Kaliforniya’da etkili olan yangınlar, 130 bin kişiyi tahliyeye zorladı ve 2.000’den fazla yapıyı yok etti. Türkiye için kritik uyarılar barındırıyor.
2025 yılı Ocak ayında Los Angeles County genelinde başlayan orman yangınları, Kaliforniya tarihinin en yıkıcı felaketlerinden biri olarak kayıtlara geçti. Pacific Palisades, Altadena ve Hollywood Hills gibi bölgeleri etkisi altına alan bu yangınlar, toplamda 21.000 hektardan fazla alanı kül etti. Şiddetli Santa Ana rüzgarlarıyla yayılan alevler, beş kişinin ölümüne, binlerce kişinin evini kaybetmesine neden oldu. Bu afet, hem Amerika’da hem de küresel çapta iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik konularında ciddi bir uyarı niteliği taşıyor.
Yangının etkileri ve sebepleri
1. Toplam yıkım: Los Angeles İtfaiyesi’nin raporuna göre, Palisades Yangını 15.800 hektar alanda 1.000’den fazla yapı üzerinde büyük hasar yarattı. Eaton Yangını ise 10.000 hektar alanda başka bir 1.000 yapıyı yok etti. Sunset Yangını ise Hollywood Hills’te 60 hektar üzerinde etkili oldu, ancak hızlı müdahalelerle büyük hasar önlendi.
2. İklim değişikliği: Uzmanlar, kuraklık ve artan sıcaklıkların Kaliforniya’da yangın riskini artırdığını belirtiyor. Özellikle Santa Monica Dağları gibi bölgelerde bitki örtüsü kuraklık nedeniyle yanıcı hale geldi.
3. Şiddetli rüzgarlar: Santa Ana rüzgarları, saatte 100 km’yi aşan hızlara ulaştı ve alevlerin kontrol altına alınmasını zorlaştırdı.
4. Kentleşme: Yangınlar, Pacific Coast Highway gibi yerleşimlerin yoğun olduğu bölgeleri etkileyerek şehirleşmenin yangın riskini artırdığını gözler önüne serdi.
Türkiye için alınacak dersler
Los Angeles’taki bu felaket, Türkiye gibi orman yangınlarına yatkın bölgeler için değerli dersler sunuyor. İşte sürdürülebilirlik ve afet yönetimi açısından alınabilecek önlemlerin başlıcalarını sıraladık.
1. Erken uyarı sistemlerinin geliştirilmesi: Türkiye’de yangınlara karşı uydu tabanlı izleme sistemleri ve yapay zeka destekli erken uyarı mekanizmalarının geliştirilmesi gerekiyor.
2. Orman yönetimi ve koruma: Türkiye, 22.933.000 hektarlık orman alanını korumak için düzenli bakım, yangın bariyerleri ve yangına dayanıklı bitki türlerinin yetiştirilmesi gibi önlemler almalı.
3. Toplumsal farkındalık ve eğitim: Yangınların büyük bir kısmı insan kaynaklı. Bu nedenle eğitim ve farkındalık kampanyaları hayati önem taşıyor.
4. Yenilenebilir enerjiye geçiş: İklim değişikliğiyle mücadelede, karbon salınımını azaltmaya yönelik politikalar öncelikli hale getirilmeli ve uygulamaya konulmalı. Bu, enerji üretiminde yenilenebilir kaynaklara geçişin hızlandırılması, fosil yakıtların kullanımının kademeli olarak azaltılması ve düşük karbon teknolojilerinin yaygınlaştırılması gibi adımları içermeli.
Türkiye’nin iklim değişikliğiyle mücadelesi için dersleri
Los Angeles’taki orman yangınları, sadece Amerika için değil, küresel ölçekte iklim değişikliğinin yıkıcı etkilerini bir kez daha gözler önüne seriyor. Bu felaket, orman yangınlarıyla mücadelede mevcut yöntemlerin yetersizliğini ve iklim politikalarının hızla güçlendirilmesi gerektiğini açıkça ortaya koyuyor.
Türkiye açısından, bu tür olaylar hem önleyici adımlar atmanın hem de sürdürülebilir bir afet yönetim sistemi kurmanın önemini vurguluyor. Orman yangınlarına karşı erken uyarı sistemlerinin iyileştirilmesi, yangına dayanıklı orman yönetim politikalarının uygulanması ve toplumun bilinçlendirilmesi hayati önem taşıyor. Bunun yanı sıra, yenilenebilir enerjiye yönelim ve karbon emisyonlarını azaltma çabaları, uzun vadede bu tür felaketlerin riskini azaltabilir.
İlgili Makaleler
- Orman Yangınları ve Hava Kirliliği: İklim Değişikliği Tehdidi
- İklim Krizi Orman Yangınlarının Şiddetini Artırıyor
- Ormanlar Neden Yanıyor?
- Türkiye’de 44 İlde 158 Orman Yangını: Nedenler ve Önlemler
- Kasırgalar, Sel ve Kuraklıklar Üzerindeki Küresel Isınma Etkileri