme Tesisi’nin (NIF) başarıları.
Fransa’nın güneyinde, bilim dünyasının en parlak zekaları, dünyanın en büyük ve en iddialı bilim deneyini gerçekleştirmek için bir araya geliyor. ITER projesi, nükleer füzyonu endüstriyel ölçekte kullanılabilir hale getirmeyi hedefliyor. Bu karmaşık makine, 23,000 ton ağırlığında ve 150 milyon °C sıcaklıkta çalışacak şekilde tasarlandı.
Nükleer füzyonun çalışma prensibi
Nükleer füzyon, iki hafif atom çekirdeğinin birleşerek daha ağır bir çekirdek oluşturduğu ve büyük miktarda enerji açığa çıkardığı bir süreç. ITER, manyetik hapsedilmiş füzyon yöntemini kullanıyor. Bu süreç, enerji üretiminin yeni ve temiz bir yolunu sunuyor.
Avrupa’nın enerji krizi ve yeşil hidrojenin yükselişi
Avrupa’daki enerji krizi, yeşil hidrojen gibi alternatif enerji kaynaklarına olan ilgiyi artırıyor. Füzyon enerjisi, karbon emisyonu olmayan, sürdürülebilir bir enerji kaynağı olarak görülüyor.
ABD’nin Ulusal Ateşleme Tesisi (NIF): Devrimsel başarılar ve yeni dönem
ABD’nin Ulusal Ateşleme Tesisi (NIF), nükleer füzyon alanında devrimsel bir döneme girmiştir. 2022’nin Aralık ayında, NIF bilim insanları on yılı aşkın bir çabanın ardından, tüketilen enerjiden daha fazla enerji üreten bir füzyon reaksiyonu – ‘ateşleme’ olarak bilinen bu olayı – gerçekleştirdiklerini duyurdu. Bu başarı, laboratuvarın artık yeni bir rejimde çalıştığını gösteriyor: Araştırmacılar, on yılı aşkın süredir peşinde oldukları hedefi tekrar tekrar başarıyla gerçekleştirebiliyor.
NIF’in teknik yenilikleri ve enerji üretimi
NIF, 192 lazer ışınıyla donatılmış, hidrojen izotopları içeren bir kapsülü hedef alarak çalışır. 2022’nin Aralık ayında gerçekleştirilen deneyde, lazerlerin hedefe ilettiği enerjiden %54 daha fazla enerji üretildi. Bu, NIF’in enerji üretimindeki verimliliğinin somut bir göstergesi. Laboratuvar, enerji verimliliği ve füzyon reaksiyonlarının etkinliği konusunda sürekli yenilikler gerçekleştiriyor.
ABD’nin Nükleer Füzyon Araştırmalarına Yatırımı ve Uluslararası İş Birlikleri
ABD hükümeti, NIF’teki bu başarıları daha ileri götürmek için üç yeni araştırma merkezi kurma planları yapıyor. Bu merkezler, nükleer füzyon bilimini ilerletmek için ulusal laboratuvarlar, üniversiteler ve endüstri ortakları arasında iş birliği yapacak. NIF’in başarısı, sadece füzyon topluluğu üzerinde değil, aynı zamanda kamuoyunun algısında da önemli bir etkide bulunuyor. ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, Dubai’deki COP28 iklim zirvesinde, füzyon enerjisini ilerletmek için yeni uluslararası ortaklıklar çağrısında bulundu.
NIF ve ITER Arasındaki Farklar ve Benzersiz Yönler
NIF ve ITER arasındaki temel farklar, kullanılan teknolojilerde ve enerji üretim yaklaşımlarında yatmakta. NIF, lazer tabanlı bir yaklaşım kullanarak füzyonu tetiklerken, ITER manyetik hapsedilme yöntemiyle çalışıyor. NIF’in başarıları, lazer tabanlı füzyonun pratikte de mümkün olduğunu ortaya koyarak bu alanda yeni yatırımların yolunu açıyor.
Türkiye’nin nükleer enerji geleceği ve yeni teknolojilere yaklaşımı
Türkiye, Akkuyu NGS’nin gelişimiyle nükleer enerjide yeni bir döneme adım atıyor. Toplamda 4,800 megavat gücünde dört reaktör içeren bu tesis, Türkiye’nin elektrik ihtiyacının %10’unu karşılaması bekleniyor. Ancak, dünya çapında nükleer enerji alanında yaşanan ilerlemeler ışığında, Türkiye’nin yeni nükleer projelerinde SMR gibi yenilikçi teknolojileri ve ITER ile NIF’teki gibi nükleer füzyon gelişmelerini göz önünde bulundurması önemli. Bu teknolojiler, daha verimli, güvenli ve çevreye duyarlı enerji üretimi potansiyeli sunuyorlar. Türkiye’nin bu yeni nükleer teknolojileri benimsemesi, enerji sektöründe küresel gelişmelerle uyum içinde olmasını sağlayacak ve sürdürülebilir bir enerji geleceğine katkıda bulunacaktır.